Magic University | BTS & BP | ✔️

32 | Arkadaşların Desteği En Büyük Güçtür

Bölümün Yayınlanma Tarihi: 25/06/2019

Kygo & OneRepublic-Stranger Things

Jennie

''İyi de bu işin ilginç bir tarafı yok ki?'' Hoseok'un sorusuyla Yoongi başını hızlıca iki yana salladı. Yüzündeki korku, telaş o kadar net okunuyordu ki dayanamayarak masanın üzerimden elimi uzatarak elini kavradım.

''Söyle'' dedim. Söylemekten korktuğu şeyi söylemesini sağlayarak, Taehyung'la ilgili gördüğümü görüntülerden sonra Lisa'nın acil mesajıyla okulun arka tarafındaki küçük kulübede buluşmuştuk hepimiz.

Yoongi elimi sıkıp: ''Ateş nehrini biliyorsunuz değil mi? İşte gördüğüm nehir oydu ve nehir, tamamen kanla kaplıydı'' kan kelimesi Jessica'nın kanla kaplı tahtını gördüğümden beri kan kelimesini her duyduğumda garip hissetmeme neden olan bir hissi hissediyordum ama bu hissi anlatacak ne bir kelimem, ne de başka bir şeyim vardı.

''Kanla kaplı mı? Ne kanıydı? İnsan mı, hayvan mı?'' Yoongi'nin gözleri korkuyla kısıldı, kavradığım eli hafif hafif titriyordu. Elini hafif sıkarak: ''Gelecek değişkendir Yoongi, bunu unutma ve korkmadan ne kanı olduğunu söyle'' dedim ona destek olurcasına. Bir elini ben, diğer elini de Lisa tutuyordu.

''Tüm dünyadaki varlıkların'' dedi. Tüm dünyadaki varlıkların kanı mı? Bu bana dünyanın sonunu hatırlatmıştı, eğer bunu görmüşse bu demek oluyor ki gelecekteki görüntü dünyanın sonunu belirten bir görüntüydü.

Asıl sıkıntıysa, dünyadaki tüm varlıklar öldüyse dünya nasıl hala olduğu gibi kalabilmişti?

''Garip'' diye mırıldandı Namjoon. Jihyo, Namjoon'un koluna girerek: ''Jennie'nin de dediği gibi gelecek değişkendir, gördüğün görüntünün gerçekleşme olasılığı hem var hem de yok. Bunu bildiğimize göre, tüm varlıkların yok olmasına izin vermeyecek şeyler yapacağız.'' dedi bir lider edasıyla. O ve Namjoon'da hep bir lider havası sezmiştim, ikisi liderliğe çok fazla uyumluydu.

''Ne diyorsun Jennie?'' hepsinin bakışları bana dönmüştü. Ben Namjoon ve Jihyo'yu lider görürken onlar beni lider olarak görüyorlardı.

Benden lider olmazdı ki? Onlar yanımda bulundukları her dakika tehlikedeler, bunu bile bile onları tehlikeye sürükleyemem ki. Sürüklemek aptallık olur, onları hayal kırıklığına uğratacak bir durum olur.

''Buna ben cevap vermemeliyim'' dedim kendimi onlardan uzaklara çekerek. Yapamazdım! Göz göre göre onları kendimle beraber tehlikeye sürükleyemezdim.

'Tehlikeye sürüklemiyorsun Jennie, tehlike sensin'

Jessica'nın sesi kafamın içinde yankılanırken çektiğim acıyı çocuklara belli etmemek için kendimi zorlukla tuttum.

'Git başımın içinden Jessica!' diyerek bağırdım içimden. Jessica'nın tiz kahkahası beynimi yakıp geçerken kendimi daha fazla tutamayarak başımı ellerimin arasına alarak, gözlerimi kapattım.

'Kafandan gitmem için ölmem gerek. Sonuçta biz ikiziz ve ikizler, her şeyi hissederler.'

'Sen ölüsün!'

'Eğer ölü isem nasıl bu kadar acı çekiyorsun?'

'Git başımdan!'

'Merak ediyorum da ben acımasızca öldüğümde, hissettin mi? Canım yavaş yavaş tükenirken hissettiğim o acıyı sende hissettin mi?' sesi gittikçe yakınlaşıyordu ve yakınlaştıkça daha da yankı yapıyordu.