☬ 2 - Sarışın ve çekici gargamel.

242 47 8
                                    


Eden - icarus

İşte buda;
'seni görünce ben'
adlı çalışmam.

Pazar
23,00

Bardan çıkmış ıssız sokakta ilerlemeye çalışırken başımın çatladığını hissedebiliyordum. Tuhaf bir ağrı beynimin içinde cirit atarken elimle şakağıma baskı uyguladım. Her zamanki gibi haddimden fazla içki içmiştim ve şimdi bokluğunu çekiyordum. "Siktir ya..." Acıyla hayıflandım. Bunca acıyı çeksem bile asla içki konusunda iflah olmuyordum. Helede insanın alkolik bir arkadaş çevresi olunca bundan kaçmak daha zor oluyordu. Sokakta bir kaç ayyaştan ve benden başka kimse yokken rahattım. Şuraya sızıp kalsam bile bu ayyaşların bana hiçbir zararı olmayacak kadar kafaları güzeldi. Her adımımda çalkalanan midem biraz daha boğazımı zorlarken yutkundum.

Sokak lambasının cızırtılı sesi ışığın her an patlayabileceğinin haberini veriyordu. Sarsak adımlarla düşmemeye özen göstererek ilerlemeye çalıştım. Motorumla gelmediğim için kendini tebrik ediyordum. Ayağım kaldırım taşına takılırken yan tarafımdan gelen çöp kutusunun ağır kokusu burnumdan içeri doldu. Dengem iyice bozulurken bu sefer engel olamayacağım bir şekilde öğürdüm. İçimdeki sıvı miktarı her adımımda daha çok çalkalanıyordu ve lanet olsunki taşa takılmamla dengemi kaybedip yalpalanmam iğrenç bir sıvının ağzıma doğru çıkmasını tetiklemişti. Son anda elimi ağzıma siper ederken etrafımda herhangi tutanabileceğim bir şey aradım. En sonunda bir elektrik direğine yaslanıp soluklandım.

Kesinlikle kusmak istemiyordum hoş buraya kussam bile kimseyi rahatsız etmezdim orası ayrı bir mesele. Kafamı direğe yaslarken midemdeki çalkalanmanın sesini duyabiliyordum, berbat bir histi. Çıkmak için izin bekleyen bir fıskiye taşıyordum içimde.

Elimle karnımı ovalayıp tekrar yola koyulmayı denedim. Bu sefer baygın bakışlarımın arasından yeri daha iyi görebilmek için gözlerimi büyüttüm. Herhangi birşeye takılıp midemi tehlikeye atmak istemiyordum. Saçlarımı karıştırıp sağlam olmayan adımlarınla ilerlemeye çalışıyordum, neden bir taksiye binmemiştim ki?

Sağımdaki zifiri karanlık ara sokaktan gelen bir kaç bağırış sesleri kulağıma dolarken oraya doğru baktım. Sesler kesilirken bir yumruk sesi yankılandı. Başıma bela almak istemiyordum ama şu merak denen meret içki gibi peşimi asla bırakmıyordu. Bağrış çağrışın arasına bir de tuhaf bir kahkaha sesi eklendi, duvara elimi yaslayıp sokağa bakmaya çalıştım. Ama alkolün etkisiyle tam net görmeyen gözlerle o karanlığa bakmak pek işe yaramıyordu. Bir kahkaha daha koparken bir kaç gencin şakalaştığı düşüncesine kapılıp ilerlemeye devam ettim. Tam sokağa geçeceğim sırada az ilerimde sokak lambasının aydınlattığı kadar olan yere bir beden öylece fırlatıldı. Aniden bir kaç adım gerilerken yaşadığım şokla bir öğürme daha kaçtı dudaklarımdan. Yüzümü buruşturarak ışığa doğru gelen benim iki katım kadar yapılı üç adam görüş alanıma girdi. Midemle, başım büyük beladayken sessizce ordan ayrılmak adına bir iki adım daha attım. Başımı yok yere derde sokup bu kafayla dayak yemek en son isteyeceğim şey bile değildi.

"Bu sana son uyarım civciv." Siyah takım elbiseli adam yerdeki bedene dizini kırarak eğildi. Tanıdık sarı saçları parmaklarının arasına dolarken, "Yoksa cesedini bir çöp yığının içinde bulurlar." tehdit dolu bir sesle fısıldadı.

Adam saçlarının arasından parmaklarını çekti, üçü birlikte benim burdaki varlığımı bile umursamadan yanımdan sıyrılırken bakışlarım yerdeki sarışına odaklanmıştı. Tanıdık mizacıyla gözü bana değerken sırıtan suratıyla karşılaşmıştım.

ICARUS ྅ 𝐲𝐨𝐨𝐧𝐦𝐢𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin