Gözlerimi açtığımda hostes kızın garip bakışlarıyla karşılaşmıştım. Neden öyle baktığını anlamaya çalışırken belimde bir hareketlilik olmuştu. O an anlamıştım zaten. Mark hyung yine sarılarak uyuma çabasına girmişti hemde uçakta!
Hostesten bir kahve aldım ve rastgele bir film açtım. Romantik-dram çok izlemezdim demek isterdim ama malesef seviyordum ve Mark bunu delice buluyordu.
Uçağa bindiğimizde elimi hiç bırakmamıştı yani bunun sebebi belli ki korkum yüzündendi. Aklıma gelen Gyeom ile kaşlarım çatılmıştı. Ah umarım bilet almamıştır.
İnince ilk iş onun yanına gitmeliydim. Mark geri dönerdi heralde. Kafamı tekrar ondan tarafa çevirdiğimde tatlı tatlı gülümsediğini görmek beni afallatmıştı. Ne görüyorduda bu kadar mutluydu hemde şuanda? Yüz hatlarını ezbere bilmeme rağmen yaklaşıp tekrar incelemeye başladım ama birden gözlerini açtığında şaşırmıştım.
"Jinnie beni öpmeye kalkışmaktan vazgeç lütfen." diyip sırıtmıştı bide.
Bende anında geri fırlamıştım ki boşlukta kalan eliyle beni kendine yaklaştırıp alt dudağımın aşağısına çok çok çok dibine bir öpücük bıraktı. Şaşkın şaşkın bakarken sinirlenmeye başladığımı hissetmiştim. Kendimi geri çekmiş ve hiç ayrılmamış ellerimizi şuan ayırmıştım.
Kulaklığı takıp filme odaklanmaya çalıştım ama bu çok fazlaydı. Kalbim böyle atarken hiçbir yazı anlam kazanmıyordu benim için. Bir yandan da tekrar korkmaya başlamıştım çünkü ona değmiyordum bile. Gözlerimin dolmaya başlamasıyla kafamı cama çevirdim.
Usulca akan gözyaşlarımı ona fark ettirmeden silmeye çalışıyordum. Uçaktan inebilceğimiz anonsu geldiğinde daha hazır değildim. Ağlamaya ihtiyacım vardı.
Mark bana birkaç kere seslendi ama cevap vermemiştim. O da en sonunda elimi tutup çekişleyerek indirdi ve havaalanının çıkışına kadar gelmiştik. Beni sertçe kendine çektiğinde yüzümü ve gözlerimin halini görmüş hayal kırıklığıyla bakıyordu.
"Jinyoungie benim yüzümden mi ağladın? B-ben çok üzgünüm gerçekten üzgünüm."
Bir an olsun bu kekeleyişini gördüğüm için gülesim gelmişti ama sinirim hala baskındı. Ve bağırmaya başladım.
"Hyung ben cidden çok sıkıldım. Amacın ne senin? Ben sana aynılarını yapsam beni uzaklaştırıyosun kendinden ama sen bana istediğini yapabilceğini sanıyorsun. Üstelik senin sevgilin var evet farkındayım bir erkekle birlikte olmak aklından bile geçmez ama sevgilin varken arkadaşın bile olsam bir sınırı olmalı haksız mıyım yoksa?!"
Kafasını eğdiğini gördüğüm an pişman olmuştum. O kadar şeyi düşünürken bide bunu eklemek hiç istemezdim ama birikmiştim ve ne zaman patlayacağımı hiçbir zaman kestiremezdim.
"Jinyoung ben bunları yapmamanı sana ciddi ciddi demiyordum ki yani evet bazen ciddiydi ama aish napayım kendime engel olamadım 1 haftadır görüşmüyoruz özlemiştim. Seni seviyorum ve en yakın arkadaşı geç benim için her şeysin her şey demeksin. Bu yüzden bana yapmamamı söyleme sakın."
Öyle net konuşmuştu ki kalmıştım. Ne diyeceğimi bilemedim. Ama bana çok garip bakıyordu ve ben dayanamayıp yanına yanaştım. Ona sıkı sıkı sarıldım ve çene kemiğine öpücükler kondurdum.
"Sende benim için her şeysin Mark."
Bunu söylememi beklemediği açıktı çünkü anında gülmeye başladı ve onun gülüşü de beni mutlu etmeye yetti.
Birden aklıma gelen kişiyle telefonumu çıkarıp onu aradım. Hyung sadece bakıyordu. O anda tatlı sesi duymuştum.
Ah indin mi jinyoung hyung? Gelip seni almamı ister misin? Bavulun çok ağır mı? Kendini nasıl hissediyorsun? Ardarda gelen sorular sırıtmama neden olurken bir anda yorgun hissetmiştim.
Gyeomie ben gayet iyiyim biraz yorgun olduğum için eve geçicem yarın buluşalım olur mu? Bu onun için bir soru bile değildi. Beni onaylayıp telefonu kapattığında Mark'a döndüm ama bişey dememe izin vermedi.
"Gelmişken bizimkileri görürüm o yüzden bu gece burda seninle kalıyorum."
___
Çok mu kötü bir bölümdü ya!? Yazmaya yazmaya hamlamışım sanırım dndkwpwğsişsşdşd
Neyse mark fikrini değiştirdiğine göre party hard
İki üç bölüme eski şeyime dönerim umarım ve siz sıkılmazsınız:(
Bugün iki üç bölüm atmaya çalışırım.
🐦gillerim oy verün garü bide akış hakkında yorumlarınızı bekliyorum sizi çoook seviyoruum💖
