8

101 7 9
                                    

"Baekhyun , izin ver geleyim işte ya da sen bize gel annem sana bakar. Ama evde tek kalma lütfen"

Luhan arkadaşının hastaneye gelmemesi üzerine onu aramış ve hasta olduğunu öğrenmişti
Hattın ucunda ki ses bıkkınlıkla nefes verirken gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Sesinin kırılmamasına dikkat ederek konuşmaya başladı

"Luhan! Bugün ilgilenmen gereken kişi Sehun, ben değilim. Bakma hastayım dediğime tam hasta değilim sadece kırığım biraz. Azcık yatsam geçer."

Arkadaşının ısrarı ile derin bir iç çekti

"Tamam ama kötüleşirsen hemen beni arıyorsun ! Aklım sende kalacak Baekhyun!"

"Luhan, abartma ve randevunun tadını çıkar!"

"Biz randevuya çıkmıyoruz Baekhyun!!! Sehun sadece 'teşekkür' yemeği ısmarlıyor neden inatla randevu diyorsun?"

" Bu da bir nevi randevu akıllım ! Hayatına girdiğin için "teşekkür" ediyor"

"Ha ha ve ha Baekhyun. Eğer daha fazla saçmalayacaksan kapatıyorum. Hazırlanmam lazım."

"İyi eğlenceler bebeğim. Gecenin sonunda yatağa atmayı unutma;)"

"Baekhyun seni öldürürü...."

Cümlesini bitiremeden suratına kapanmıştı telefon güzel olanın. Sinirle iç çektikten sonra 3 saat sonra ki randevuya hazırlanmaya başlamıştı.

Giyeceklerini yatağın üstüne koyarken herşeyin temiz ve düzenli olmasına bilerek dikkat ediyordu. Bugün çok heyecanlı olacaktı...

...............

"Luhan , onunla tanışmak istiyorum. Söz veriyorum birşey demeyeceğim. Sadece tanışacağım, Hadii!"

Luhan , karşısında çocuk gibi yalvaran annesini görünce ufak bir kahkaha bırakıp annesinin yanağını öpmüştü.

"Tamam ama çok saçma şeyler sorma tamam mı ? Bak yoksa küserim. Arkadaşsız kalır başına sararım görürsün"

Annesi oğlunun yanaklarını sıkarken ikiliyi aynı anda heyecanlandıran birşey olmuş, kapının zili çalmıştı.

Luhan kapıya doğru koşarken aynadan kendine bakmayı ihmal etmemiş, yanaklarını ısıtarak kendine doğal allık yapmıştı.

Kapıyı açtığında ise kalbinin durduğunu hissetmişti. Üzerinde deri ceket, dar siyah pantolon ve dağınık saçlı Sehunu görünce bu kadar etkileneceğini hiç tahmin edememişti. Uzunun kokusu ile mayışırken arkadan bağıran kişiyi tamamen unutmuştu.

"Luhan ! Arkadaşını içeri davet etsene hayatım!"

Sehun , güzel olanın masumluğunda boğulduktan sonra kapıdan içeri yavaşca girdi. Şuan Luhanın o mayışmışlıktan azıcık açık kalmış dudaklarının tadına öyle bir bakmak istiyordu ki bir an bu fikirle kafayı yiyeceğini düşündü.

"Hoşgeldin Sehun ! Ben Luhanın annesi , Fei. Luhan senden çok bahsetti."

Bayan Fei bunu söylerken aynı zamanda Sehuna göz kırpmıştı. İşareti alan Sehun en centilmen halini takınarak Bayan Feinin elinden öpmüş kalpleri çarpıtacak bir gülüş yollamıştı

"Güzelliğiniz beni hiç yanıltmadı. Doktor Luhan'ın güzelliğini sizden almasına şaşırmamalı. Tanıştığıma memnum oldum efendim. Oh Sehun"

Bayan Fei utanarak elini ağzına götürüp sessizce kıkırdadı

"Ahh , ne kadar naziksin Sehun. Aslında seninle uzun uzun oturup bir kahve içmeyi isterdim ama anladığım kadarıyla siz gençlerin acelesi var"

Bayan Fei yalandan dudağını büzerek üzüntü ile konuştu

"Eğer sizin için uygunsa Luhanı eve getirdiğimde varsa kahveniz bir fincan alırım efendim"

Bayan Fei duydukları ile mutlu olarak ellerini çırptı

"Ben de tam bunu teklif edecektim Sehun. Sanırım seninle çok iyi anlaşacağız"

"Şüpheniz olmasın efendim"

Onları sessizce izleyen Luhan'a döndüğünde güzel çocuğun yüzünün düştüğünü farketti. Geldiğinden beri Küçüğe birşey söylemeden direk annesi ile konuşması kendine 'çok ayıp ettin' dedirtti.

Anne Fei ikiliyi Evin giriş kısmın da yalnız bırakarak kendini mutfağa attı.

Kimsenin olmamasını fırsat bilen Sehun, karşısında ki moreli bozuk çocuğa yaklaşarak kulağına fısıldadı.

"Annene yalan söylediğim için özür dilerim. Kimse senden daha güzel değil."

Parmak uçları Luhanın yanaklarına temas ederken, Uzun olan gözlerini küçüğün sulu ve ışıltılı gözlerine dikmişti. İkisi de şuan bulundukları yerden ve zamandan bir haberdi.

Olayın farkına varan Luhan , kızarmış yanaklarla diğerinin bileğinden tutarak çıkışa ilerlemişti

"Gidelim , yoksa eve geç dönüp annemden azar işiteceğim"

Aniden arkasına dönmüş işaret parmağını diğerinin üzerine dikerek sessizce fısıldamıştı

"O zaman sen bile beni kurtaramazsın"

.......................

Bulutlu bir güne uyanmıştı Baekhyun. Kapalı, kederli, iç daraltan bir güne. Bu sabah yaşadığı şokun ardından henüz toparlanamamıştı. Ne bir şey yemiş ne bir şey içmişti sabahtan beri.

Annesinden ve babasından ona miras kalan tek şeye, Sıcak evine sığınmıştı. Karşısında ki ağaç manzarasına bakarak tüm sabah ağlamıştı. Öyle ki akacak gözyaşı kalmayınca gözleri donukluğa kitlenmişti.

Dün gece, hayatında ki en güzel geceydi. Unutamayacağı aklından çıkaramayacağı en güzel gece... Fakat soğuk bir güne uyanmış yanında ki soğuk yatakla bakışmıştı.

Olacağını düşünmemişti. Dün kendini koşulsuz teslim ettiği adamın onu bu şekilde kullanıp atacağını asla düşünmemişti. Bu yüzdendi küçük evde her odaya 2 kere girmesi...

Acı gerçeği anladığında ise dizlerinin bağı çözülmüş olduğu yere yığılmıştı.

Pişman değildi sadece hüzünlüydü. İki gündür aşık olduğu adamı sabah yanında görmek istemişti. Erkek kadın, kimsenin ağzından düşürmediği Byun Baekhyun, aşık olduğu adam tarafından soğuk yatağa mahkum edilmişti.

Ona kızamıyordu. Chanyeol'e göre tek gecelik bir olaydı belki. Baekhyun'a göre hayatında ki en güzel gece...

Ona gerçekten sahip olduğunu düşündü minik olan, onun tarafından sahiplenildiğini düşündü. Aşkla baktığını, bakıldığını hayal etti. Birlikte olsak nasıl oluruz düşündü.

Belki sahilde el ele gezerlerdi, belki filmin en heyecanlı yerinde özel anlar paylaşırlardı. Belki beraber yaşarlardı bir ömrü ya da bir yatağı birlikte ısıtırlardı...

Bunlar Baekhyun'un hayalleriyken, belki Chanyeol için sadece tek gecelik bir kaçamaktı.

•<>•<>•<>•<>•<>•<>•<>•<>•<>•<>•<>•

Herkesten özür diliyoruuu 😭
Çoook uzun bir ara oldu hatta çocuğunuz hikayeyi bile unutmuş olabilirsiniz...
Hepsi benim hatam 😔
Telafi etmeye çalışacağım sözzzz 🥰

Don't Wake Me Up Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin