-6-

28 4 1
                                    

Çalan korna ile gördüklerimden ayrılırken artık çok geç olduğunu fark etmiştim çünkü çoktan karşımdaki arabayla sert bir şekilde çarpışmıştık.

^-^

Kafamı kaldırdığımda çarpıştığımız yerde olduğumu gördüm. Çarptığım araba burada değildi. Büyük ihtimalle basıp gitmişti.

Anlımdan süzülen sıcak sıvı hissettiğim gibi kafamı sert çarptığımı anlamıştım. Oysa ki kemerimi de takmıştım. Gözlerimi direksiyona çevirdiğimde psikopatça gülümsedim. Direksiyon kan içindeydi ve büyük ihtimalle suratım da öyle. Arabadaki dikiz aynasından yüzüme baktığımda gerçekten de suratımın yarısının kan içinde olduğunu ve hala kanamaya devam ettiğini gördüm.

O sırada telefonum çalmaya başlayınca, çantamdan telefonumu çıkardım ve başımdaki inanılmaz baş ağrım gözlerimi kapatırken kim olduğuna baktım.

Yekta Ateş  arıyor...

Tam aramayı cevaplayacaktım ki kapandı. Ekranda beliren 58 cevapsız aramanın hepsi Yekta Hocaya aitti. Saate baktığımda okula geç kaldığımı fark ettim.

12.43

Saat 10'da dersim vardı ama saat neredeyse öğlen 1'di. Telefonum tekrar çalmaya başladığında kimin aradığını çözmeye çalıştım. Gözlerim o kadar bulanık görüyordu ki kimin aradığını umursamadan telefonu açtım.

"Alo"

"Gece?! Ah şükürler olsun! Nerelerdesin sen? Bugün öğretmenler ve asistanların toplantısı var. Kesinlikle gelmen gerekiyor! Eğer neredeysen çab-"

"Hocam, ben kaza.." derken bayılacak gibi hissettiğim için başımı toparlayıp kafamı geriye yasladım ve koltuğumu biraz yatırdım.

"Anlayamadım?"

"Ben kaza yaptım. Sanırım hastaneye gitsem iyi olacak. İsterseniz bensiz katılın ya da erteleyin ya da ertelemeyin geliyorum ben" aslında gitmeyecektim ama bu olayın duyulması beni çok sinir ederdi. Sinir ederdi çünkü samimiyetsiz insanlar gelip, neyin var? geçmiş olsun gibi şeyler söyleyip benim sinirimi bozacaktı.

"Gece saçmalama! Nerede olduğunu söyle ben geliyorum beraber hastaneye gidelim"

"Hocam, geliyorum ben. Vazgeçtim hastaneye gitmeyeceğim"

"Kızım saçmalama, sağlık meseleleri dalgaya gelmez. Nerede olduğunu söyle bana" dediğinde çoktan arabayı çalıştırmış ve fakülteye doğru sürmeye devam etmiştim.

"Yapacağım şeyden ötürü kusura bakmayın hocam. 10 dakikaya oradayım" dedikten sonra telefonu suratına kapattım. Olabildiğince dikkatli bir şekilde gitmeye çalışıyordum ama başımdaki ağrı sık sık gözlerimin kapanmasına neden oluyordu.

Sonunda fakülteye geldiğimde torpidodan ıslak mendil çıkardım ve önce yüzümü sonra ellerimi daha sonra ise direksiyonu sildikten sonra çantamı da alıp, arabadan indim. Başımın dönmesine aldırmadan dikkat ederek ilerlemeye başladım. Arabayı kilitledikten sonra duvar kenarındaki çöpe kirli ıslak mendili attım.

Bir şey mi oldu sana? Kokun çok yoğun bir şekilde etrafta dolaşıyor.

Kafama seslenmesine aldırış etmedim. Etmedim çünkü beynimi yordukça bayılacak gibi oluyordum.

Neredesin?

Canım acıyor, seslenme.

Başımın dönmesiyle yere düşmem bir olurken bu sefer sinirle ayağa kalktım. Fakülteye girdim ve direk danışmaya ilerledim.

SARI KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin