BÖLÜM-2

881 181 107
                                    

Nefes almakta zorlanıyordum. Ciğerlerim göğüs kafesimi delip geçecekti neredeyse. Burnumu kıracak şekilde hastane kokusu soluyordum her nefesimde. Titriyordum. Kollarım, ayaklarım, en kötüsü de kalbim yerinde yoktu sanki. Bu acıya daha fazla dayanamayıp kirpiklerimi birbirinden ayırdım.

Burnumda hissetiğim sıvıyı elimle sildim. Kanıyordu. Bardaktan boşalırcasına hem de. Baş ucuma tedbir için koyduğum bezi kanın durmasını ümit ederek bastırdım.

Birkaç dakika bekledikten sonra kanamanın durduğuna emin oldum. Bezi  burnumdan çekerken ağzıma gelen demirimsi tatla öğürdüm. Kusacaktım yine. Banyoya koştum. Klozetin kapağını açmamla midemde ne var ne yoksa boşalttım.

Kazanın üstünden 6 gün geçmişti. Tam 6 gündür yemek yemiyor, uyuyamıyordum. Ne zaman bunları yapmaya çalışsam bir an başka boyuta geçiyordum sanki. Zihnimden siliniyordu hemen öncesi. Midem bulanıp kusuyordum. Burun kanamasından ölen ilk kişi olabilirdim.

Yere çömdüm. Dizlerimi göğsüme dayadım ve kollarımla dizimi sardım. İyi değildim. Olamazdım.. Son birkaç günüm böyle geçiyordu. Artık çevremdekiler bile delirdiğimi düşünmeye başlamıştı. Hıçkırıklar halinde ağlamaya başladım. Titriyordum.

"Börte, sen iyi misin?" Kanlar içinde kalan yüzümü kapının hemen önünde beliren babama çevirdim. Gözlerinde hüzün ve telaş oluştu.  "Yi..yine mi?."

Yanıma çömerken ondan uzaklaştım. Tüm sinirimle "Bana neler oluyor?." Dedim. Yerden destek alıp ayağa kalkarken ağlamam hızlanmıştı. "Söyle baba. Deliriyor muyum?."

"Sakın. Sakın düşünme böyle şeyler. Sen delirmiyorsun." Olmuyor baba. Her şeyde yeteneklisin ama yalan söyleyemiyorsun.

"Bu benim hayatım değil. Artık kendimi tanıyamıyorum." 

"En kısa zamanda doktora gidiyoruz. Sorun neyse hallediyoruz. Anlaştık mı miniğim." Bana bunu söyleyip geçiştiriyorlardı. Halbuki babamda annemde farkındaydı. Bir şeyler oluyordu.

"Tek sorun her uyumaya çalıştığımda burnumun kanaması değil. Kusmam değil. Vücudumda kendiliğinden oluşan yara izleri değil. Başka sorunlar var baba. Sorun sadece bedenimde değil. Ruhumda, zihmimde.. Bana bir şey oluyor. Hayatımdaki yapboz parçaları tam değil. Bazı şeyler silik sanki. Kendimi bu bedene ait hissetmiyorum. Aynadaki yansımamı bile göremiyorum. Mucizevi olaylar gerçekleşiyor. Sanki evren bana şaka yapıyor. Benimle alay geçiyor. Altı gün baba. Altı. Daha çok başından yoruldum. Tükendim. Ben nasıl yaşayacağım böyle." İçimi dökebileceğim bir babaya sahip olduğum için şanslıydım. Her zaman destekçim olmamış mıydı zaten.

Sımsıkı sarıldıktan sonra üstümü değiştirdim, bedenimdeki kurumuş kanları temizledim. Babam beni yatağıma yatırıp rahatlatana kadar saçlarımı okşadı. Rahatladığıma emin olduğunda perdeyi açtı ve odadan çıktı. Uyuyamayacağımı o da biliyordu.

Güneş neredeyse doğmuştu. Tüm heybetliğiyle gökyüzünde parlıyordu. Gülümsedim. Bana ilaç olan tek şey güneşi hissetmekti. Kahvelerinde yandığım adamın özlemini bu şekilde dindirmeye çalışıyordum. Bana ne yapmıştı bilmiyorum ama hayatımı altüst ettiği kesindi.

Bugün cumartesiydi. Okul tatildi. Tüm gün evde kalıp dinlenmeyi düşünüyordum. Hafta içi fazlasıyla yorucuydu. Hem bedenim hem ruhum kaldırmakta güçlük çekiyordu tüm bu olanlara.

Öğle araları yemek yedikten sonra burun kanamam, kusmalarım başlıyordu ve eve geliyordum. Tabi bunları hatırlamıyorum. Ilgar' da o günden beri karşıma çıkmamıştı. Hayat devam ediyordu. Ben zamana yetişemiyodum sanki.

MUCİZE #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin