-"Ne diyorsun sen Amy?"
Ruth Amy'nin kıza nasıl öfkeyle baktığını görüyordu. Amy, sarışını arka bahçeye çağırmıştı. Sonra her şeyden habersiz olan Ruth'u peşi sıra arka bahçeye sürüklemişti. Sarışın şaşkın, Ruth endişeliydi.
-"Duydun, çiyan."
Ruth Amy'nin kolunu tuttu ve onu biraz uzaklaştırdı.
-"Ne yapmaya çalışıyorsun Amy?" Amy aklını kaybetmiş bir edayla sırıttı.
-"Geleceğimi çiziyorum, Ruth." Amy Ruth'un parmaklarından kurtulmaya çalıştı. Ama Ruth onu bırakmadı.
-"Ne yaptı o sana?"
Babasından bahsediyordu. Amy bunu anladı, aptal değildi. Gözleri doldu. Öfke gözyaşlarıydı bunlar. Tek kelime etmeden arkadaşının gözlerinin içine baktı ve tişörtünü göğsüne kadar kaldırdı. Karnında, derin bir bıçak darbesi vardı. O kadar derin değildi, öldürücü değildi ama bayağı bir kanamış görünüyordu. Ruth şaşkınlıkla arkadaşının yarasına bakakaldı. Dudakları, bir küfürü serbest bıraktı. Amy akmamış gözyaşlarını kuruladı ve tişörtünü indirdi. Ruth'un gevşemiş parmaklarından kolayca kurtuldu ve sarışına doğru koştu.
-"Son çığlığını at,"
Amy dünden hazırladığı ve sabahtan beri özenle belinde tuttuğu bıçağı çıkardı. Mutfakta kullanılan bir bıçaktı bu. Kızın şaşkın bakışları altında bıçağı kaldırdı ve sarışının göğsünü hedef aldı. Bu işi tek darbede bitirecekti. Pis bir işti ve vicdanının her darbede biraz daha kanayacağını biliyordu. Eli hızla kızın göğsüne doğru inmeye başladı.
Ruth Amy'nin bileğini tuttu. Amy hiç düşünmeden bileğini kurtarmak için ellerini delirmişcesine sallamaya başladı. Bıçak Ruth'un koluna denk gelip Ruth çığlık atana kadar devam etti buna. Sonra kanlı bıçağı bir kenara fırlattı ve arkadaşının kolundaki kesikle ilgilenmeye başladı.
Sarışın bıçağı yerden aldı. Cebinden çıkardığı mendille bıçaktaki kanı temizledi, sonra mendili Ruth'a verdi. Amy Ruth'dan önce medili aldı ve arkadaşının yarasına bastırdı. Sarışın, ağlıyordu. Amy ve Ruth aynı anda kıza döndüler.
Sarışın onları unutmuş gibiydi. Tam olarak Amy'nin hedef aldığı yere bıçağı sapladı.
Sarışın, son çığlığını atamadı.
Bir yumruk daha.
Asla tatmin olmuyordu. Akan terleri hissediyordu. Bir süredir egzersiz yapmıyordu ve kaslarının soğudukları zaman ağrıyacağını biliyordu. Şimdiden titrediklerini hissediyordu. Ama durmadı. İçindeki öfke dinmiyordu. Yumruğunu kum torbasına tekrar geçirdi.
Spor salonundaydı, başka insanlar da vardı. Ama Ruth kulağındaki kulaklıklardan gelen müzik dışında bir şey duymuyordu. Aslında onu da duyduğu çok söylenemezdi, zihni duyamayacak kadar meşguldu. Ter, üstündeki kıyafetleri bedenine yapıştırmıştı. Yumrukları titrekti ama vuruşları profesyoneldi, eğitimini almıştı. Almak zorunda kalmıştı. Öfkeyle soludu. Ne zamandır buradaydı?
Omzunda bir el hissetti. Hızla arkasını döndü ve elindeki eldivenlere rağmen kulaklıklarını çıkardı. Karşısında ürkek bir adam duruyordu. Ruth nefesini toparlamaya çalışıyorken konuşamadı ve sorgulayan bakışlarını adama yöneltti.
-"Şey, sadece iyi misin diye sormak istemiştim. Yaklaşık 1.30 saattir burada bu şekilde egzersiz yapıyorsun. Oldukça öfkeli görünüyorsun ve kendine zarar vereceksin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihin Tarayıcı
Science FictionZihnidekileri kopyalayamazsın. Yani, öyle olması gerekir, değil mi? Öyle olmalı. Beni dinle. Bunu yapmak hoşuna gitmeyecek. Kimsenin hoşuna gitmeyecek. Lütfen.