» BTS - Crystal Snow (Piano Cover) «
Ben buraya şarkı koyuyorum ama dinliyor musunuz acaba ;-;
Şarkılar tek başına kulağa üzücü gelebilir, romantik de gelebilir ama hikayeyle birlikte Jimin'in kalp atışlarıymış gibi geliyor bana ve bölümlere göre koyuyorum, yazarken de dinliyorum~
▪▪▪
Jimin:
Cumartesi günü kurs çıkışında arkadaşlarımla alel acele vedalaşıp hızlıca yürümeye başladım. Kıyafetlerimi ayarlama fırsatım olmasa da aklımda bir kaç giysiyi tartıp sonunda birinde karar kılmıştım. Eve gitmem gereken vakitten daha önce gitmek için koşuşturuyordum böylece istediğim gibi olmazsa değiştirebilecek kadar zamanım olacaktı.
Tüm gün boyunca sabırsızlandığımı, yerimde duramadığımı gören arkadaşlarım bir şeyler olduğunu anlamış ve randevum olup olmadığını sormuşlardı. Sayılır demiştim.
İçim kıpır kıpırdı.
Eve geldiğimde nefes nefeseydim. Vücudumdaki tüm kan yanaklarıma çekilmişti. Saçlarım ise bir kuş yuvasını andırıyordu.
Yine de geç gelmiştim. Hyung karşımda takım elbisesiyle hazırlanmış bir şekilde duruyordu. Ben nefesimi düzene sokmaya çalışırken aramızda tuhaf bir bakışma geçti. Saatine baktı, sonra da tüm moralimi yerle bir edecek bir şey söyledi.
"Beş dakika daha geç kalsan sensiz gidecektim."
Suratım nasıl bir hal almıştı bilmiyorum ama o düşünceli hali yansımıştı yüzüne. Hiçbir şey söylemeden geçtim yanından. Hiç "önemsizmişim" düşüncelerine girmeyecektim çünkü onun bu ani düşünce değişimlerine alışıktım. Yine de içimde bir yerlerde bir şeylerin kırıldığını duymuştum.
Başım önümde eğik, yavaş yavaş odama girdim. Çantamı gelişigüzel koyarken ondaki ani düşünce değişiminin bir diğer versiyonunun bende de olduğunu düşünmeye başlamıştım. Zira yatağımın üzerindeki küçük, sade kutuyla mutluluğumun tekrar tavan yapmasını başka şekilde açıklayamazdım.
Yatağımın uç kısmındaki bu kutu bana mutluluğumu geri kazandırmıştı çünkü her doğum günümde görürdüm bu manzarayı. Bana direk hediyemi vermek yerine yatağımın üzerine koyardı. Bu da onun değer verme şekliydi.
Ama bu sefer doğum günüm değildi. Bu yüzden içimdeki merak bambaşka bir hal almıştı. Yatağımın kenarına yavaşça otururken ellerim eş zamanlı olarak kutuya uzandı. Kutunun içinden tahminlerimi doğrulayacak şekilde zarif fakat göz kamaştıran bir saat çıktı. Hiç beklemeden sol bileğime taktım ve nasıl durduğuna baktım.
Givenchy Gray Seventeen Stainless Steel.
Mükemmeldi.
İsmi okuyamayacağım kadar uzun olsa da...
Çok oyalanmadan çıkardım saati. Hyung'un sözlerini dikkate alarak mevsimlik kısa, boğazlı kazağımı ve siyah takım elbisemi çıkardım. Deniz kenarında bir yere gideceğimiz ve geç saatlere kadar duracağımız için ince giyinmememi tembihlemişti. Kendisi de aynı şekilde takımının içine siyah bir kazak giymişti.
Kıyafetlerimi yatağımın üzerine dikkatlice koydum, ütüsünü bozmadan giymeye çalıştım. Bittiğinde saatimi de taktım, aynanın karşısına geçip üzerimi kontrol ettim. Krem rengi kazağımın saatimle oluşturduğu uyum bile güzeldi. Yüzümde oluşan gülümseme memnuniyetimi tamamiyle yansıtıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LITTLE BROTHER | Vmin ✓
FanficBayan Kim gülümsedi. "Yeni kardeşine merhaba de Taehyung~" ↪VMIN↩