Zencefil Çayı

344 30 5
                                    

[Arkadaşlar uzun bir ara verdim üzgünüm T.T şimdi buradayım ve sanırım benden beklenmeyecek bir haberim var *o* bu bölümde smut olacak ama çook accık smut valla minicik -hemen öyle heycanlanmayın yada  bana öyle sapıkmışım gibi bakmayın :D ve smut anlarını 1. tekil den anlatacağım bunu belirteceğim :D - ama bir yerde kesilecek iyi okumalar *-* ]

''Aramıza Hoş Geldin Leo!''

Leo o an ne yapacağını şaşırmıştı. Kaori ona gülümseyrek zencefil çayını Leo'nun eline tutuşturdu ve gülümseyerek odasının açık kapısına ilerledi ve Leo'ya baktı ''Misafirim olmak ister misin Leo?'' Leo Kaori'nin sesine karşı koyamıyordu. Ve minik adımlarla Kaori'nin odasına girdi. İçerisi geleneksel bir Japon evini  aratmaycak kadar sade düzenli ve çok güzeldi. Kaori onu tatamı ile döşeli yer koltuklarının olduğu yere çekti ve yer kolyuklarına oturup Leo'yu inceledi. ''Bu okula gelen en narin öğrencisin Leo...'' Kaori'nin sesi inanılmaz bir şekilde yatıştırıcı ve mükemmeldi. Bir meleğin berrak sesi gibi... Amaterasu'nun ( Yanlış bilgi değilse Amaterasu güneş tanrıçası :D ) çocuğuydu sanki. Zarifçe dizini yere bastırıp parmak uçlarında durarak sağ ayağından destek alarak kalktı ve gidip sakin güzel bir müzik açtı ve Leo'nun boş bardağını doldurdu. Ve tekrar yumuşak koltuğa yerleşti. ''Sessizliğini sevdim. Böyle kalmaya devam et.'' Kaori'nin eli Leo'nun yanağını okşadı. Leo kafasını eğmiş sakince çayını yudumladı zencefil çayı boğazından zorlukla ve acıyla geçiyordu. Gözlerini yumdu sessizliği bozdu ''Beni buraya neden çağırdın?'' Kaori'nin kokrutucu gülüşü odada yankılandı. ''Neden mi? seninle vakit geçirmek istedim...'' Leo bir cesaret kafasını kaldırıp gözlerine baktı. ''Sende mi benimle işin bittikten sonra bir kenara atacaksın ha!?'' Leo'nun sesi sinirle çıkmıştı. Kaori anlamadığnı belirten bir hareketle kafasını sola eğip Leo'ya baktı ''Ne?'' Kaori'nin yüzünün önüne geçen uzun mor saçlarını bir kafa hareketi ile geriye attı ve cebinde bulundurduğu siyah tokası ile hızlıca bağladı. ''Seninle aramdaki şey ilk ve son kez olacak çünkü bir kez daha yaşamayacaksın'' Kaori'nin o muhteşem sesi sakin ve üzücü şarkı ile ahenkle çıkmıştı ve dizinden destek alıp ayağa kalktı ve Leo'nun üzerine atıldığı anda Leo kafasını Tatami'ye sertçe vurdu acı ile inledi ellerini kafasına götürmeye çalıştı ama Kaori Leo'nun bileklerinden kavrayıp Tatami'ye bastırdı. Leo bir sıcaklık hissediyordu kafası ve tatami arasında. Acı dolu bir hareketle kafasını sola çevirdiğinde tatamideki kan damlalarını fark etti. Acı'dan bütün vücudu uyuşmuştu...

Kaori'nin yüzüne kokrunç bir gülümseme yayıldı. ''Sana demiştim ilk ve son eğlencen olacağım diye Miyazaki!''  Kaori tek eliyle Leo'nun gömleğini sertçe açtı ve düğmeleri her yana savruldu. Leo'nun karşı koyacak takati kalmamıştı. Gözleri dolmuştu ve gözlerinden kopan inci taneleri elmecık kemiklerinden yanaklarına doğru akıp minik kan gölünde son bulmuş küçük inciler kırmızıda ölmüştü.

#Leo'nun ağzından#

Hiç gücüm yoktu... Yaşam enerjim çekilmiş gibiydi. Artık karşı koyacak az da olsa gücüm varsa bile kullanmak istemiyordum. Onların gözünde sadece eğlenebilecekli bir fahişeydim. Canımı yakan bir şey varsa o başım değil kalbimdi.

Kaori'nin soğuk dudakları irkilmeme neden oluyordu.  İğreniyordum.  Dudakları adeta bir haritayı işaretlermişçesine boynumdan göğüslerime kadar inmişti. Dişleri titrememe neden oluyordu. Dişlerini sürterek göğüs uçlarımı ısırıyordu. Miğdem bulanıyordu. Tiksiniyordum . ses çıkarmadan ağlıyordum. hıçkırıklarım vücudumun sarsılmasına zaten yetiyordu ve o dudaklarını karnıma kadar indirmiş pantolonumu tek bir hareketle çıkartmıştı. Ellerini kasıklarıma götürdüğüne gözlerimi kapattım göz yaşlarım ardı ardına akıyordı. ''Bu kadar sessiz olman harika...Beni daha çok tahrik ediyorsun... gürültüyü asla sevmem...'' fısıldamıştı. soğuk dudaklarını vücudumda hissetmediğim zaman gözlerimi araladım Kaori bana bakıp gülümsüyrdu ve pantolonunu çıkartmıştı. Baksırımı yırtarcasına çektiğinde canımın acısı ile boğuk bir sessizlikle inledim. Gittikçe halsizleşiyordum. Kaori bana bir adım uzaktan onun yaptığıı bir şahesermişim gibi bakıp hayranlıkla süzüyordu. İğrençti ve çok utanıyordum.

Kaori üzerime çıktı ve ellerini omzumun iki yanına yerleştirip bana doğru eğildi ''Ben acı çektirmeyi severim... Şimdi beni tahrik edecek tek şey senin içine girdiğimdeki yüzün...'' küçük kahkahası kulkalarımda çınladı topladığı uzun at kuyruğu amzundaan aşağı şelale gibi uzanıyordu ve topladığı saçları dağılmıştı. Onun aletini kasıklarına hissettiğim zaman kalan son enerjimle kasıkalrımı kapatmıştım. Olabildiğince gücümü kullanarak sıkıca kapatmıştım...

Kaori gülümsedi. ''Kolay lokmaları da sevmem..ah tam bana göre.. sert bir hareketle diz kapaklarımdan tutup bacakalrımı açtığında kafamın zonklaması ve bacakalrımın hızla tatami'ye çarpması gözlerimden iki şer damla daha yaş akmasına sebep olmuştu...

Kendimi bırakmıştım. Artık ne olursa olsun ben eski ben olmayacaktım...

###

''Lanet olsun!'' Aoi Shiroki'nin kapısına hızla ve sertçe vuruyordu. ''Aç kapıyı Shiroki-san!'' Kapı yavaşça açıldığında Kai'nin bir çift uykulu gözü Aoi'yi süzüyordu ''Ne bağırıyorsun be?'' homurdandı Kai ve Aoi omuz silkti. ''Hiç.'' Aoi kordiora çıktı ve uzaklaştı. ''beni uyandırıp bir şey demeden gidemezsin Hanase!'' Kai pijaması ile arkasından koştu ve omzunu tuttu. Aoi sinirle ona döndü ''Leo dışarıya çıktı ve ben onun o Kaori psikopatı ile aynı ortamdan olmasına dayanamam!'' Aoi sinirle yurt koridorunda ilerliyordu ve Kai'nin ''Hep Leo zaten umarım Kaori iledir!'' diyerek homurdanduğunu ve sinirle kapıyı çarpıp odasına girdiğini duydu.

Aoi adımlarını hızlandırdı yurdun ana salonuna giden yola dönerken Kaori'nin odası dikkatini çekti. ''Güvenlikler?! N-neredeler?!'' Aoi koşarak odanın kapısına son göücü ile vurdu ve kapı menteşelerinden kırıldığında gördüğü an karşısında dizlerinin üzerine çöktü. Tam anlamıyla öfke duygusu yüzüne yansımıştı. Yerde kıyafetsiz bir şekilde yarı baygın yatan Leo acı dolu gözlerini aralayıp Aoi'ye baktığında Aoi kafasının oruda oluşan küçük kan gölünü görünce yumruğunu sıktı Kaori ise Leo'nun üstünde kıyafetlerini düzgünce katlayıp bir kenara koymuştu. Aoi hızla koşarak Kaori'nin üstüne atladı ve onun karnına oturup bütün gücü ile yumruk atmaya başlamıştı. Kaori gülümsüyordu. ''Ne gülüyorsun Piç?! Ha! Ne gülüyorsun?!'' Aoi'nin gözlerinden yaşlar akıp öfke ile vurmaya devam ediyordu. Kaori'nin burnu kanamış kaşı ve dudağı patlamıştı. yüzü kan içinde gülümsüyordu. ''Ona sahip oldum Aoi... Güzel hazineni darma dağın ettim...'' Aoi sinirle bağırdı ve son bir kez gücünü toplayıp yumruk attığında Kaori kan öksürdü. Aoi'nin tişörtüne ve yüzüne kan sıçramıştı elleri kan olmuştu ve tıtrıyordu. Hızla ayağa kalkıp tişörtünü çıkarttı ve Leo'ya giydirdi onu tam kucağına alıp odadan çıkacakken Sihroki'nin arkasından koşarak gelen Maku kapının önünde öfke ve dehşetle duruyordu...

Aoi ağlıyordu. Leo Aoi'yi gördükten bir kaç saniye sonra dayanamamış halsiz düşüp bayılmıştı.

Aoi'nin okuldan atılması kesinleşmişti.

Ai Shi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin