"S-sonra yere yığıldı.." hıçkırdı bir süre "Gözleri açıktı ama yerdeydi ve,"
"S-sanki nefes alıyormuş gibi değildi.." titreyen ellerini sabitleyipte bardağı tutamadığında ince uzun parmaklı eller bardağı kavradı ve içmesinde yardımcı oldu
"Korktum. Çok korktum.. Yanına çöktüm, sarstım ama gözlerini açmadı.. Bağırdım,ağladım, uyan dedim ama kalkmadı.." gözyaşlarını sildi "Birinin gözlerimin önünde yitip gitmesi canımı yaktı.. Sonrasında hatırlamıyorum ama babası geldi bağırışlarıma sanırım.. Yanağımda bir yumruk hissettim.."
Artık biraz sakinlemiş gibiydi, Taehyungun elleriyle birleştirdi ellerini artık engelleri olmadığını biliyordu..
"Ve şuan buradayız işte. Sen ben buradayız ve Lisa mezarında yatıyor.."
Taehyung bir ölümün basitçe anlatılmasını hüzünle izledi..
Şaşkındı ve tepki vermesi oldukça zordu
"B-ben.." dudaklarını zorla araladığında ağzından çıkan tek şey "Üzgünüm.." olmuştu
"Çok üzüldüm.. Gerçekten.."
Elleri birbirlerine kenetlenmişti,karşılıklı oturmuş sessizce yeri izliyorlardı..
Ne tepki verebilmeleri mümkündü ne de içlerinden ağlamak geliyordu..
Jungkook bir boşluktaydı, bağırmak geliyordu içinden bu bilinmezliğe binlerce hakaret yağdırmak geliyordu.. Ağlamak istiyordu ama o kadar güçlü değildi şu aralar sesini bile zor buluyordu..
Taehyungun bedenini ise yoğun bir şaşkınlık kaplamıştı, üzgündü.. Evet ölüm onu hep üzmüştü ama şimdi ki hüzün bir başkaydı..
"Taehyung?"
"Hm.." dedi bakışlarını kahverengi saçlarına çıkarırken
Yıllardır yalvarıyordu ama saç rengini değiştirmeye bir türlü ikna edememişti bu tavşanı
"T-tae?" içinde milyonlarca tereddüt barındırıyordu titrek sesi
Hırıltılı bir nefes çekti içine ama yorgun ve korkaktıda..
Korktuğu şeyler vardı.. Bunlardan biride Taehyungun artık olamayız diyerek onu kendinden uzaklaştırmasıydı..
"Efendim Kook?" Taehyung onu gözlerinden anlıyordu
Tereddütlerini hissediyor,korkularına titriyordu onunla birlikte
Bu yüzden onu hissettiğini gösterircesine gülümsedi
Ama Jungkook bu gülümsemeden anlam çıkaramayacak kadar korkuyordu bırakılmaktan
"Taehyung be-" sözünü dudaklarının üzerinde ki baskı kesti
Taehyung minicik bir öpücük koyup geri çekilmişti
"Biz seninle olamayız Jungkook." Jungkookun içinde yeşeren umutları yıkıldı bir anda ve gözleri doldu
Madem olamayacaklardı neden gülümsüyordu çiçek açtıracak kadar güzel. Neden öpüyordu ölüyü diriltircesine.
"Biz seninle olamayız çünkü Jungkook elimden çekeceğin var. Seni yıllarca süründüreceğim önce sonra belki affedersem ve eğer sende o zaman ölmüş olmazsan düşünürüm.."
"Yah!" Jungkook ellerine kenetli duran sevdiğinin ellerine alnını yasladı bağırarak ağlarken "Niye korkutuyorsun beni!"
Taehyung tiz bir kahkaha attı
"Seni seviyorum Jungkook.." fısıltıdan farksızdı sesi..
Ama sevdiği onu duyardı.. Ne zaman duymamıştı ki?
"Hala seviyor musun sahiden? Sana yaşattığım onca şeyden sonra?"
Taehyung gülüyordu.. Huzurla ve aşkla gülüyordu..
Gözlerinden dudaklarına inen o tuzlu sıvıya inat gülüyordu..
"Lanet olsun.."
Jungkook bakışlarını gözlerine kenetledi
"Lanet olsun Jungkook, herkesin. Herkesin ve herşeyin canı cehenneme.. Ben her yaptığına rağmen hâlâ seni köpek gibi seviyorum.."
Jungkook onun sadakatine ağladı,güçlü duruşuna, kararlılığına.. Kendini ezip geçen aşkına ağladı..
Jungkook ikisi için ağladı..
Ama bu sefer soğukta ve yalnız değildi..
"Peki ya kalbin?"
"Kalbin kabul eder mi benim sevgimi?"
Bu sefer Taehyungun içi titremişti sözlerinden..
Keşke.. dedi içinden keşke,herşeyi boşverip öpse sadece beni..
Bir tek kelime etmeye gücünü bulamadı.
Bu yüzden tek cevabı burukça gülümsemek oldu
"Ona başka şans tanımadım.."
Jungkook kıkırdadı bu sefer..
"Peki ister miydin?" ellerini sevdiğinin kuş gibi çırpınan kalbine koydu genç çocuk
"Kalbine başka bir şans tanıyabilmeyi ister miydin?"
"I-ıh.." Taehyung fısıldadı usulca, tekrar "ı-ıh,istemezdim.. Ben kalbimin seçiminden hiç pişmanlık duymadım güzel gözlüm.. Biz sadece biraz yanlış zamandık.."
Şimdi birlikte ağlıyorlardı.. Ama buram buram sevgi kokan bir hüzünle ağlıyorlardı..
Ve şimdi birlikte gülüyorlardı.. Ama buram buram acı kokan buruklukla..
"Şey.. Tae?" Jungkookun dudaklarına baktığını anlaması uzun sürmedi
"Öpebilirsin Jungkook.."
Kook beklemediği için şaşırmıştı
"Sikeyim öp artık!" ensesinden kendine çekti Taehyung..
Zaten fazlaca zaman kaybetmişlerdi
Dudakları ayrıldığında alınları birbirine yaslandı
"Bu seferlik öpüşme iznin var. Ama yarın elimi tutmana bile izin vermeyeceğim."
"Yanında olacaksam sonsuza dek, dert değil.. Nasıl olsa dayanamayıp tutan sen olacaksın.." Taehyung homurdandı "Beni bu kadar iyi tanıyor olmandan nefret ediyorum!"
Jungkook güldü Taehyung gülüşünden öptü..
Jungkook binlerce kez öldü, Taehyung yüzlercesini yeniden yaşattı..
Ve Taehyung ağladı, Jungkook her gözyaşına bin merhem oldu..
Ve gençler aşık oldu.. Sonsuzluk isimleri kaldı..
~TaeKook