2.Bölüm
Onun bulunduğu arabanın önündeki trafik durmaya devam ederken asla yapmayacağım bir şeyi yaptım. Çilekli tokamı çok sevmeme rağmen onun bulunduğu arabanın içine daha doğrusu hızlıca yüzüne fırlattım.
Sırıttım.
Ve Akasya ablam arabanın içinde "Çilek çocuğa tokasını verdi anne!" diye bağırdı.
Saçım önüme gelirken dudaklarımı birbirine bastırdım.
Ayva güzel bir meyveydi.
Yenirdi.
&&
Kafamı yavaşça ayakkabıma diktim. Şu an amacından oldukça sapmış masum bir şekilde yolu seyretmek dışında her şeyi yapmıştım sanırım ama pişman değilim bir daha olsa bir daha yaparım. Sadece biraz tırsıyordum. Sonuçta annem babam buradaydı ve ben yüzyılın cesurluk ödülünü kendime verip kahvaltıda yürek yemiş gibi hareket etmiştim.
Tabi jeton şu an düşüyordu. Üstüne bir de çilekli tokam gitmişti. Akasya ablama her zaman ki gibi sinir olurken dudaklarımı bükerek masum bir hale bürünmeye çalıştım.
Cidden neden hep son dakika golüne giderken bi anda rüzgar esmesiyle topun falso kazanıp kalecinin kucağına gitmesiyle sonlanıyordu olaylar.
Halbuki çok da güzel hesaplamalar yapıyordum.
Annem yavaşça koltuğun baş koyma kısmına tutunup arkasını döndü. "N'aptın sen!?"
Yutkunarak gözlerimi annemin gözlerine çıkardım. Azgın gibi çocuğa toka attım. Gel beni bul diye desem buradan ölüm çıkardı sanırım.
Tanıdıktı desem. Anneme sökmezdi. Pek arkadaşımın olmadığını biliyordu çünkü daha geçen sene anne neden benim arkadaşım yok diye salya sümük ağlamıştım.
Annem de sen Sinem Durmaz'ın kızısın kimseye ihtiyacın yok demişti beni teselli etmek yerine. Klasik annem desem yeriydi sanırım da insan yine de bir arkadaşı olsun istiyordu.
O günden sonra da ne zaman arkadaş desem bana kötü kötü bakar susmamı söyleyen bakışlar atardı. O yüzden ben de arkadaşlar yerine ablalarımı tercih etmiştim. Eh çok doğru bir tercih sayılmazdı ama olsun. Ve tabiki Akasya ablama pek bir şeyimi anlatmazdım çünkü hep benimle dalga geçer zamansız yerde aile ortamında patlatırdı.
Cevap vermek için son saniyelerin içine girdiğimizi belirten bir kaş gösterisi yapınca derin bir nefes verdim.
"Tokam elimdeydi zaten yanlışlıkla yere düştü. Akasya ablam da araba hareket edince ondan arabaya girdi diye görmüş olabilir."
Bence gayet güzel bir açıklamaydı. Babama hafifçe baktığımda kaşlarının çatılı olduğunu gördüm. Erkekler konusunda biraz hassas ve korumacıydı. O konuları da pek sevmezdi. Lale Ablam istisnaydı. Dediğim gibi aile dostu olunca kendi çocukları kadar güveniyor bir zarar gelmeyeceğini biliyordu bu durumdan şanslıydı sanki birazcık.
Annem 'yemedim' bakışlarını atarak uzatmamayı seçti ve önüne döndü.
Gonca ablam ellerini saçlarımda dolaştırdı. "Akasyayı öldüreceğim bir gün fena sinirimi bozuyor. Seni kollaması gerekirken seni deşifre ediyor." diye fısıldadı.
Omuz silktim. "Ben de az ispiyonlamadım onu acısını çıkartıyordur."
Saçımı hafifçe çekti. "8 yaşında çamurla oynarken bir çocuğa sarıldığı için ispiyonlamışsındır en fazla Çilek."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilek Rüyası
HumorElini tekrar uzattı. "Görüşürüz o zaman." Eline garip bir bakış attım. Olayı biraz dramatikleştirsem nasıl olurdu? Tokamı çıkardım ve eline bırakacakken araba hareket etmeye başladı. Gidiyorum ulan! Onun bulunduğu arabanın önündeki trafik durmaya...