23. Bölüm

64 17 2
                                    

Karşımda duran JiKook ikilisi bize pis pis bakıp sırıtıyordu. Biz de onlara pis pis bakıp sırıtmaya başladık. Yani Yoongi'yi bilemem ama ben sırıtmaya başlamıştım.

"Ne diye sırıtarak bakıyorsunuz?" Off Yoongi tüm ambiansın içine ettin şuan.

"Yun da sırıtıyor." dedi Jimin.

"Yun sen niye sırıtıyorsun bunlar gibi."

"Onları nasıl yensem diye hain planlar yapıyordum kuzenciğim."

"Sırıtmayla kazanılıyorsa, eminim biz şimdi çoktan kazanmıştık." dedi JK.

"Sırıtmayla kazanılmıyor zaten canım benim ben öyle bir şey demedim. Bu konuya nerden vardın bilemiyorum. Gerçi sırıtsanız da karşınızda biz varken kazanamazsınız. Değil mi kuzenciğim?" dedim alayla bakıp gülümseyerek.

"Haklısın kuzen." dedi Yoongi alayla. Biz JiKook ikilisiyle kapışırken diğer dörtlü yani NamJin ikilisi ve VHope ikilisi birbirleriyle kapışacaklardı. Allah'tan bize JiKook ikilisi geldi. Yoksa ben bu boyla değil onları yenmek hiçbir halt yapamazdım. Gerçi altta Jungkook varken pek düşeceklerini zannetmiyordum.

Neyse ki üstte Jimin var. Yani birazda olsa şansım var demek bu. Gerçi üstte Jungkook olamazdı ama neyse. Durun fesat algılamayın hemen. Yani Jimin Jungkook'u taşıyamadan suya düşerlerdi. Malum Jimin biraz kısa. Dev gibi Jungkook'u nasıl taşısın değil mi? Tamam gülmicem. Tamam devam ediyorum..

"Ee hadi başlayalım artık yoksa beni Yun'u taşımaktan hastaneye kaldıracaksınız."

"Aa! Neden?" dedim hayretle aşağı doğru bakarak. Gerçi bu ne kadar mümkünse artık.

"Ağırsın be kızım neden olucak."

"Oha Yoongi! Çüş Yoongi! Abartma Yoongi! Hem ben zayıfım Yoongi!"

"Kaç kilosun sen kızım? Zayıflık böyleyse Jimin'e de söyle zayıflamak için bu kadar uğraşmasın çocukcağız."

"Bence abartıyorsun hyung. Yun gayet zayıf." dedi Jimin-sshi'cim.

"Nah zayıf! Omuzuna al da gör ne kadar zayıf ne kadar değil."

"Olur hyung." dedi ve Jungkook'un omzundan inmeye başladı. Başladı ama ta ki Yoongi onu durduruncaya kadar.

"Siktir git Jimin. Onu değil omzuna almak, elini bile tutamazsın." Bende diyordum ki 'ÖKÜZ' Yoongi nerede? Hah buradaymış! Buldum buldum merak etmeyin!

"Neden hyung?" dedi Jimin-sshi.

Ne?! Ne dedi o?! 'Neden?' mi dedi o?! Yani Yoongi 'Elini tutamazsın.' dedi ve o da 'Neden?' mi dedi?! Allah'ım sana geliyorum Yarabbi'm!

"Ama seni tanıdığım için sana ayrıcalık tanıyabilirim ama eğer seni tanımıyor olsaydı-" diye umursamazca devam edecekken birden Jimin'in sorduğu soru kafasına dank etmiş olmali ki bir anda durdu ve birazcık bak birazcık diyorum sinirli sesini işittim. Gerçi biz şuna 'işittik' desem daha doğru olurdu.

"Sen az önce benim söylediğim cümleden sonra 'Neden?' mi dedin, yoksa ben mi yanlış duydum Jimin?" Ahh Jimin'cim bunu dememeliydin tatlım. Dua et ki hyungın. Eğer ki hyungın olmasaydı, yoksa seni en son bana böyle bir şey diyen çocuk gibi öldürürdü. Gerçi o çocuk nerde hala ulaşamıyorum. Hih! Yoksa öldürdün mü Yoongi?! Sana inanamıyorum!

"Sana inanamıyorum Yoongi! Gerçekten inanamıyorum! Yani böyle bir şeyi nasıl yaparsın! Hiç mi düşünmedin o çocuğun annesini ve babasını! Yazıklar olsun! Sana verdiğim bunca emeğe karşı bana böyle mi sahip çıkıp koruyup kolluyorsun! Halbuki konuşsan yeterdi o çocukla! O çocukta senin bu konuşmandan sonra zaten bir daha benimle muhattapa geçmezdi emin ol! Gerçekten! Yazıklar olsun!"

"Ne diyorsun Yun? Ne çocuğu? Ne öldürmesi? Ne konuşması? Gerçekten ne diyorsun? Bak doğruyu söyle bana. Sen tırlattın mı? Kafa gitti mi yani? Bana güvenebilirsin. Kimseye söylemem hem. Sadece alıp hastaneye kapatırım seni olur biter. Sende rahat edersin bende. Hem böylesi daha güzel olur. Dimi?" OHA YAA! ÖFFF! Sıçıcam şimdi ha! Ben daha demin ne güzel içimden sövüyordum bu öküze. Ne ara sesim ses tellerime ulaşıp ağzımdan çıktı da, ben sesli söylemeye başladım. Öfff! Harbi öff yani!

"Demek benden kurtulmak istiyorsun he! Okay, o zaman ben gidiyorum." deyip omzundan inmeye çalıştım. Çalıştım bak çalıştım. Sadece çalıştım yani. Ama, tabiki de başarılı olamadım.

"Hiç lafı dolandırma küçük hanım. Bunun hesabını daha sonra vereceksin bana." Hadi yaa! Yemedin mi yani? Tüh! "Şimdi şu oyunu oynayalımda bitsin şu işkence artık."

(Büş'den Not: Yavrum benim, omuzların mı ağrıdı senin. Oy kıyamam ben sana.)

"Asıl sen bana bunun hesabını daha sonra vereceksin küçük bey." Küçük bey mi? KÜÇÜK BEY Mİ?! Aferin Yun. Hiçbir kelime bulamadın mı? Bula bula bunu mu buldun yani? Küçük bey nedir yaa?! KÜÇÜK BEY NEDİR?! Şimdi uğraş uğraşabilirsen.

"Hahahah! Küçük bey mi? Neyse bununla daha sonra dalga geçerim ben. Şimdi şu oyunu oynayalım bir an önce yoksa ben sizinle bir oynayacağım görüceksiniz." dedi son cümlesini tıslayarak. Vallaha Yoongi bu. Yapar mı?

Yapar.

Nokta.

Neyse, Jimin'le birbirimize sırıtıp bakarak sonunda oyuna başladık. Jungkook'la Yoongi birbirlerine yaklaşmaya başladılar. Jimin'in sırıtması büyürken benim sırıtmam yüzüm de dondu. Bu yakından daha mı güzel gülümsüyor ne? Alt tarafta ki ikili birbirlerine yaklaşmış olacak ki, Jimin beni omuzlarımdan tutup itti. İlk Jimin beni ittiğinde ben bir sarsıldım. Ama ittiği için değil tabiki de, siz biliyorsunuz. İkinci ittiğinde hala kendime gelememiş olucağım ki yine sarsıldım.

"Yun, adam gibi oyna şunu." Alt taraftan bir ses geldiğinde yine aşağı doğru bakmaya çalıştım. Tabi o ara Jimin-sshi'cim beni itmeseydi güzel olurdu.

Jiminin son darbesinden sonra dengemi kaybedip arkaya doğru baş aşağı suya düştüm. Gerisi karanlık...

Şaka şaka, şu şeyleri hiç sevmiyorum. Neyse sonra Yoongi çekip çıkardı beni. Artık ne kadar hızla düşmüşsem kafam mermere çarpıp kanadı. Tabi herkes başıma toplandı. Orası da ayrı bir güzel yani.

..

Öptüm bay 😘

MELODYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin