5. Bölüm

183 21 28
                                    

- Mi Young -

Kapıdan çıkarken Sung Min bana yol vermişti. Bu centilmen davranışından dolayı ona teşekkür etmek için arkamı döndüğümde gözlerini tek bir noktaya sabitleyip derin bir düşünceye dalmış bir halde olduğunu fark ettim. Baktığı yere kafamı çevirince el ele tutuşmuş bir çiftin sırada beklediğini gördüm.

Peki neden onlara öyle bakıyordu? Hem sinirli gibiydi hem de üzülmüş. Bu haline anlam verememiştim. İşaret parmağımla onu dürterek "Hey! İyi misin?" dedim. Bana kafasını çevirerek "Evet. Gayet iyiyim." dedi kendinden emin bir ses tonuyla. 

Bu cevabı beni tatmin etmemişti çünkü hiçte öyle durmuyordu. "Emin misin?" diye tekrar bir soru yönelttim. 

"Evet dedim ya. Hadi! Lunaparka gidelim."

"Ne?"

"Canım lunaparka gitmek istiyor. Ama tek gidersem hiçbir zevki olmaz. Benimle gelir misin?"

Ne yapmalıydım? Birden kafam öyle karışmıştı ki. Bu çocuk cidden çok acayip davranıyor. Ama lunapark fikri de fena sayılmaz. 

"Peki, gidelim öyleyse."  diyerek çıkış kapısına yöneldik. 

Lunapark'a gitmeyi çok seviyordum. Aslında uzun zamandan beri gitmemiştim. Bugün gerçekten çok eğleneceğe benziyorum. Oley!

- Sung Min -

Lunaparka gitmek için otobüse bindik. Mi Young durmadan gülümsüyordu. Sanırım lunaparka gitme fikrini çok beğendi. 

Aslında oraya gitmek istememin sebebi içimi dökmekti. Çılgınlar gibi bağırıp, özgürlüğü hissetmek rahatlamama yardımcı olacaktı. İçime attıklarımı bir bir dökecektim ve yeni hayatıma bomba gibi başlayacaktım. 

Ve işte geldik... Lunaparkın kapısından içeri adım atar atmaz Mi Young "Waow!" demişti. Buna sadece gülebilmiştim. Birden küçük bir çocuğa dönüşmüş gibiydi. Ama küçük bir çocuğun binemeyeceği aletlere ilerlemeye başladı birden. Tabi sonradan benimde burda olduğumu hatırlayıp arkasını dönüp elini gel şeklinde salladı. 

Şaka mıydı bu kız? Gerçekten buna mı binmek istiyordu? Ben kızların daha az adrenalinli bir şeyi tercih ettiklerini sanırdım ama bu kız gelir gelmez adrenalinin doruklarına çıkmaya niyetli sanırım. 

"Buna binelim mi?" dedi sevimli ve heyecanlı bir şekilde.

"Aslında buna ilk kez bineceğim ama güzel görünüyor. Neden olmasın." dedim gülerek. 

Flying Fury denilen alete binmek için iki bilet aldım ve birini Mi Young'a verdim. Heyecanlı bir şekilde hemen binmeye gitti. Gerçekten küçük bir çocuktan farkı yoktu. Bende gülerek yanına oturdum. O yanımda böyleyken gülmemi durduramıyordum. Kemerlerimizi bağladık ve güvenlik önlemlerimizi aldık. Alet bir-iki dakika sonra çalışmaya başladı. Biraz ürkmüştüm çünkü beklemediğim bir anda çalışmaya başlamıştı. Mi Young ise bu halime kahkaha atıyordu.

"Ya! Gülmesene." diyerek kızgınlığımı belli etmeye çalıştım ama bende gülüyordum. Birden daha da fazla havalanmaya başladık. İşte şimdi adrenalini içimde hissetmeye başlamıştım. Mi Young biraz korkmuş görünüyordu. Vee en zirveye çıkmıştık. Gerçekten çok ama çok yüksekti. Düşecekmişim gibi hissediyordum ve içimi dökmek için çok iyi bir fırsattı. 

"YAAAAA!!!"

Mi Young benim çığlığımı duyar duymaz o da çığlık atmaya başlamıştı. Ne yani? Benim mi önce çığlık atmamı bekliyordu? Şapşal kız...

Kırık Kalpler MelodisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin