☬ 9 - Park Jimin kanunları.

181 34 7
                                    



Hayat yarışından hariç,
belki de benim en adil yarıştığım alandı,
motorumun üstünde olmak.



Pazartesi
20,00

Başım dönüyordu. Midemde iğrenç bir sıvı kol geziyordu.

Oturduğum koltukta bitik şişemi parmaklarımın arasında çevirmeye başladım. Hoseok kafasını dizlerime yaslamış bir şekilde yerde otururken sırıtıyordu. Taehyung, dizinin dibinde oturan Namjoon'un saçlarına ellerini daldırmış kafasını koltuk başlığına yaslamış bir şekilde içiyordu. Namjoon dizlerine konumlandırdığı kollarıyla elindeki şişeyi tutuyor ve yere bakıyordu.

Hepimiz biraz çakır keyiftik ve bitik haldeydik.

Hoseok kahverengi saçlarını dizime sürtüp sırnaşmaya çalışıyordu. "Hyung saçlarımla oynasana." Bizim grubun en sevdiği şeyde saçlarıyla oynatıp, oynamaktı. Ses çıkarmadan yan tarafımdaki şişelerin arasından birini daha alıp masanın kenarıyla kapağını açtım.

Dudaklarımdan içeri giren sıvının keyfini çıkarırken aynı zamanda boşta kalan elimi Hoseok'un saçlarına geçirmiştim. Yavaş yavaş okşarken sırıtmayı ihmal etmiyor kafasının şimdiden uçtuğunu söylüyordu.

Taehyung oflayarak kafasını koltuktan kaldırıp ani bir hareketle dizlerinin altında oturan Namjoon'un omzuna vurdu. Hepimizin bakışları o tarafa dönerken gülemeden edememiştim. Taehyung böyleydi, kafası biraz bile gidik olsa etrafındakilere bulaşmayı ihmal etmezdi.

Namjoon buna alışmış olmalıydı ki bir tepki vermeden şişesini kafasına dikti. Hoseok kıkırdamaya devam ederken sinirlerim bozulmaya başlıyordu ortamda geçen tek bir cümle bile yokken neye bu kadar gülüyordu anlam veremiyordum.

Elimin altındaki kafasını ittirip bacaklarımı kendime çektim. Yaptığım harekete mızmızlanarak dudaklarını öne doğru uzattı. Elleri bacaklarımı yoklarken kendime sabır diliyordum.

Sonunda Namjoon, Taehyung'u oturduğu koltuktan kaldırıp yere bırakırken Taehyung küfür ediyordu. Şimdi Tae'nin oturduğu koltukta Namjoon otururken sıkıntılı bir görüntüsü vardı. Namjoon çok konuşmazdı genelde, benim gibi içine atar ve birileri fark edip sormadığı sürece kendini bize açmazdı. Daha çok grubun toparlayıcısı adamı diyebilirdim.

Dilim ona bu halinin nedenini sormak istese bile sessiz kalıp ona baktım. Gözleri artık tamamen kararmış gökyüzünün aydınlattığı sokak lambalarında geziniyordu. Geldiğimizden beri böyle bir süre dışarı izlemiş arada Hoseok'a bu kadar yılışık olduğu için kızmıştı. 

Kolumu ona doğru uzatıp ittirirken yavaşça bana dönmüş dağınık saçlarının altından yüzüme bakmıştı. Bu sırada ona göz kırpmamla gülümsemiş tekrar önüne dönmüştü. Bu bizim birbirimize ne oldu deme şeklimizdi. Kelimelerle pek aramız yoktu.

Namjoon derin bir nefes aldığında tekrar içkisini yudumlamıştı. Taehyung olduğu konumdan doğrulmuş Hoseok'un omzuna elini atarken sigarasını yakmaya çalışıyordu.

"Biri var," Hepimizin şaşkın bakışları Namjoon'un dediğiyle ona dönerken aslında hepimizin ne kadarda ayık olduğunu yeni yeni idrak ediyordum. Hoseok yerinde dikelmiş bir şekilde Namjoon'un dizlerinin altına süründü. Taehyung duyduğuyla sigarasını yakmayı bırakmış ağzında tutmaya devam etmişti.

Devam etmesi için çenemi ona doğru havalandırdım, gülümsedi. "Motor yarışlarının yapıldığı yerde gördüm onu." Hepimiz tepkisiz sözlerini devam ettirmesini beklerken Hoseok elini ağzına götürüp kıkırdamıştı. "Namjoonie.." Beyaz saçlı arkadaşım gözlerini devirip tekrar bir yudum aldı.

ICARUS ྅ 𝐲𝐨𝐨𝐧𝐦𝐢𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin