- Mi Young -
Güzel bir sabaha gözlerimi açarken küçük bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Evet, bundan sonra hep gülecektim.
Artık yeni bir deftere başladım. Geçmiş diye bir şey yok bu defterde. Hayat zaten çok kısa ve bu kısa zamanda da mutlu yaşamak gerek. Bu yüzden bende bu kısa zamanımı hep mutlu olarak geçirmek istiyorum. Tıpkı bu güne uyandığım gibi hep gülecek ve mutlu olacağım.
Kollarımı yukarı doğru kaldırıp gerildim ve ayağa kalktım. Güzelce yüzümü yıkayıp kahvaltımı yaptım. Doğrusu son günlerde düzgün yemek yemiyordum. Bu yüzden ne kadar aç olduğumu omletin kokusunu alınca farketmiştim. Ve masaya koyduğum her şeyi midem dolana kadar yeyip bir güzel karnımı doyurdum.
İşte şimdi bomba gibiydim. Etrafı toparladıktan sonra üstümü değiştirip evden çıktım. Hava sanki bir başkaydı bugün. Daha bir güzel görünüyordu her şey gözüme. Ya da uzun zamandan beri kendimi iyi hissetmediğim için farkedememiştim çevremdeki güzellikleri. Ama şimdi her şeyden zevk alma vakti.
Üniversitenin kapısından girip ilerlerken dikkatimi panoda asılı olan bir afiş çekti. Gözalıcı bir afişti ama asıl dikkatimi çeken içeriğiydi. O an sadece "Müzikal mi?" demiştim şaşkınlıkla.
Ah! Hayır. Tek ben dememiştim. Aynı tepkiyi veren bir kişi daha vardı yanımda ve aynı anda "Müzikal mi?" demiştik. Kim olduğunu öğrenmek için kafamı sağa doğru döndürürken o da aynı şekilde kafasını sola doğru döndürmüştü. Birbirimize şaşkınlıkla baktıktan sonra "Çarpıştığım kız!" diyerek parmağını yüzüme doğru tuttu. Evet, bu o çocuktu. Çarpıştığım ve müzik odasında karşılaştığım çocuk. Hatta adını da söylemişti. Tebessüm ederek ve tereddütle "Selam Sung Min." dedim elimi havaya kaldırıp parmaklarımı oynatarak. İsmini yanlış hatırlıyor olabilirdim. Bu yüzden tereddütteydim. Zaten isim hafızam hiç iyi değildi.
Ama şanslıydım ki bu sefer doğru hatırlamıştım. Bunu gülümseyip "Selam." dediğinde anladım. Sonra kaşlarını çatıp sorgular ses tonuyla "Sen benim adımı biliyorsun ama ben seninkini bilmiyorum. Sahi senin adın ne?" dedi.
"Benim adım Lee Mi Young" dedim gülümsememi eksik etmeyerek.
"Hmm! Lee Mi Young. Güzel isim." dedi gülümsemesini daha da genişleterek. O sırada şimdi gireceğim Şan dersinin hocasını sınıfa giderken gördüm. Aceleyle Sung Min'e "Gitmem lazım. Sonra görüşürüz." diyerek sınıfa ilerledim. Allah'tan sınıfın kapısına yakındım.
- Sung Min -
Kızın arkasından yine bir süre bakakaldım. Niye bu kızla ne zaman karşılaşsam derse yetişmeye çalışıyor ki? Ama o halleri gerçekten komiğime gidiyor. Beni cidden güldürüyor.
Her neyse... Saate bakınca benimde Solfej dersimin geldiğini hatta biraz daha oyalanırsam geç kalacağımı farkettim.
...
Dersteyim ama değilim. Kafam durmadan Müzikal'de. Aslında bu yeni başlangıcım için çok iyi bir fırsat. Hayatımda yeni deneyimler edinmeliyim sonuçta.
Ama kendi bölümüm olan Modern Müzik Bölümü'nden mi katılsam yoksa Tiyatro Bölümü'nden mi? Aslında yeni başlangıcım için değişiklikler yapıyorsam Tiyatro Bölümü'nden katılmalıyım. Evet, evet. Tiyatro Bölümü'nden katılacağım. Bekle beni başrol, ben geliyorum!
Ve sonunda ders bitti. Kararımı değiştirmeden seçmeler için başvurmalıyım. Aslında bu okulda havalı bir tip olarak biliniyorum ve eskiden olsa bir Müzikal'in olup olmayacağı umurumda bile olmazdı. Ama şimdi her şey için yeni başlangıçlıklar vakti...
Başvuru odasına girdiğimde yan yana oturan iki görevliyi gördüm ve tebessümümü takınarak "Merhaba. Ben Müzikal için seçmelere girmeye karar verdim." deyince karşımda oturan orta yaşlardaki bayan "Merhaba. Peki o zaman hangi bölümden başvurunu yapmak istiyorsun?" diye sordu. Bu soru karşısında duraksadım çünkü ikilemde kalmıştım. Sonuçta Müzik Bölümü benim bölümümdü. Ama bir yandan da hayatımda yeniliklere yer vermeliydim.
Tam bu sırada yanımda olduğunu yeni farkettiğim bir kız "Tiyatro Bölümü" dedi. Ne olduğunu anlayamadığım için "Hıh!" demiştim şaşkınlıkla. Tabi sonradan bana demediğini farkettim. Herkes bana bakıyordu. Rezil olmuştum. Ama bana bakanların içlerinden birisini tanıyordum. Yine o kız. Mi Young.
Karşımdaki bayan "Genç Bey soruma cevap verir misiniz?" deyince direk "Tiyatro Bölümü." deyiverdim. Mi Young birden kafasını bana çevirdi ve "Bu karşılaşmalarımız daha da artacağa benziyor o zaman." dedi gülerek. "Sanırım." diyerek güldüm bende.
Başvurularımızı yaptıktan sonra kapıdan çıkarken nezaket icabı Mi Young'a öncülük tanıdım. Aslında centilmenlik konusunda iyiyimdir. Mi Young teşekkür edip çıktıktan sonra bende arkasından çıktım. Tam karşıma bakarken el ele tutuşmuş başvuru sırasında bekleyen bir çift gördüm. Bunlar onlardı. Eski dostum ve eski sevgilim.
İşte o sırada Müzikal'de rol almayı daha çok istedim. Sanırım hissettiğim hırstı. Artık üzülmüyordum çünkü bedenimi hırs kaplamıştı.
Geçmiş geçmişte kalmıştı. Şimdi anı yaşama vaktiydi. Zirveye tırmanma vaktiydi. Müzikal'de en iyisi olmalıyım. İşte şimdi asıl Sung Min'i ortaya çıkarma vakti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kalpler Melodisi
De TodoUmutları tükenmiş iki genç... Yıpranmış iki kalp... Her şeye rağmen ayakta kalmak için direnen iki beden... Geçmişin acı verici hatıralarından kurtulmak isteyen iki kişi... Daha fazla acı çekmek istemeyen iki yürek... Sevmek miydi hata? Yoksa inanma...