-4-

37 5 3
                                    

"Sen vampir misin?"

Ağzını açıp konuşacağı sırada kapı çalmıştı, bir açıklama bekler gibi boğazımı temizledim fakat o cevap vermemekte kararlı bakınca, bir dakika işareti yapıp kapıyı açmak için ayağa kalktm. Delice vurulan kapı sesi birden durmuştu. Kapıyı açtığımda karşımda Defne vardı. Bana şirince sırıtıyordu ve içeri geçmek istediğine dair bakışlar atıyordu. Defne ile beraber içeri geçtik fakat Y'ye bakmak için odama gittiğinde orada olmadığını görmüştüm, her zaman ki gibi kaçmıştı.

"Kaç gündür nerelerdesin sen?" dedim onu salondaki rahat koltuğa oturturken.

"Bir kaç işim vardı, onları hallettim" dediğinde oturduğum yerde elimle saçımı düzeltip gülümsedim.

"Adresimi nasıl buldun?"

"App Watch'umu arabanda düşürmüşüm. Günlerdir arıyordum, konumunu bulunca almak için geldim, arabanı görünce burasının senin evin olduğunu anladım"

"Pekala... Nasılsın?"

"İyiyim canım, sen nasılsın?"

"N'olsun, uğraşıyoruz işte" dedim sıkıntılı bir nefes verirken. Y aklımdan çıkmıyordu.

"Hayırdır? N'oldu?"

"Ben de bilmiyorum ki sana anlatayım" dedikten sonra burukça gülümsedim.

"Okula yeni bir profesör gelmiş diyorlar. Doğru mu?"

"Evet"

"Nasıl biri? Kız mı erkek mi?"

"Erkek"

"Yakışıklı mı? Evli mi? Hangi derse giriyor?"

"Sakin olabilir misin acaba?!"

"Kusura bakma ya, heyecanlanıyorum" dediğinde abartılı bir şekilde göz devirdim.

"Yakışıklı ve evli değil. Biyokimya'ya giriyor. Başka sorun yoksa bu konuyu kapatmak istiyorum"

"Şu anlık hayır. Yaklaşık iki saat sonra göreceğim zaten"

"Ah! Bugün fakülteye gidecektim, tamamen aklımdan çıkmıştı"

"Sen... iyi misin?"

"Sanırım" dedim dudaklarımı birbirine bastırırken.

^-^

"İyi de, hocam ben yine anlamadım"

"Gece, normalde bu tip soruları kolayca çözebilen bir kızsın. Ali profesör anlatmıştı. İyi misin? Ya da kafana bir şey mi taktın? Veya da ben mi anlatamıyorum?"

"Evet, kafama mükemmel bir şey taktım. Hatta o takıntımın cevabını aradım ama cevabımı alamadan, cevabı öğreneceğim kişi gitti. Ayrıca hayır hocam, siz mükemmel anlatıyorsunuz" dediğimde anladığını belirten bir şekilde kafasını salladı Yekta Hoca.

"Peki, bu şey seni korkutuyor mu? Ya da herhangi bir şey hissediyor musun alacağın cevaba karşı?" dediğinde gözlerimi kısarak cevap bekleyen hocama baktım. Korksaydım, akşam onunla uyuyamazdım, hatta sabah o kadar yakın davranamazdım. Yine de aldığım cevaptan sonra ne yapardım hiçbir fikrim yoktu.

"Korksaydım, cevabı beklemezdim"

"O zaman bekle, beklersen belki de cevabı kendin alırsın"

"Belki. Neyse, hocam ben bugün erken çıksam olur mu? Projeyi yapmayı düşünüyorum" sonra da yine o sokağa gidip, Y'yi beklemeyi.

"Olur ama, bir şey denememe izin verir misin?" dediğinde onaylarcasına başımı salladım.

Elimi kaldırdı ve önce baş parmaklarımızı sonra işaret parmaklarımızı ve daha sonra da orta parmağımızı birleştirdi. Kalan parmaklarımızı da birleştirip, elimi tam olarak eline oturttu. Parmaklarım uzun ve ince olduğundan neredeyse onun eli kadar elim olmuş oluyordu ama elinin genişliğinden dolayı elim, ellerinin arasında minicik kalıyordu.

SARI KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin