1.5

247 37 4
                                    

"SANA BENİM OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİM AH LANET OLSUN JİNYOUNG SEN BENİMSİN DEDİM VE SEN O ÇOCUKLA ÖPÜŞTÜN MÜ?!?!"

Duyduklarım beni yatıştırmıyodu beni dahada sinirlendiriyordu.

"Mark ben onunla öpüşmedim o beni öptü anlıyor musun? Ayrıca ilk öpüşmem falan da değildi sen neyin kafasındasın?" ne düşündüğünü anlayamıyordum. Tam o anda gözünden yaşlar akmaya başladı ve bu benim irademin yok olmasına neden oldu.

Gelip bana sarıldığında istemsiz bende sarıldım.

"Hyung hadi uyumalısın." bana sımsıkı sarılıyordu. "Ama seninle konuşmalıyım Jinyoungie"

"Ayıldığında konuşmayı denersin ben şu an seninle konuşmak istemiyorum." onu zorla yatağıma yatırıp ışığı kapattım.

Beni gerçekten ne olarak gördüğünü anlayamıyordum nasıl sevgilisi varken birinin olabilirdim ki bu saçmalıktı..

•••

Bütün eve bakmıştım defalarca aramıştım ama Mark'ı bulamıyordum. Kendime kızarak ne yapıcağımı bilmez halde kalakalmıştım.

Açılan kapıyla kafamı çevirirken Mark'ı gördüğüm anda ağlamaya başlamıştım. Bu şey gibiydi küçükken en sevdiğim oyuncağı annemin başkalarına verdiğini sanmam ve sonradan bulduğum anda hıçkırmaya başlamam gibiydi.

Onu korkuttuğumu biliyordum ama önce o beni korkutmuştu. "Jinnie neyin var bak beni endişelendiriyosun."

Yüz ifadesine normalde olsa kıçımla evde yuvarlanarak gülebilirdim ki yapmışlığım var. Ama şuan elim ayağım boşanmıştı.

"Ben gittiğini sandım" dediğim anda gülmeye başlamıştı beni kollarının arasına alırken.

"Tamtersine ben artık burdayım Jinnie" ona anlamsızca bakarken açıklama gereği duymuştu.

"Yani artık annemle buraya geri dönüyoruz ve sanırım annen hiçbir şekilde izin vermediği için annem daha iyi olana dek sizinle kalıcaz." neşem yerine gelirken ani mutluluğumla Mark'ın üstüne çıkıverdiğimi anlamamıştım bile.

Kendimi tam geri çekiyordumki eli belimi kavradı.

"Peki şimdi benimle konuşmak istiyor musun?" biraz burnunu sürtücektim sanırım.

"Hayır sen benimle konuşabilmek gibi yüce bir onuru haketmiyorsun." yine kahkahalarını duyduğumda içten içe gülüyordum ama dışım buzdu.

"Tamam o zaman bu onuru nasıl hakedebilirim Yüce Jinyoungie?" kıkırdamama engel olamamıştım.

Beni kucağına alıp koltuğa yatırdığında kendide yanıma yayıldı ama birimiz düşücek gibiydik.

"Hyung düşüceksin ben yan koltuğa geçeceğim." hareketlendiğim sırada o yatar pozisyondayken beni üstüne oturtmuştu.

"Benim üstüme yatmaktan çekinmiyordun şimdi neden yatmıyorsun?" bunu ciddi ciddi sorduğuna inanamıyordum. Kızarmaya başlamıştım bile.

"Sevgilin varken yapmamaya özen gösteriyorum çünkü böyle şeylere saygım var." beni dediklerime rağmen üstüne yatmaya zorlamış ve başarmıştı ama konuşurken yüzlerimiz çok yakındı.

"Jinyoungie sanırım beni etkiliyorsun ve b-bu kadar yakın olman beni t-off"

"Hyung sen iyi misin?" daha da kızarıyordum.

"Tamam Park Jinyoung bugün burda herkes her şeyi itiraf edicek çünkü ben artık dayanamıyorum kabul mü?" suratına bön bön bakarken cevaplamayı unutmama ramak kala söyleyiverdim.

"Tamam hyung önce sen başla!"

______

Yeeey omfg falan dediğinizi duyar gibiyim snsjslslsllsldğwis
burada bırakıyım ve heyecandan geberin istiyorum ama kıyamıyorumda napsam bilemedim ayh🤯🖤

 mayday , markjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin