"Çünkü şuanda benimle ilgilenmen geriyor. Aishh! Yani bizimle. Off! Neyse ne işte. Boşver şimdi onları. Hadi yürü." diyerek mutfağa soktuğu gibi bir sandalyeye oturtturdu.
Omo! Bir dakika! Şimdi sarı kafa bana dokundu mu?! Ayy dur! Daha yeni idrak ediyorum. Ayy vallaha dokundu be!
"Ee ne yersiniz?" Aşçımız konuşmuştu.
"Vallaha ben bir şey yemeyeceğim. Siz yiyin."
"Nasıl? Neden?" Sen sor diye sarı kafa.
"O kore yemeklerini pek sevmiyor." Konuş benim kuzenciğimde bende açıklama yapabilirdim yani.
"Sen bir korelisin. Nasıl sevmezsin?" Ahh Jungkook'cum, ahh. Şu kore yemeklerinden ne çektim bir bilsen.
"Yarı koreliyim, yarı türküm. Hatırlatırım aşklarım."
"Aşklarım?" Hepsi birden sorunca ne diyeceğimi bilemedim. Yanlış bir şey mi söyledim acaba? Yoo bu benim hep kullandığım bir tabir.
"Evet, aşklarım. Ben bunu hep kullanıyorum. Yani tek size karşı değil. Sakın yanlış anlamayın. Bu benim sevdiğim kişilere kullandığım bir tabir." Onaylayan seslerde mırıltı çıkınca ben de rahatlamıştım.
"Yoongi hyung fanlarımıza A.R.M.Y adı verilmeden önce onlara aşklarım diyordu da, senden de duyunca bir anda, o yüzden böyle şaşırdık." dedi Hoseok.
"Benden çaldı. Herşeyi çalıyor zaten bu!" dedim sitem dolu sesimle ona pis pis bakarak.
"Dimi? Misal piyano, fanlarımızın kalplerini falan.."
"HA HA HA! Komik mi şimdi bu? Kendini komik mi zannediyorsun Yoongi'cim?"
"Evet."
"Yanılıyorsun o zaman, ne diyim." Daha fazla Yoongi'yle muhattap olmayarak kaç gündür kendimi yiyip bitirdiğim konuya direk girmeye karar verdim.
"Bir şey diyebilir miyim?" diyerek elimi kaldırdım. Herkes bana bakınca boğazımı temizleyerek söze girdim. "Şey... aslında oppa demeyi sevmediğimi biliyorsunuz. Size hyung da demek istemiyorum. Yani mesajlaşırken sorun olmuyor ama yüz yüzeyken söyleyince biraz garip oluyor. Uzun lafın kısası size isimlerinizle hitap edebilir miyim?" Yoongi tam cevap verecekti ki onun cevap vermesine izin vermeyerek bir daha söze girdim.
"Senden izin isteyen yok Yoongi." Umursamazca omzunu silkti.
"Senden de Tae," dedim Tae'ye bakarak. Başını bana çevirince devam ettim. "Çünkü sen benim arkadaşımsın ve arkadaşlarımdan bunun için izin almam." 'Sorun yok' der gibi başını bir sağa bir sola salladı.
Ardından Jungkook'a döndüm ve "Senden zaten izin istemem Jungkook, aynı yaştayız. Benim sözüm diğer dört kişiye." diyince Jungkook'un yüzü garip bir yüz ifadesi aldı.
"İstesen de vermem zaten." dedi yüzünü buruşturarak.
"Ama Jungkook dikkat et. Yun bu. Oppa demeyi sevmese bile sırf gıcıklık olsun diye der." Haneul'cum beni iyi tanıyorsun hayatım.
"Jungkook'tan izin alman gerekiyor ne de olsa sen 1998'lisin." Uyuz kuzenciğim ne kadarda şey böyle. Imm... GICIK!
"Birincisi; Jungkook 'izin istesen vermem zaten' dedi. İkincisi; ben 1997'liyim Yoongi'cim. Okay? Neyse konumuza dönelim. Ee ne diyorsunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Fanfiction1 Swag 6 Erkek WhatsApp Grubu *Suga sizi ekledi* V: Bu kim? Jimin: Suga hyung almış. RM: Hyung bu kim? Suga: Bu Yun, benim kuzenim. V: Hyung, Yun'u neden aldın bu gruba? Yun: Zevkle anlatıyorum dusbdj... #49 - rm