BÖLÜM 7 / BİR YIL ÖNCE / CİNAYET MASASI

88 2 0
                                    

7. BÖLÜM

BİR YIL ÖNCE / CİNAYET MASASI

Olayların ardından tam bir hafta geçmişti. O gün

Emniyet müdürlüğünde bir koşuşturmaca vardı. Cinayet

masası amirliği Ömer EYÜPLER yazılı tabelanın olduğu

kapıdan bir polis elinde dosyalarla içeri girdi. İçeri girdiğinde

masada oturan cinayet masası amiri Ömer beyin

çok sinirli olduğu her halinden belli oluyordu. Karşısında

açık olan televizyondan haberleri dinliyordu. Haberlerde

ölen polis memurlarının isimleri yer alıyordu. Büyük

bir gürültüyle güpe gündüz yıkılan binanın altından

çok sayıda ceset çıktığı, yıkılmayla ilgili polisin Hala bir

şey bulunamadığını söylüyordu. Canlı yayında binanın

önü gösteriliyordu. Ömer bey televizyonu kapatarak içeriye

giren polise döndü, bağırarak;

-Söyle bakalım Mehmet bir haftadır neler buldun.

Bütün televizyonlar, gazeteler bu olaydan bahsediyor. Sakın

bana bir şey bulamadım deme. Bu olayla ilgili dakikada

bir telefon geliyor. derken,

Tam bu sırada telefon çaldı.

-İşte bak yine arıyorlar. Çıldırıcam. Beni yerimden

edecek bu dosya. dedi.

Ömer bey istemese de telefonu açtı. Arayan Emniyet

Müdürüydü. Telefondan Ömer beyi fırçaladığı,

Ömer Beyin suratından belli oluyordu. Sesi odanın içine

yayılıyordu.


Ömer;

-Emredersiniz efendim. Dedi.

Telefonu kapattı.

-Evet Mehmet Seni dinliyorum. Dedi.

Mehmet Komiser;

-Efendim beni ilgilendiren Murat Başkomiserin

hala bulunamaması o bina ve içindekiler beni çok da ilgilendirmiyor.

Size daha öncede anlattığım gibi, Murat

Başkomiserin vurulmasının bu çöken binayla bir bağlantısı

var. Emniyet Müdürünün yüzünden adamları elimizden

kaçırdık. Terminaldeki ve binanın çevresindeki

kimse konuşmuyor. Elimizde binanın içinden çıkan bir

çok yanmış ceset dışında hiçbir şey yok.

-Mehmetçim Emniyet Müdürünün yüzünden diyorsun.

Elimizde bir delil yok, adamları zaten durduramazdık.

Murat Başkomiserin Başkomiser rütbesini daha

alamadı. Sürekli Başkomiser deyip sinirimi bozma benim.

-Nasıl olmaz efendim. Size kamera kayıtlarında

gördüm diyorum. Murat Başkomiserin vurulmasını,

çöken binadan bahsettiklerini kaç kere söyledim neden

inanmıyorsunuz bana. Başkomiser mevzusuna gelince;

bence o daha iyi mevkileri hak ediyor. Benim gözümde

Başkomiserin çok çok üstünde. Rütbesinin düşürüldüğünü

biliyorum. O yüzden benim gözümde o hala Başkomiser.

-Senin için Başkomiser rütbesinin kağıt üstünde

gerçekleşmesini en kısa zamanda sağlayacağıma emin

olabilirsin. Bu arada evladım senin dediğin gibi bir kayıt

yok ortada, öyle bir görüntüde yok. Senin o gün oraya

bıraktığın Olay yeri inceleme ekipleri de aynı şeyleri söylüyor.

Senin dediğin gibi olsun Başkomiser Murat.

-Şuan Murat Başkomiserim bulunsun rütbe

önemli değil zaten. Efendim birileri kayıtları silmiş o polisler

de tehdit altında, birileri bu olayların üstünü kapatmaya

çalışıyor. Bunu görmüyor musunuz. Peki oradaki

görevli polisler nerede? Onlarda ortada yok.

-Mehmet ben delil istiyorum. Bana burada konuşman

bir şeyi ifade etmiyor. Bana delil getir o kadar...

-Lanet olsun. Delil getirsem de kaybolacak. Bana

diyorsunuz ki bu olayın üstüne gitme. Ben anladım anlayacağımı.

dedi kızgın bir ses tonuyla.

-Ne biçim konuşuyorsun sen üstünle böyle. diye

çıkışırken, Mehmet sinirli bir şekilde kapıyı çarpıp odadan

çıktı. Delirmek üzereydi. Göz göre göre deliller ortadan

kaybolmuştu. Herkes susuyordu. Sorgulamadığı

kimse kalmamıştı. Ama kimse bir şey söylemiyordu.

Çaresizce düşünürken bir kahve almak için kantine indi.

Kantin girişinde bir polisin yanında bir bayana kendisini

işaret ettiğini gördü. Bayan daha sonra Mehmet Komiserin

yanına geldi. Gelen bayan kendisini tanıttıktan sonra

çok önemli bir şey konuşmak istediğini burasının uygun

olmadığını dışarıda yakınlarda bir kafe de konuşabilir

miyiz diye sordu.

Mehmet'te tamam der gibi işaret yaptıktan sonra

eliyle bayana yol gösterdi. Yakınlardaki bir kafeye giderek

konuşmaya başladı.


Bayan

-Beni Murat Başkomiser gönderdi. Sizi bulmamı

söyledi. Ben onu bulduğumuz köyün hemşiresiyim.

Kimsenin onun yaşadığından haberi olmamasını istedi.

-Nasıl yani Murat Başkomiser yaşıyor mu?

Seda Hemşire evet dedikten sonra cep telefonuyla

çektiği Murat Başkomiserin resmini gösterdi.

-Hemen beni onun yanına götürün. Dedi.

Seda Hemşire;

-Tamam ama kimseye bu durumla ilgili haber

vermeyin. Murat Başkomiser kesin tembih etti. Kimsenin

bilgisi olmasın diye.

Mehmet Komiser

-Tamam. Siz merak etmeyin.


CEHENNEM KAPANI (ÇIKIŞ YOK 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin