༄ ཌ Şimdi seni tanımak
bana tokat gibi.
İnsan inancını yitirdikleriyle
nasıl yüzleşir?
Nasıl bulur kaybettiğini...
aramadan hem de. དCuma
22,10Kaybettim ben, ne olduğunu söylemeye dilim varmaz. Şimdi ilkbahar ayının birinde esen ılık meltemdeyim, sessiz ve kendine faydasız. O meltemde savrulan bir vişne yaprağındayım, güçsüz bir melteme dahi karşı koyamayan. Karanlığın yuttuğu gökyüzünde güneşin kızarttığı son buluttayım, gözlerimden akanlarla eşdeğer; varlığı önemsiz. Bir sokak lambasının ışığında dönüp duran böceklerdeyim, anlamsız, ihtiyaç duyulmayan ama ihtiyaçları olan.
Bir bebeğin kendine söylediği ninnideyim, yalnizlıkla savaşmaya çalışan. Yoldan gecen hamile bir kedideyim, kendi derdinde ama başkalarını dert edinecek olan. Gökdeki binlerce yıldızdan en parlak olandan daha az ışığı olan yıldızdayım, bazen seçilirim olmasada olurlardan. Yeryüzünden bir parçadayım. Bir ormanda olmak isterdim; tapılası bir orman. Bir gözyaşında olmak isterdim, herhangi bir uzuv olmak isterdim, sana ait olmak isterdim, yok oluş sebebiyim, var oluşum; vardır elbet bir sebebi. Azrail gibi vesileler içinde hayat alırım. Bir karmaşayım, tatlı bir cırcır böceğinin kulaktan yansımasındayım.
Bu gece ne ben gibiyim, ne bir başkası gibi; sadece istediğim gibi.
Ellerim Jimin'in bel boşluğunda süzülürken kendimden geçiyor gibiydim. Vücudumda en ufak bir alkolün etkisi yoktu. Karşımdaki adam beni uyuşturmak için bütün güzelliğiyle göz kırpıyordu şimdi. Ellerim amaçsızdı, bel boşluğuna değen parmak uçlarım tehlikeli sularda yüzüyordu. Kafasını yana eğmiş bi şekilde beni incelerken kirli aklından ne geçtiğini bilmiyordum. Müzik bedenimi etkisiz hale getirmiş onun yönlendirmesi altındaydım.
İlk önce dudaklarımı taradı, daha sonra gözlerime çıktı bakışları. Kehribar rengi lensleri hep olduğu gibi yerli yerindeydi, sarı saçlarını hırcınca etrafını sarmalamıştı. Çatık kaşlarına tezat sinsi bir gülüş hakimdi dudaklarında. Çekiyordu, beni çekiyordu. Gözleri bir şeyleri fısıldıyordu bana ama benim seçemediğim onca duygu arasında bir tanesinden emindim, arzuydu. Park Jimin her ne kadar beni küçük görüyor olsada arzuluyordu. Kanımı donduruyordu vücudumda yeterince ateş yokmuş gibi daha fazlasını istiyor gibi dolaşıyordu gözleri.
Önce saten gömleğinin bir düğmesini açtı, daha sonra vücudundaki tırnak izlerini serdi göz önüne. Bana seviştim diyordu, vücudunu gösteriyordu çünkü ateşimin aslında faydasız olduğunu onun çoktan yandığını gösteriyordu. Tiksindim, vücudunun başkalarıyla dolu izlerini bu kadar cesurca bana gösteriyor oluşu aramızda duyguların yeri olmadığını gösteriyordu.
Sakıncalı, kararlı ve kafası dumanlı biriydi.
"İyilik gerek elbet fakat üzerine biraz kafa patlatınca anlıyor insan. Kötülük bir hayli özgürleştirici değil mi sence de?" Arsızdı, beni böylesine sürükleyerek göstermek istiyordu. Kelimelerin altında yatan her bir imanın altında mahvolacağımı söylüyordu. Beni uyarıyordu fakat ben yanmıştım. İçimde yeni yeni keşfettiğim duygular varken düşünüyordum, ne hale getiriyordu beni?
Cevap vermemi fırsat vermeden dudaklarını yavaşça yaladı, gözlerim dudaklarına inerken titriyordum. Hem bu kadar sıcakken nasıl olurdu soğukluğumu aramızda bir duvar gibi gösterebiliyordu, aklım almıyordu. "İçinden geleni bastırmamak ve sonuçlarını düşünmeden arzularına kulak vermek, aslında seni sen yapan düşünceleri somuta dökmek..." Elinin tersiyle yanağımı okşuyor tehlikeli ses tonunun etrafıma bir kalkan örmesini sağlıyordu. Park Jimin beni tanımlıyordu, hemde en iyi bildiği şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ICARUS ྅ 𝐲𝐨𝐨𝐧𝐦𝐢𝐧
Фанфик❝Min Yoongi'nin kendine taktığı kanatları vardı hapsedildiği kuleden uçmak istedi, onu kavururacak en tehlikeli ateş parçasına uçtu. Min Yoongi kanatlarının balmumundan olduğunu unuttu, kanatları yandı.❞ [PJ❦MYG] 🔞