BÖLÜM -1

816 20 0
                                    

 YORUMLARINIZI BEKLİYORUM HİKAYEDEN BEKLENTİLERİNİZİ, EKSİKLERİMİ BELİRTİRSENİZ SEVİNİRİM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ.

   Gelen telefon sesiyle yatağımda kıvranarak uyandım. Telefonu elime aldığımda  “ASHLEY“ diye ciyakladım. Telefonu açtığımda ben daha ağzımı açmadan “Bana yatakta olmadığını söyle Amy!“

“Sabahın bu saatinde nerede olmamı bekliyorsun?“  “Ahh!  Tatlım hemen kalk duşunu al ve ben gelmeden o özenli buklelerini düzleştir.“  Yatağımda oturur gelip bacaklarımı yataktan aşağıya sallandırdım. “Biraz daha uyuyamaz mıyım Ash? Kahrolası saat daha 09:00’u gösteriyor. “ dedim. Sesimi biraz yükselterek. “Kapa çeneni Amy , geldiğimde dediklerimi yapmış ol!“. Sıkıntıyla homurdanarak yerimden kalkıp banyoya doğru ilerdim. Banyodan çıkmam yirmi dakikamı almıştı. Hemen saçlarımı kurutup, fön çekmeye başladım. Ashley ‘nin  on dakika sonra burada olcağından eminim.

    İki yıl önce buraya çok endişeli ve umutsuz bir şekilde gelmiştim. Ve bu biraz apar topar olmuştu. Ashley’le onun sıcak kanlılığı sayesinde çabucak kaynaşmıştık ve o bir şekilde benim güvenimi kazanmıştı. Sanırım bende onun .Ashley , dışa dönük ,sevecen , minyon tipli, çok güzel , sevimli ve esmerdir. Erkeklerle flört etmekten biraz fazla hoşlanır. Küçüklüğünden beri şımartılarak büyütülmüş , cıvıl cıvıl , yerinde duramayan bir kızdır.

       Bense onun tam zıddıyım. Kolay kolay kimseyle yakınlık kuramayan ve kimseye güvenmeyen

-Annem ve Ashley dışında – en çok da erkelere. Uzun bir boya, süt gibi tabir edebileceğiniz bembeyaz bir tene , belime kadar inen açık kumral dalgalı saçlara ve göz bebeğimi belli etmeyecek kadar siyah gözlere sahibim. Biraz dişlek olmam dışında kusursuz sayılırım.

   Saçlarıma fön çekmem on dakikamı aldı. Tam bitirmiştim ki kapı çaldı. “Anne kapıya bak lütfen.“ diye bağırdım. Ashley , “Tatlım umarım  dediklerimi yapmışsındır.“ diyerek içeriye girip kapıyı kapattı. “ Sana da günaydın Ash!“ dedim,  gözlerimi kocaman açarak. “ Yavrum , seni hazırladıktan sonra sonra kendim hazırlanıcam. Deion beni buradan alıcak ve tabi ki Blood’da  seni… Fazla vaktimiz yok.“ dedi. Makyaj setini çantasından çıkartırken. Birden gözlerimi pörtletip “ Blood’a ev adresimi mi verdin?!“ dedim, sesimi biraz yükselterek. Ashley gözlerini devirdi.

 “O benim kuzenim Amy ve partide sana eşlik edicek.“ dedi. Gözlerimi devirip iç geçirdim.

“ Bir partnerimin olmasını istemiyorum Ashley , bunu biliyorsun. Tek başıma gelmemin ne sakıncası var?“ deyip ona öldürücü bakışlarımdan attım. “ Ve neden hep birlikte gitmiyoruz?“  diye ekledim. “Blood  başkasının arabasına binmez ve Deion’dan pek hoşlanmıyor.“ gözlerini kapatıp iç çekti. “Bunu söylemekten pek hoşlanmıyorum ama Blood kendini beğenmiş bencilin teki.“  “Evet… Bu çok güzel parti için mükemmel bir partnerim var.“ dedim kabarttığım saçlarımı spreylerken. Kapının aniden çalmasıyla irkildik. Annem başını içeriye uzatıp “Size tost yaptım kızlar gelinde bir şeyler atıştırın.“ Ashley’e bakıp “Hemen geliyoruz.“ dedim. Mutfağa inip masanın üzerinde bizi bekleyen tost ve portakal sularını mideye indirirken partiyle ilgili konuştuk. Annem çabucak yiyip “Geç kaldım Amy ben çıkıyorum. Akşam gecikme olur mu?“ deyip uzaktan bir öpücük gönderdi ve hızlıca evden çıktı.

     Annem moda tasarımıyla uğraşıyordu. Kendine ait bir moda evi vardı ,kendi  tasarımlarını satıyor ve müşterilerinin özel isteklerine göre dikiyordu. Annem benden beş santim daha kısa 1.73 boyunda , boyuyla orantılı güzel bir fiziği, bembeyaz teni , omuzlarına inen dalgalı sarı saçları ve yeşil gözleriyle mükemmeldi. Annemle arkadaş gibiydik. Her derdimi dinler , bana önerilerde bulunur, her zaman önceliği ben olurdum. İki yıl önce annem bana “ Senin için yaşıyorum bebeğim, senin için ayakta duruyorum. Sende böyle yaparsan dayanamam lütfen bana ayakta durma gücü ver.“ dedikten sonra bende annem için kendimi toparlamaya çalışmıştım. Ve o günden sonra bütün dünyam annemdi…

     Kahvaltımızı bitirip bulaşıkları makineye tıktıktan sonra yarım kalan işimize geri döndük. Aradan bir saat geçmişti. Odaya geçip yatağıma oturdum, Ashley’de topuz yaptığı nemli saçlarını açıp, kurutmaya başladı. O saçlarını kuruturken bende saç maşasını fişe takıp ısınmasını bekledim. Maşa ısındığında Ashley’de saçlarını kurutmayı bitirmişti. Onu oturtup saçlarını yapmaya başladım. Kahve rengi gür ve bir pırasa kadar düz saçlarını yapmam yarım saatimi aldı. Aynaya bakarken görüntüsünden memnun olduğunu belirten sesler çıkarıyordu. Gerçekten çok güzel olmuştu.  Ardından Ashley “evet tatlım oturda sana makyaj yapmakda ne kadar başarılı olduğumu göstereyim.“

 “Makyaj yapmadan da güzel olduğumu  düşünüyorum.“ dedim,  alaycı bir tavırla.

“Hadi ama söz veriyorum belli belirsiz, doğal ve hoş olucak.“ dedi , alt dudağını sarkıtarak .

“Tamam…O zaman sana güveniyorum Ash.“

Ashley benim makyajımla yarım saati geçirmişti. Bu kadar zaman da ne yaptığını çok merak etsem de, kafamı hiç kaldırmadım. Bittiğinde gerçekten de belli belirsizdi ve hoşuma gitmişti. Ashley kendi makyajıyla biraz daha fazla oyalanmıştı. Bana kalsa beş dakikada hal olur bir şeydi, ama Ashley böyle şeyleri biraz fazla önemserdi. Dışarıdan korna sesi geldi. Gelen Deion’dı. Bizde artık hazırdık. Birlikte verandaya çıktığımızda Deion kaportaya yaslanmış bekliyordu. Bizi görünce keyifli bir ıslık çaldı. “Gözlerimi kamaştırıyorsunuz kızlar.“ dedi. Gülümsemesi iyice yayılmıştı. Ashley koşup sevgilisini dudağından öptü ve arabaya binmeden bana şirince gülümseyip el salladı. Bende aynı şekilde karşılık verdim. Ve merdivenlere oturup beklemeye başladım. İçimden geç gelmesi için dua ediyordum.

     Blood’u daha önce hiç görmemiştim. Ashley’nin anlattığı kadarıyla onu tanıyordum ve duyduklarım hiç iç açıcı değildi. Bizden iki yaş büyük, zengin, kendini beğenmiş, tek gecelik ilişkileri olan kızlara adeta pislikmiş gibi davranan –Ha bide kızların kendilerini kullanılmaya izin verip onu fazlasıyla şımartmalarını saymıyorum bile- seks budalası gerizekalı…

     Gelen motor sesiyle birden irkildim. “Yok artık!“ dedim şaşkınlıkla gözlerimi açarak. Yaklaşıpda önümde durunca şaşkınlığım iki katına çıktı. Buda neydi? Az önce bir yerlerde meteor mu yağmıştı? Bana bakıp göz kırpınca bir anlığına nefesimi tuttuğumu hissettim. “ Amymone Thompson?“ dedi.

“Evet.Sende Blood olmalısın“ beni ayaklarıma kadar süzdükten sonra “ Artık binsen iyi edersin.“ dedi. Bu elbiseyle motora binmemi mi istiyordu? Yüzümü buruşturdum. “Bu haldeyken benden istenilecek son şey motora binmem olmalı. Ve partiye gidiyoruz motor yarışına değil gerizekalı.Mantıklı davranıp arabayla gelebilirdin. En az bir araban olduğuna eminim.“ dedim, çok hızlı konuşmuştum. Bana alaycı bir gülümsemeyle bakarak “Sana hesap vermemi beklemiyorsun heralde. Binmek istemiyorsan partiye gitmekten vazgeçebilirsin.“

Tamamdır. Parti işi buraya kadardı. Yüzümde memnun olmuş bir ifadeyle arkamı dönmüştüm ki, elini kolumda hissedince durdum. Tekrar döndüğümde yüzünde şaşırdığını belli eden bir ifadeyle bana bakıyordu. “ Tamam, şakaydı tamam mı? Hadi bin artık Ashley’e söz verdim.“  öyle komik gözüküyordu ki gülmemek için kendimi zor tuttum. Olabildiğince sinirli bir tavırla arkasına geçtim ve mesafemi koruyup arka demire tutundum. Ben motoru gazlamasını beklerken motoru iki kez öne ittirip ona yapışmamı sağladı. “HEY!“ diye bağırdım. “Ne yapıyorsun?” kıpırdamadı.

“Sadece asfalta yapışmış bir cesetle uğraşmak istemiyorum.” derken yüzünü buruşturduğunu hissedebilmiştim. Devam etti “Sende beni uğraştırmak istemiyorsan sıkı tutun.”dedi. Gözümde canlandırdığımda içim kalkmıştı. Kollarımı ona doladım. Bir yandan da leopar desenli portföy çantamı sıkı sıkı sarmıştım. Gazı kökleyip öne doğru eğilince saçlarımın rüzgardan etkilenmemesi için onunla eğildim. Tam anlamıyla ona yapışmıştım. Sıkıntılı geçen yarım saat sonrasında partinin yakınlarında karanlık bir yerde durdu. “ İçeriye motorla girebilirsin.” Dedim. “Karanlık bir köşede inmemize gerek yoktu.” Hala onu tuttuğumu farkedip ellerimi çektim. “İnerken millete güzel bir manzara izletmek istiyorsan hemen gidebilirim. Yalnız bundan mahrum kalan tek kişi olmak istemiyorum.” Homurdanarak motordan indim.

MYSTERY GİRLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin