1.6 • end of the text

318 31 15
                                    

Oturur pozisyona geçtiğimde gözlerini benden ayırmıyordu. Biraz bekledim ama konuşmaya nasıl başlayacağını mı bilmiyordu rmin değilim bir türlü konuşmamıştı.

"Hyung ben zaten sana itirafımı yaptım ve bunu hatırladığına adım gibi eminim." aslında emin değildim sadece deniyordum ama kafasını salladığında yerin dibine girebilirdim.

"Jinyoungie aslında bakarsan ben seninkinin tüm zamanların boyunca benimle olduğun için bir alışkanlık olduğunu düşünmüştüm." gözlerimle ona 'kes sesini kaşar' bakışımı attığımda devam etti.

"Ama sanırım öyle değil ve bende bunu artık söylemeliyim." o kadar sıkıcıydıki birazdan esneyebilirdim.

"Evet bende sana aşığım Park Jinyoung." bu cümleyi söylediği an içimde kıpraşan kelebekleri bir kenara bırakıp telefondan saate ve dakikaya baktım.

Bana 'napıyosun aq' der gibi bakıyordu. Güldüm.

"Sanırım bu anı sonsuza dek kaydedeceğim." işte şimdi gülme sırası ondaydı.

Ona yaklaşıp sarıldığımda "Küçük bir kediden bile daha sevimlisin gözümde ama bazen beni çileden çıkarıcak kadarda seksi oluyorsun. Bunu nasıl yaptığını bu etkiyi bende nasıl bıraktığını bilmiyorum ama senin her şeyini her şeyinle çok seviyorum." telefonumu gözümün önünde sallayıp "Bu anı bozma seni sersem" diye tatlı bir sinir göstermişti.

Gülmeye başladığımda yine o inceleyen bakışları yüzümü süslüyordu.

"Jinyoung uzun zamandır hiç düşünmeden yapmak istediğim bir şey var bunu yapabilir miyim?" ona garip garip baktım.

Ve hemen kollarımı vücuduma sardım. Kahkahalarla gülmeye başladığında kendimi salak gibi hissediyordum.

"Hayır benimki daha masumdu ama onunda günü gelicek tabiki." diyip sırıttığında kafamı koltuğa gömmüştüm.

Şu meşhur öpücükleri ensemde hissettiğimde adımı fısıldayıp duruyordu. Kafamı kaldırıp ona baktığımda yıllar gibi bir süre sonra dudakları dudaklarımı buldu.

Öyle güzel öyle mayhoş edici bir öpüşü vardı ki kendimi tamamen ona bırakmıştım.

Beni deliye çeviriyordu. Dili yerinde durmazken nefesimizin bittiği anda ilk önce dudağımı yalamış sonra öpücükler bırakmıştı.

Gözlerimi onun gözlerine bakması için kendimi ikna edemezken o direk bana bakıyordu. Tamamen bendeydi.

Eliyle çenemden tutup kaldırmış ve gözlerimizi buluşturmuştu.

"Galiba bundan sonra bir sevgilin var Park Jinyoung!" içimde anlatamadığım o eşsiz his birden kayboldu.

"Bir dakika, peki Mia?!" kafasını salladı.

"Aslında Mia'yla ilişkimiz yoktu bile herkese öyle söylediğinde onun için susmuştum ama dün kavga ettiğimizde aklımı başıma getiren oydu. Sana sırılsıklam aşık olduğumu o bir çekici kafama vurar gibi söylemişti." sırıttım. Ve bekledim.

"Yani çoktan bitmiş bir şeydi yada hiçbir şeydi çünkü başından beri sadece sen vardın."

•••

Sırıtmama engel olamayarak son satırları yazdım.

"çünkü başından beri sadece sen vardın" dedi.

Arkadan gelen bir markachu sesiyle kafamı kapıya çevirdim.

"BANA ORTAK HESAP AÇMAK GİBİ BİR SALAKLIK YAPMAYACAĞIMIZI SÖYLE SEVGİLİM, LÜTFEN!" kıkırdadım.

"Sevgilim dediğin için bunu biraz düşüneceğim."

_______

YENİ MARKJIN TEXTİME BAKMAK İSTERSENİZ ADI "AMİCA MEA"

BİR MARKJIN TEXT'in daha sonuna gelmiş bulunmaktayız.

Bu hızlı son için üzgünüm:(

Ama kendimi hemen affettirmek adına yeni bir markjin hikayesi başlangıcı yayımladım bahsettiğim gibi.

Sizi seviyorum millet, Tüm destekleriniz ve her şey için Teşekkürler!

 mayday , markjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin