Herkese selamlar!
Hikayeye olan ilginiz takdire şayan, destekleriniz için müteşekkirim ancak biliyorsunuz ki, Wattpad mecrasının genel sorunu gerçekten hak eden hikayelere gerekli değeri vermiyor olmak. Hikayemin dört dörtlük olduğunu iddia etmiyorum elbette ancak daha iyi oy sayılarını hak ettiğine inanıyorum ve umuyorum ki siz sevgili okuyucular bunu dikkate alırsınız. Şimdiden keyifli okumalar! 💕***
Lottie bütün gece boyunca nişanlısının eline tutuşturduğu mendili koklamış, gerçekliğinden emin olmadığı her an kendini yeniden ve yeniden çimdiklemiş ve beş dakika kadar bile uyumamıştı. Durmadan parmağındaki yüzüğü kontrol ediyor, hayal ürünüymüş gibi yok olmasından endişe ediyordu. Zayn'in kahverengi gözlerini, gülümsediği zaman dilinin dişlerinde dolaşmasını ve kokusunu her hatırladığında kalbi hızla çarpıyor yanakları kıpkırmızı kesiliyordu. Acaba Zayn de onu düşünüyor muydu, merak içerisindeydi. Jessica ve Olsen'a karşı kendisini karısı olarak tanıttığı andan bu yana içindeki heyecan devasa bir alev topuna dönüşmüş, onun karşısında gelinlikle boy göstereceği günü iple çekmeye başlamıştı. Acaba gelinlikle güzel olur muydu? Amcası veya teyzesinin gelinlik için kesenin ağzını açmayacaklarını iyi biliyordu ancak Zayn'e de güzel görünmek istiyordu. Onun karısı olmak, Afrodit'ten ders almaktan geçiyordu sanki.
Aslında o gece Zayn de kısmen uyuyamamıştı. Jessica'yı gördüğünde çok daha farklı bir tepki verecekti, en azından kendini buna göre ayarlamıştı ama beklediği gibi gitmemişti. Öfkesine yenik düşerek olmaması gereken şeyler yapmayı bekliyordu kendinden. Ancak sadece gülüp geçmiş ve Olsen gibi biriyle birlikte olduğu için içten içe sevinmişti. Olsen yakışıklı değildi, sadece parası çoktu ve Zayn paranın her şey demek olmadığını çok iyi biliyordu. Bu yüzden Jessica onunla evlendiği için artık üzülmüyordu. Aksine, sürtük Jess layığını bulmuştu.
Tabi bir de Lottie vardı. Sevimli, tatlı Lottie. Kafede tam karşında utana sıkıla oturan, ellerindeki beyaz eldivenlere rağmen buz kesen parmaklarıyla ve etekleri uçuşurken beyaz renkli ayaklarını denize daldıran Lottie. Hayatı boyunca dönmek istediği çocukluğu sanki Lottie de saklıydı, o en az Jessica kadar özendiği elbisesi veya makyajıyla suya girmekten çekinecek birine asla benzemiyordu, etrafındakiler onu ayıplayabilirdi ama Lottie, Lottie'ydi. Sadece Lots. Onun kocaman gözlerinde görebildiği kadarıyla hiç bozulmamış ender bir narinlik vardı, hayat dolu, kıpır kıpır bir kızdı ve belki biraz güzeldi de.
Zayn gözlerini kapatıp uyumayı denedi, belki gündüz kendini iyi hissederse arkadaşlarıyla kriket oynamaya gidebilirdi. Uzun zamandır bir bara gitmemişti, belki de orada toplanır, hafif bir jazz veya blues tonlarında bir şeyler dinler, belki biraz da alkol alır ve eve dönerdi. Ya da belki sinemaya yeni bir film gelmişse, vakit geçirmek daha kolay olurdu. Zayn keyiflenmişti, uyku için en doğru anındayken gözlerini sonuna kadar açtı.
"Ben daha önce hiç sinemaya gitmedim."
Lottie'nin cümlesi aklına gelince henüz gelen uykusu keyfiyle birlikte sıvışıp gitmişti, neden Lottie'yi sinemaya götürmüyordu ki? Bu kadar çok boş vakti varken, neden onunla geçirmiyordu? Hem, bir şekilde onunla evlenme yoluna girmişti ve eğer işler istediği gibi gitmezse bir ömrü onunla birlikte geçirecekti, onu şimdi tanımazsa ilerde ilişkileri nasıl olurdu? Lottie hassas bir kızdı ve Zayn onun incinmesini hiç ama hiç istemiyordu. Ona sormak istediği pek çok şeyi sırf bu yüzden sormamıştı bile. Onu ağlarken görmek istemiyordu, kendisinden kaçarken görmek de öyle. Bu fikri beğenmişti, Lottie ile birlikte bir filme gitmek, hatırlanacak bir şeyler olması açısından da önemliydi çünkü bu, Lottie'nin ilk seferi olacaktı.
Sabah olduğunda Zayn tahmin edemeyeceği kadar erken kalkmıştı, saate baktığında sadece iki saat kadar uyumuş olduğunu gördü ancak garip bir biçimde dinlemiş ve enerjikti. Kalkıp soğuk bir duş aldı, saçlarını tarayıp şekillendirdi ve üzerine düzgün bir tişört ile kumaş pantolon geçirdi. Ancak tüm çabasına rağmen sadece yarım saat geçmişti, yanaklarını şişirerek yapacak bir şeyler aradı ve sonunda biraz yürüyüş yapmanın daha iyi olabileceğine karar verdi. Anne ve babası uyuyordu, belki onlar uyanana kadar sabah gazetesini alabilir veya şansı yaver giderse sıcak kruvasan bulabilirdi. Annesi, tereyağlı kruvasana bayılırdı ve babası hayatında belki de ilk kez gazetesini hazır bulmuş olurdu. Zayn kendiyle gurur duydu, hayatında ilk kez işe yarar bir şeyler yapmış olacaktı ve belki bunun için takdir de alırdı. Zayn takdir almayı severdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
General's Wife
FanfictionKanlı bir savaşın ortasından çıkıp evine dönen Zayn, çocukluk aşkı Jessica ile evlenme kararı almıştır. Ancak geri döndüğünde sevgilisinin bir mektubunu ve evlendiği haberini alır. Hırslı ve inatçı Zayn, ani ve yanlış bir karar vermek üzeredir.