LITTLE BROTHER | Vmin ✓

Final 1.2 - M

İlk defa bxb smut yazıyorum acemiyim. Sırf siz istediniz diye yazmaya çalıştım umarım kendimi rezil etmemişimdir
Smut'un bittiği yere yıldız koydum. Bu kısımları okumak istemeyenler ve 18 yaşından küçük olanlar yıldızdan sonrasını okuyabilirler ♥

▪▪▪

Yavaşça kucağına oturdum. Kırmızı ve şiş dudaklarımız kaldıkları yerden devam ederken kollarını bedenime sardı Taehyung. Gerginliğim vücudumun her yerinden hissedebiliyordu. Birlikte bir ilkti, bu yüzden mükemmel olmasını istiyordum. Hem fiziksel olarak hem de duygusal olarak onu ne kadar sevdiğimi göstermek istiyordum.

"Bunu yapmak istediğine emin misin, Jimin-ie?" dedi nefeslerinin arasından. "Hazır değilsen yapmak zorunda değiliz."

O bu şekilde seslenirken ve değerli bir mücevhermişim gibi hissettirirken nasıl hayır diyebilirdim ki?

Başımı hızlıca salladım. "İstiyorum, Tae. S-sadece gerginim o kadar."

Taehyung'un yüzünde geniş bir gülümseme belirdi. Gülümsemesini durdurabilmek için alt dudağını ısırdı. "Ben de gerginim. Ama ağırdan alacağım tamam mı?"

Başımı olumlu anlamda salladım. Derin bir nefes alırken loş ışıkta bile ne kadar nefes kesici olduğunu düşündüm.

Taehyung ellerini uzattı, saçlarımı yüzümden çekti. Yüzünü yavaşça yaklaştırdı, alınlarımızı birleştirdi. Sadece ağır nefes alış verişlerimiz duyuluyordu şimdi. Dudaklarıma uzanmadan önce açık tenine oranla ne kadar da kırmızı olduklarını düşündüm.

Dediği gibi ağırdan aldı her şeyi. Bedenimin gittikçe gevşediğini hissedebiliyordum. Ellerim omuzlarından kayıp saçlarını bulduğunda hareketlerini serileştirmeye başladı. Önce kalçalarımı kavradı. Beklemediğim bu hareket karşısında duraklasam da öpüşmeyi bozmamıştım. Bundan cesaret aldı. Kalçalarımdan tutup iyice kendine çekti ve aynı anda dillerimizi birleştirdi. Bu hareketiyle küçük bir inleme döküldü dudaklarımdan. Kasıklarımda tatlı bir sızı hissettim.

Öpüşme derinleşirken nefes alışverişlerim güçleşmeye başladı. Büyük elleri arasında kayboluyordu küçük bedenim. Sıkıca sardı kollarıyla, kendisiyle birlikte beni de dönderip yatağa uzanmamı sağladı. Ayrılan dudaklarını birkaç saniyeliğine tekrar birleştirdi. Ellerini kalçamdan yukarı çıkarıp tişörtümün içerisine soktu. Soğuk elleriyle irkilmeme sebep oldu, kıkırdadı Taehyung. Dudaklarımız ikinci kez ayrıldığında yanaklarımdan boynuma doğru ilerlemeye başlamıştı. İşte o sırada fark etti nefesimi tuttuğumu.

"Kendini tutma, ne kadar iyi hissettiğini duymak istiyorum."

Yavaşça nefesimi dışarı verdim. Dudaklarımdan yumuşak bir inleme sıyrılıp havaya karıştı. Boynumun ve yüzümün geri kalanının alev aldığını hissediyordum. Hyung'un soğuk elleri bel boşluğumda geziniyor, vücudumla beraber sıcaklık kazanıyordu.

Dudaklarının altında parlayan tenime masum bir ısırık bıraktı. Az önce utanan ben şimdi nefes nefeseydim. Taehyung'unkilere nazaran ufak olan ellerim göğsünde asılı duruyordu, dokunmaya korkar gibiydim. Taehyung işine devam ederken ellerimden kavradı ve onları olması gerektiği yere, boynuna doladı. Mesajı almış gibi kollarımı Hyung'umun boynuna sıkıca sararken tişörtünden kavradım.

Taehyung'un elleriyse bedenimde geziniyor gittikçe yukarılara çıkıyordu. Göğüs ucumu bulduğunda hiç tereddüt etmeden kavradı parmaklarıyla. Hafifçe sıçradığımı görünce kafasını kaldırdı, aynı şeyi tekrarladı ve aynı tepkiyi verdiğimi gördü. Nedense bu onu gülümsetmişti.

Taehyung hiç ara vermeden tişörtümü sıyırdı. Az önce parmaklarının değdiği yerde şimdi dudakları vardı. Bu ani hareketle ne yapacağımı bilemeden saçlarına asıldım. Öpücüklerinin arasında gülümsedi, acele etmeden sıyırdığı tişörtü tamamen çıkardı. Kendi tişörtüyle birlikte yere attı.