21 | Ateş Kadehinin Seçimi

2.8K 301 81
                                    

Hello! Umarım bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3

Sınır: 60 vote, 60 yorum

Bölümün Yayınlanma Tarihi: 10/09/2018

Ella Mia-Trip

Jennie

Taehyung üzerindeki hırkasını omuzlarımın üzerine bırakarak yanıma oturmuştu, ikimiz şuanda karşımızda tekrar çığlıklar atmaya başlayan Mallerie kuşlarını izliyorduk.

''Anlatacak mısın?'' Taehyung sonunda ağzını açtığında, bakışlarımı ona çevirdim. Bana bakmıyordu, hala Mallerie kuşlarına bakıyordu. Ona anlatsam mı? Anlatsam, benim dünyayı yok edeceğimi ama ona yalan söylediğimi düşünür mü?

''Niye öyle bir şey düşünsün ki?'' Jimin'in sesiyle irkilerek, bakışlarımı bana bakmak için çeviren Taehyung'un yüzünden kaçırdım ve diğer tarafımdaki yerini alan Jimin'e bakarak: ''Artık düşüncelerimi okumayı keser misin?'' dedim öfkeyle. Omuzlarını umursamazca silkip:

''Sende öyle şeyler düşünüyorsun ki, düşüncelerini okumamak için çok çapa sarf etsem de beceremiyorum. Hem kaç gündür, ölü gibi etrafta dolaşıyorsun, artık beynini kemiren şu düşünceyi bana söyler misin?'' durdu ve bakışlarını Taehyung'a çevirip: ''Yani bize'' dedi. 

''Bilmiyorum'' diyerek mırıldandım.

''Peki, biz soralım sen cevapla'' diyen Taehyung'a bakışlarımı çevirdiğimde, sorusuna daha cevap veremeden: ''Jessica kim? Neden onunla ölüler diyarında buluştun? Daha doğrusu orada nasıl buluştunuz?'' dudaklarımı birbirine bastırıp, bakışlarımı tekrar ondan kaçırarak Mallerie kuşlarına çevirdim. Acı ve tiz çığlıkları bulunduğumuz yerde yankılanıyordu, eğer onlara yardım etmezsem acı çekmeye devam edecekler dimi? Eğer beynimi kemiren Jessica ve şu ölüler diyarını Taehyung, Jimin ya da başka birine anlatmazsam, beynimi kemiren düşünceler beni öldürebilirdi değil mi? 

''Peki, anlatacağım ama sadece ikiniz. Lütfen, zamanı gelince diğerlerine söyleyeceğiz. Eğer bu konuda anlaşırsak, anlatacağım.'' dedim. İkisi aynı anda: ''Anlaştık'' dediklerinde derin bir nefes alıp verdikten sonra: ''Jessica benim ölen ikiz kardeşim...''

Mürver asanın, Mallerie kuşlarının ve ölüler diyarında buluştuğum Jessica ile ilgili olan her şeyi tek tek onlara anlattığımda güneş artık son ışıklarını bize sunarak, aydınlığı karanlığa bırakıp yok olmuştu. Jimin ve Taehyungsa anlattığım şeylerin şokuyla beraber sadece birbirlerine bakıyorlar ve ağızlarını bıçak bile açmıyordu.

''Bu yüzden turnuvaya katılmamam gerek, bu yüzden bana bu soruyu herkese atarlanıyorum. Bunu yapamam ki, turnuvanın sonunda veya ortalarında neler olacağını bilmiyorum. Belki ölümle burun buruna kalacağım, belki Jessica bunu fırsat bilerek dünyaya saldıracak, belki de sizlerin yanında olduğum her saniye, her dakika boyunca hepiniz ölümle yüzleşeceksiniz. Bu yüzden turnuvaya katılmayacağım ama sizi her daim destekleyeceğimi de unutmayın.'' dedim. Jimin, bir elini omzumun üstüne atıp: ''Sen olsaydın daha güzel olurdu belki'' dediğinde omuzlarımı silkip: ''Böylesi daha iyi'' dedim ve Jimin'in omzumdaki elini kavrayıp: ''Artık gitsek iyi olur, ateş kadehinin seçimlerini duyma zamanımız geldi.'' ikisi de beni onayladığında, Jimin elini omzumdan çekip, ışık hızıyla doğruldu ve ışık hızıyla gözden kaybolduğunda başımı iki yana salladım. Hız gücünü kullanmaya bayılıyordu, düşünce okuma gücünü de öyle. Gözlerimin önünde beliren elle beraber bakışlarımı elden, elin sahibi olan Taehyung'a çevirdim. Bakışlarında bu sefer yumuşak bir ifade vardı, soğuklukta vardı ama böyle içinizi üşütmeyecek bir soğukluk gibiydi. Uzattığı elini kavradığımda beni çevik bir hareketle kaldırmıştı. Elimi bırakıp, elini ceketine doğru uzattığında olduğum yerde hareketsizce duruyordum. Ceketinin, fermuarını takıp, yavaşça yukarı çıkardığında uzun parmaklarının arkası hafif hafif derime değiyordu ve değdiği her yeri alev gibi yakıyordu. Fermuarı, boğazımın bir kaç santim aşağısında durdurdu ve bir şey demeden, arkasını döndü. Neden arkasını döndüğünü idrak etmeme fırsat vermeden: ''Islak çamaşırlarını çıkarıp, kuru olan pantolonunu giyin.'' demişti. Görmediğini bildiğim halde başımı aşağı yukarı sallayıp, ıslak olan ilk çamaşırımı çıkarıp, kenarda duran pantolonumu hızlı bir şekilde giyindim. Hırkanın içinden de sütyenimi çıkarıp, yerdeki atletimi bacaklarımdan yukarı doğru çıkarak giyindim. Tişörtümü giymeme gerek yoktu, bu yüzden ıslak ilk çamaşırlarımı tişörtümün içine koydum ve arkası dönük olan Taehyung'a dönmesini söyledim. Yavaşça bana doğru döndüğünde, beni baştan aşağı süzüp, başını aşağı yukarı salladı ve hız gücünü kullanarak hızlı bir şekilde ortadan kaybolduğunda bende hız gücümü kullanarak kızlar yurduna geçiş yaptım.

Magic University | BTS & BP | ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin