1

931 69 30
                                    

Sevgili, @GoddessDakota için! İyi ki doğdun bebeğim! 💕💕💕

Ağustos ayının sıcağı evin içindeki gergin havayı daha da katlanılmaz hale getirmişti. Evin hanımı tarafından yapılan çay servisi dışında kimse konuşmuyordu. Zayn bir an için nerede olduğunu unutmuştu, anne ve babası önüne bakıyor, yaptıklarının doğru olup olmadığını tartışıyorlarmış gibi görünüyorlardı. Bunu ona anlatmaya çalışmışlardı, sonrasında çok pişman olabilirdi fakat kimseyi dinlemiyordu. Zaten bir süre sonra bu endişeyi sadece kendilerinin taşıdığını fark ettiler, Garry Holkins'in dünya umurunda değildi aksine keyfinden her an havalanacakmış gibi duruyordu. "Bizim Herriet'imiz çok tatlı bir genç kızdır," diyordu. "Sanata çok meraklı, ayrıca çok da güzel piyano çalar." Holkinslerin küçük oğlu Marcell babasının söylediklerine kıs kıs gülerken Bayan Holkins'in gazabına uğramıştı, Zayn'in yüzüne, 'Sen şimdi bittin.' der gibi bakıyordu. Zayn gerçekten de.. Yanlış mı yapıyordu? "Açıkçası bize çok büyük sürpriz oldu," diye devam etti Garry. Bay ve Bayan Malik, içlerinden 'Bize de.' dememek için kendilerini zor tutmuşlardı. Acaba oğullarını bir an önce buradan çıkarıp akıl hastahanesine mi götürselerdi? 

"Her an göreve dönebilirim." Zayn ansızın konuştuğunda Bayan Malik baygınlık geçireceğini sanmıştı. "Geri döndüğümde düzenimin kurulmuş olmasını istiyorum." Elbette bunu herkes normal karşılardı, Zayn Holkinslerin gözünde o ifadeyi görmüştü; 'Evine sahip çıkacak genç bir adam.' Elbette kızları için en iyisi bu olacaktı, kimse çapkın birini kızıyla evlendirmek istemezdi. "Elbette.." dedi Bay Holkins, "İzninizle Herriet'i çağırayım." Adam ellerini ovuşturarak uzaklaşırken Bayan Malik çaydan bir yudum aldı ve kederle kocasına baktı. Adam da çaresiz görünüyordu, Zayn saatli bomba kadar tehlikeli ve duvarları aşılamayacak kadar ciddi görünüyordu. Oğlunu daha önce hiç böyle görmemişti, ne yapacağını bilmeden onu kendi haline bırakmaya karar verdi belki düşündükçe o da hata yaptığını anlardı. 

"İşte geldik." Garry, koluna taktığı kızıyla odaya girdiğinde Bay ve Bayan Malik'in gözleri faltaşı gibi açılmıştı, Zayn kendine gerçekten bu kızı mı seçmişti? Bakımsız, aptal görünümlü bir kızın ne kendisini ne Zayn'i kaldırabileceğini düşünmemişlerdi. Öyle ki, Zayn bile şaşkın görünüyordu. "Bay Holkins," diyerek cümleye girdi. "Kızınızın bu hanımefendi olduğundan emin misiniz?" Ortadaki sıcak hava bu cümleyle aniden buz kesmişti, Garry'nin bakışları öfke dolu bir ifadeye bürünürken Zayn batırdığını toplamaya çalıştı. "Evlenme teklif ettiğim kızınız bu değildi." Sesindeki manasız tereddüt ve bir anda karışan ortalık annesini umutlandırmıştı, oğluna bir yanlışlık olduğunu söyleyerek buradan çıkıp gidebilirlerdi ama Zayn durmadı. "Kocaman gözleri olan, ince bir kızdı." diye tarif etti, Herriet, ince sözcüğünü duyunca, yüzündeki ifadeyi değiştirip kaşlarını çattı çünkü gerçekten ince'nin yanından bile geçemezdi. 

"Yanılıyorsun genç adam," Bayan Holkins salondaki en soğukkanlı kişiydi ancak sürekli kendini yellediği yelpazesini öyle bir savurmuştu ki, her an kalkıp birinin üzerine atlayabilirmiş gibi görünmüştü. "Bakın ben gerçekten eminim, hatta elinde bir masa örtüsü tutuyordu." Marcell, elinde eriyip üstüne başına bulaşan çikolatayla kapının eşiğinde onları dinlemişti, "Lottie'den bahsediyor." Omuz silkerek mutfağı gösterdi. "Ama o benim kardeşim değil." Bay ve Bayan Holkins, adını duyunca baston yutmuş gibi doğruldukları genç kızdan pek hoşlanmıyor olmalılardı. "Lottie evin hizmetçisi." Bayan Holkins bunu küçümsenecek bir şeyi söyler gibi, tükürürcesine söylemişti. Zayn'in canı sıkılmıştı, kendi yaptığı hata yetmiyormuş gibi az kalsın Holkinslerin tuhaf görünümlü kızlarıyla nişanlanacaktı. Başını iki yana sallayarak düşüncelerinden kopmaya çalıştı, buradan eli boş dönemezdi. Jessica'ya gününü göstermek istiyordu ve fazla vakti yoktu. "Onu görmek istiyorum." Bunu kendinden bir hayli emin olarak söylediğinde baygınlık geçirme sırası Bayan Holkins'teydi. "Buna değeceğini sanmıyorum," dedi Garry. "Bir hizmetçiyle evlenmenin gerçekten de iyi bir tarafı olabilir mi?" Kendi kendine konuşur gibiydi. "Bir kez daha düşünsen, genç adam?" Beklenti dolu ifadesiyle Zayn'e bakarken Marcell'in mutfağa yöneldiğini görmüş, durdurmak istemişti.

 "Evlenme vaadinde bulunduğum kişi Bayan Lottie'ydi." "Zayn'in sesindeki otoriterlik keskindi, anne ve babası 'En azından Herriet değil.' diye düşünsede daha kötüsüyle karşılaşma ihtimallerini hesaba katıp kaldıkları yerden bayılmalarına devam etmişti, bu çocuğun nesi vardı ve kime çekmişti, merak ediyorlardı. "Bay Holkins," dedi Zayn, saygısını koruyordu. "Kızınız olmadığı için üzgünüm ama ben Bayan Lottie ile-" Tam o sırada Marcell'in odaya sürüklediği kız, havada bir miktar süzülerek salonun ortasına kapaklanmıştı. Ayağını halıya taktığı ve rezil olduğu için kendi kendine söylenirken canı yandığı için gözlerini sımsıkı kapıyordu. Zayn aniden bu evden kaçıp gitmeyi düşündü, evdeki herkes anormal olmak zorunda mıydı? "İşte Lottie!" Marcell, sanki çok harika bir şey yapmış gibi ablasının ve annesinin gazabından dil çıkartarak kaçmıştı, Lottie ise hala yerde acıyan dizini ovuşturuyordu ve Malikler en az Holkinsler kadar kötü görünüyordu. "Affedersiniz," dedi Lottie, açılan eteğini kapatmaya çalışıyordu. "İstemeden.. Oldu.." Ansızın kalkıp da karşısında Zayn'i görünce nefesi kesilmişti. Ne acısını ne de rezilliğini hissediyordu şimdi. Kelimeler boğazına dizilmişti, bu o çocuktu. Kendisini Bayan Holkins zannederek evlenmek istediğini söyleyen çocuk.. Şimdi odadaki 'Her an bayılabilirim'cilere bir yenisi eklenmişti, Lottie gözlerini oğlandan alamıyordu. 

"Ben de sizden bahsediyordum," dedi Zayn. Sesinde herhangi bir heves, heyecan veya ona benzeyen bir şey yoktu. Zayn normal Zayn'di. "Bayan Lottie, kararınızı duymak için buradayım." Zayn'in gözlerinde beklenti, ailesinin gözlerinde şaşkınlık ve Holkinslerde baş dönmesi vardı. Herkes pür dikkat olaya odaklandığı esnada Zayn kızın anlamamış olabileceğini düşünerek tekrar sordu. "Lottie," dedi, daha nazikti şimdi. "Benimle evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" Lottie put kesilmişti, ağzından belli belirsiz bir "Evet, lütfen." çıkmıştı ve sonra, Tanrı'ya şükür ki- salondakilerden biri bayılmayı başarmıştı.

Bu Lottie'den başkası değildi. 

Herkeslere selam! Öncelikle bugün tatlı bebeğimin doğum günü şerefine hazırladığım bölümle karşınızdayım! Okuyalım okutalım lütfen :'D İkinci olarak, bölüm kısa evet ama bu kısımlar sadece olayın nasıl geliştiğini anlamanız içindi, diğer bölümler bunun iki veya üç katı daha uzun olacak, sevgiler!

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen, unutmayın bunlar size daha kısa zamanda update olarak  geri dönecek. ;D 

General's WifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin