Hello! Umarım bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar 💜💜💜💜💜💜💜
Sınır: 14. Bölüm ve 15. Bölüm 30 vote, 30 yorum olduğunda gelecek. (Elimde bölüm yok çaktırmayın ajdjdjd)
Bölümün Yayınlanma Tarihi: 10/07/2018
GOT7-No Jam
Jennie
Bakışlarımı bana yavru bakışlar atan Jisoo'ya çevirdim. Bende odada kalmak istemiyordum ama müdür, deniz kızlarıyla beraber o hastalıklı odaya gitmemi istiyordu.
''Jisoo, bana öyle bakma'' dedim yatağımın üstünde duran yastığı kafasına atarak. İnleyerek kafasını tutup: ''Şiddete gerek yoktu!'' dedi. Gülüp: ''Biliyorum ama işte başka türlü seni reddedemem.'' çantamı yatağımın üstünden alıp, Jisoo'ya havadan bir öpücük atarak hızlı bir şekilde odadan çıktım. Hasta olduğuma göre vampirlerin ve kurt adamların dersine katılamayacaktım, belki ejderhaların da dersine katılamam. Ne zaman iyileşeceğimi bende bilmiyorum. Hastalıklı oda, yurdun en altında kalıyordu, kısaca bir havuzun yapılabileceği tek yerde. 'Hastalıklı oda' yazısına bakarak kaşlarımı çattım, saçma bir isim değil mi sizce de? Şahsen bana fazla saçma geldi. Kapıyı açıp içeri girdiğim gibi yosun kokusu ve garip bir koku burun deliklerimi deşerek vücudumda yayılmaya başladı. Çok ağır bir kokuydu. Oda da fazla karanlıktı, sadece tavandaki yeşil, sarı, mavi ve kırmızı ışıklar odayı aydınlatıyordu. Odanın tam ortasında, uzun bir havuz vardı. Havuzun rengi sarı ve yeşildi, yani başımdan aşağı dökülen suyla aynı renkti. Havuzun içinde hemen hemen 10 tane deniz kızı vardı, etrafta da bir beş-altı tane deniz kızı vardı. Havuzun kenarında 30'a yakın şezlong vardı, sanırım orada yatıyorlardı. Duvarlar, havuz mermerleriyle aynı renk ve aynı şekildeydi, sanki büyük bir havuzun içindeymişiz gibi bir his uyandırıyordu. Burada ne kadar dayanırım bilmiyorum. Başımı yavaşça iki yana sallayıp, kuru olan şezlonglara doğru ilerlemeye başladım. Burası fazlasıyla sıcak olduğu için uyuduğum zamanlarda üşümüyeceğimi biliyordum ama yine de ne olur, ne olmaz diye yanıma ince bir pike almıştım. Burada kaldığım süre boyunca, cadı güçlerimi kontrol etmeyi öğrenebilirdim ve kitaptaki büyüleri kullanabilirdim, tabii ki de kimseye zarar vermeyerek.
Kapının açılma sesiyle, arkama döndüm. Lisa'nın solgun yüzü görüş alanıma girdiğinde telaşla eşyalarımı hızlıca şezlonga koyup, onun yanına doğru koşmaya başladım. Dengesini kaybedip düşecekken, ellerimi beline sararak düşmesine engel oldum. Başını omzuma yaslayıp:
''İyi hissetmiyorum'' diyerek mırıldandı, onu hemen yan taraftaki şezlongun üzerine oturtup, yüzünü avuçlarımın arasına aldım, gözleri yarı açık bana bakıyordu.
''Birden bire ne oldu?'' dedim korkuyla. Ona dokunmamak için çok çaba harcamıştım, nasıl hasta olmuştu ki?
''Yerdeki sıvıya bastığım için sanırım hastalık bana da bulaştı'' kalp atışları hızlı hızlı atmaya başladığında yalan söylediğini anlamıştım ama yine de bunun üstünde durmayacaktım.
''Neyse, biraz uyu'' dedim ve onu nazikçe şezlonga yatırdım, üzerimdeki ceketi de çıkarıp üzerine örttüm, deniz kızlarının çok fazla sıcağı sevmediğini biliyordum. Bu yüzden ceketim, onu hafif sıcak tutacaktı. Başını sallayıp, gözlerini yumarak: ''Teşekkür ederim'' dedi. Göğsü normal hızdan daha az bir hızla inip kalktığında ve kalp atışları, çok hafif attığında uyuduğunu anlamıştım. Bende hastaydım ama onun kadar etkilenmemiştim neden? Kurt adam ve vampirlerin iyileşme gücü yüzünden mi? Olabilir. Eşyalarımı koyduğum yere giderek eşyalarımı aldım ve Lisa'nın hemen yanındaki kuru şezlongun üzerine koydum, onun yanında olmam daha iyi olur diye düşünüyorum.
***
Gözlerimi hissettiğim acı üzerine araladığımda, damarlarımda bir şeylerin geçtiğini hissediyordum ve geçtiği her bir nokta yanıyordu.
''Ah!'' istemsiz bir şekilde ağzımdan kaçan inilti üzerine hızlıca doğruldum ve etrafıma bakınmaya başladığım sırada bir kaç deniz kızının alaycı bakışlarıyla karşılaştım. Umarım düşündüğüm şeyi yapmamışlardı.
Damarlarımda hareket eden şey kalbime ulaştığında yüksek bir sesle çığlık atarak şezlongdan düşmüştüm. Kafamı sertçe yere çarpmıştım, aynı şekilde dizlerimi ve karnımı da çarpmıştım. Acı büyük bir hızla vücudumu ele geçirdiğinde kıvranmaya başladım, sanki kıvrandığım için acı gidecekmiş gibi geliyordu ama bunun hiçbir etkisi yoktu.
''Jennie, iyi misin? Neyin var?'' Lisa'nın güçlü sesini duymam zorlukla gülümsedim, düne göre daha iyi olmalıydı.
''M-mine ç-çiçeği'' diyerek zorlukla konuştuğumda Lisa, ellerini belime koyup beni tüm gücünü kullanarak ayağa kaldırdı. Bir elimi alıp omuzlarının üzerine koydu, diğer eliyle belimi sıkı sıkı kavradığında kapıya doğru ilerlemeye başladık. Doktor Hira, buraya gelirse hastalık kapabilirdi. Sanırım bu yüzden Lisa, beni buradan çıkarıyordu.
Koridora çıktığımız zaman soğuk rüzgar bedenimi esir alarak, titrememi sağlamıştı. Lisa'da ise tık yoktu, deniz kızları gerçekten soğuğu seviyor olmalı.
''DOKTOR HİRA!'' diyerek gür sesiyle bağırdığında daha fazla ayakta duramayacağımı anladım ve elimi Lisa'nın omzundan çekip kendimi yere attım, canım acıyordu. Mine çiçeğinin beni bu kadar etkilemesi canımı yakıyordu, neden vampirler bu acıyı çekmek zorunda ki? Neden?
Koridorun ortasında büyük bir kapı belirdi, kapı açılarak içeriye yüzünde maskesiyle Doktor Hira girdi. Elindeki ilacı Lisa'ya uzatıp: ''Bunu Jennie'nin kalbine sapla'' dedi. Lisa, bir anda titremeye başlayarak: ''Bunu yapamam canı yanar'' dedi. Deniz kızları ve saf kalpleri, tabii bu sadece Lisa gibi deniz kızları için geçerliydi.
Lisa'nın bacağına hafif dokunarak bana bakmasını sağladım, korku dolu bakışları üzerine gülümseyip: ''Daha önce iğne bir kez yapıldı ve canım hiç yanmadı Lisa, bunu yapabilirsin. Eğer yapmazsan Doktor Hira hasta olabilir ve bildiğin üzere ona herkesin ihtiyacı var.'' dedim. Başını aşağı yukarı salladıktan sonra Doktor Hira'nın elindeki iğneyi dikkatli bir şekilde aldığında sırt üstü yere yattım. Lisa, yanımda diz çöktü ve iğneyi kalbimin üzerine doğru tutup: ''Buna emin misin?'' başımı olumlu anlamda sallayıp: ''Eminim'' dedim ve elimi Lisa'nın elinin üzerine koyup, iğneyi daha da kalbime yaklaştırdım. Başımı salladığımda, o da başını salladı ve iğneyi hızlı bir şekilde kalbime sapladı. Kalbimde hissettiğim iğnenin ucu üzerine gözlerimi sıkı sıkı yumup, dudaklarımı birbirine bastırarak çığlığıma engel olmaya çalıştım. Eğer çığlık atarsam, Lisa pişman olurdu ve o pişmanlık onu mahvederdi.
Kalbimde ki ve vücudumdaki ağrı yavaş yavaş kaybolduğunda gülümseyerek gözlerimi aralayıp, Lisa'ya baktım. Yüzünde rahat bir ifade vardı, iğneyi yavaşça kalbimden çıkarıp ayağa kalktı. Bakışlarımı kapıya çevirdiğimde Doktor Hira'nın bana göz kırparak gittiğini gördüm. Lisa, eğildi ve elimden tutarak beni yerden kaldırdı.
''İyi misin?'' başımı olumlu anlamda sallayıp: ''Evet, sen nasıl oldun?'' dedim. Kaşlarını çatıp: ''Şimdi benim nasıl olduğum önemli değil, önemli olan sana bunu yapan deniz kızlarının ağzına sıçacak olmam.'' dediğinde güldüm. Bu kıza kesinlikle küfür yakışmıyordu! Elimi elinden çekip, kapıya doğru ilerlediğinde onu tutup:
''Onlara ders vereceğiz ama bunu sessiz bir şekilde yapacağız tamam mı?'' bakışlarını kapıya çevirdiğinde gözlerinde ki ifade gülümsememi sağlamıştı. Küçük bir çocuk gibiydi, istediği şey alınmadığında küçük çocukların yüzüne bir ifade takınır ya, ağlayacak gibi olurlar ama ağlamazlar ya işte Lisa'nın yüzünde de aynı böyle bir ifade vardı. Kollarımı onun boynuna sarıp:
''Teşekkür ederim'' diyerek mırıldandım, kollarını belime sarıp: ''Her zaman, sonuçta biz arkadaşız dimi?'' dedi. Başımı olumlu anlamda sallayıp ondan ayrıldım ve gülümseyerek: ''Evet, arkadaşız'' dedim ve onu elinden tutup içeri geçtik. Gerçek arkadaşlarımın arasına giren bir diğer kişi de Lisa'ydı, onlara sahip olduğum için gerçekten mutluyum. Bir insanın gerçek dostlara sahip olması gerçekten çok güzel ve gerçekten bu hisse bayılıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic University | BTS & BP | ✔️
FanficTAMAMLANDI ✔️ Kim Jennie, normal, sıradan, acılarla dolu bir hayatı olan genç kız. Girdiği bir mezarlıkta, vurulduğu ışık süzmesiyle beraber kendini büyülü bir üniversitede bulur. Herkes bir güce sahipken, genç kız ışık süzmesi yüzünden altı doğaüst...