Dersler yine her zamanki gibi geçti , daha okulun başlarında olduğumuz için ödev yoktu ancak yine de çalışmıştım . Öğle yemeği için aşağıya indiğimizde Malfoy ve George çoktan gelmiş Slytherin masasında oturuyorlardı . George'un arkasındaki sandalyeye oturdum , Jackie'yle Albus da karşıma oturdular . Tabağıma yemeklerden tabağıma alırken Albus Jackie'ye "Tekrar ne çiziyorsun ?" dedi meraklı bir sesle . O sırada Jackie'nin o meşhur vişne rengi defterine yine birşeyler çizmekte olduğunu gördüm . Cevap vermemiş olan Jackie , Albus'un meraklı bakışlarına dayanamayarak "Birisi benden bir resim istedi , sanırım evine asacak . Çok geç vermek istemiyorum , tabii sen de izin verirsen Albus ." dedi . Albus önüne dönüp "Aa , tabi tabi . Sen çiz ." dedi ve yemeğe koyuldu .
Az sonra birisi omzumu dürttü . Arkama baktığımda Finnigan ayakta dikiliyordu . Olabildiğimce sert bir sesle "Ne isyiyorsun Finnigan ." dedim . Hemen gitmesini istiyordum . "Bu akşam ne yapacaksın diyordum da ..." dedi yumuşak bir sesle . Ben daha cevap veremeden , şu ana kadar arkası dönük yemek yiyen Malfoy ona döndü ve "Bu akşam işi var ." dedi . Finnigan "Sen nereden biliyorsun ?" dedi aşağılayıcı bir tonla . Malfoy oturduğu için aralarında oluşan boy farkının da bu aşağılayıcı tonda yardımı vardı . Malfoy da ayağa kalkıp " Seni ilgilendirir mi ?" dedi . Finnigan'ın cevap vermesine izin vermeden "Cevabını almadın mı Finnigan , bu akşam işim var ." dedim . Bir bana bir de Malfoy'a baktı "Pekala o halde , daha sonra ." dedi ve gülümseyerek gitti . Gözlerimi devirdim Malfoy " O da neydi öyle ?" dedi şaşırmış bit şekilde kaşlarını çatarak . "Bu durumdan hoşnut gibi mi duruyorum ?" dedim ve arkama döndüm . Tekrar yemeğe döndüğümde Albus'un sesini duydum . Jackie'ye "Kime çiziyorsun o resmi ?" dedi . Annesinden parka gitmek için izin alan küçük bir çocuk gibi bakıyordu . Jackie gözlerini belirgin bir şekilde devirdi ve bana 'al işte' der gibi baktı . Ben de ne yapacağımı bilemeyerek gülümsedim . Albus da sorusunun cevabını alamadığı için az önceki sevimli halinden eser bırakmayarak yemeğine geri dönmüştü .
Bi an için eğer kuzenim olmasaydı Albus'la takılır mıydım diye düşündüm . Çok sevimli ve iyi biriydi ancak bazen çok sinir bozucu oluyordu . O her zaman yanımdaydı sanki ikizimmiş gibi . Ama yine insanı rahatlatan biriydi , yani en kötü anlatınızda bile espiri yaparak sizi rahatlatır ve moral verirdi . Onu çok seviyordum . Bu şakacı yönünü hep eniştemin babasına , James Potter'a benzetirler . Tabii onu tanımadığım için hiçbir fikrim yok . Bunları düşünürken Albus'a baktığımı fark ettim . O da bunu fark etmiş olacak ki bana bakıyordu . Sırıttım ve büyük salonu incelemeye başladım .
KSKS dersinde profesör proje in çalışmaya başlayıp başlamadığımızı sorduğunda dört beş ikilinin daha başlamamış olduğunu gördüm . Tabii ki kendi seçimleri , bir şey diyemem ama ... Nasıl başlamamış olabilirler ?! Bu çok uzun bir ödev ! Kendime tekrar hatırlattım , onların ödevi beni ilgilendirmezdi . Gryffindor Slytherin dersi olduğu için yanımda Albus , karşımdaysa Jackie George ve Malfoy oturuyordu . Ödev konusu proje konusu açılınca Malfoy'la bakışmıştık . Profesör bize büyü denemeleri yaptırıyordu . Ama aklım o kitaba kaymıştı . Onu düşünmemeye çalışarak büyü yapmaya devam ettim .
Bir sonraki ders Astronomi'ydi . Bu sefer Malfoy ve George'dan ayrılıp upuzun dönen merdivenlerden çıkmaya koyulduk . Merdivenlerin sarmal şeklinde çok hoş durduğu bir gerçekti ancak çıkmayı bitirdiğinizde kendinizi savaştan yeni çıkmış asker gibi hissediyorsunuz . Bu merdivenlerin yüzlerce yıl nasıl ayakta kalabildiğini anlamıyorum .
Profesör bu ders yılın ilk ödevini verdi . Bizden bir yıldız haritası çizmemizi isteyince sınıftan uğultular yükseldi "Nasıl yani ?" "Daha birinci haftadayız !" "Yıldız haritası çizmek saatler alır !" profesör "Susun !" diye bağırdı "Itiraz istemiyorum , haftaya herkesinkini kontrol edeceğim . Ona göre çizin ." . Ders bitince dışarı çıktık Albus hala konuşuyordu "O yaşlı bunak bize işkence ediyor !" araya atlayıp "Onu severim , ayrıca bir hafta süremiz var !" dedim . Ellerini açıp "Bir haftadan kastı 5 gün , bir sonraki ders o zaman !" dedi . Ofladım , bu günün son dersi olduğu için büyük salona gidiyorduk .
Yine herzamanki yerimize oturduk ve masada beliren yemeklerden yemeye başladık . George arka masadan "Rose !" diye seslendi "Bu akşam bana kitabı göstereceksin değil mi ?" başka seçeneğim var mıydı ki ? "Tabii ." dedim ve önüme döndüm .
Aradan bir iki dakika geçmişti ki bir çınlama sesi duyuldu . Sese doğru baktığımda okul müdiresi profesör Mcgonagall'ın bir kaşığı bardağına vurduğunu gördüm . Az önce çığlık çığlığa olan salonda şimdi çıt çıkmıyordu . Profesör boğazını temizledikten sonra konuşmaya başladı "Bildiğiniz gibi 24 yıl önce büyük bir savaş oldu " -böyle bir konuda konuşmasını hiç beklemiyordum- "gerçekten kötü bir savaştı ve çok kayıp verdik . Ancak bunların hepsi geçmişte kaldı , bir daha olmayacak . Insanlar da bu süre boyunca hüzünlerinden sıyrıldı . Artık biraz eğlenmeye ihtiyacımız var ! Bundan 27 yıl önce bir noel balosu yapıldı . Biz de bu sene bir daha yapmaya karar verdik ." dedi . Önce bir dakikalık olayın şokunu atlatma sessizliği oldu , sonra da salondan uğultular yükselmeye başladı . Bazıları sevinçli bazıları sinirliydi . Peki ya ben nasıl düşünüyordum ? Buna sevinmiş miydim ? Hayır hiçbir fikrim yoktu , hiç kimse beni davet etmeyecekti de . Eğer Albus da davet edecek kimseyi bulamazsa onunla giderdim belki . Evet Weasley'lerin kızı baloya kuzeniyle gidiyor . Çok güzel duyuluyor değil mi ? Ama bir an için Albus'un Jackie'yi davet etmek isteybileceğini düşündüm . Böyle birşey olamazdı ama ... Nedense son yıllarda Albus Jackie'yle yakınlaşmak istiyor gibiydi . Bu fikir değişik hissetmeme sebep oldu . Yine profesör Mcgonagall'ın sesi düşüncelerimi dağıttı "Danslı bir balo olacak . O yüzden baloya katılacak herkesin kendine bir partner bulması gerek ." bunu ben de hayal edebilmiştim zaten , berbat geçecekti .
Büyük salondan çıkarken George "Ne yapacağız şimdi ?! Kimi davet edebilirim ki ?" diye inleri , Malfoy "Ben kimseyi davet etmeyeceğim ." dedi , bu nedense moralimi bozmuştu . George "Her neyse , hadi ihtiyaç odasına gidelim ." dedi bana bakarak . "Derste üzerime iksir döktüm , kıyafetlerimi değiştirmem gerek ." dedim . Malfoy "Benimkine de çorba döküldü ." dedi iğrenerek . Jackie "O halde herkes daha rahat bir şeyler giysin ve odanın önünde buluşalım ." dedi ve ortak salonlara gitmek için ayrıldık .
Yatakhanede üzerimi değiştirmiş bir şekilde duruyordum "Haydi Jackie !" dedim . Sandığında bir şeylere arıyordu "Bir dakika ." dedi . Ofladım "Ben aşağıdayım ." dedim ve aşağı indim . Albus koltukta oturuyordu , cüppesini çıkartmıştı . Ben de gidip karşısına oturdum . Beni görünce biraz irkildi "Jackie yok mu ?" dedi kafamla yatakhaneyi işaret ettim . Koltuktan kalkıp yanıma oturdu "Sana bir şey söyleyebilir miyim ? Yani herkese söylenebilecek türden değil ." dedi çekingen bir sesle . Başımı aşağı yukarı salladım . Kısık bir sesle "Ben şey ... noel balosunda Jackie'yi davet etsem ne der sence ?" dedi . "Ne ?" diye çığlık attım , eliyle ağzımı kapattı "Sessiz ol !" dedi ve etrafına bakındı , elini ağzımdan çekince "Vay canına , bunu tahmin ediyordum !" dedim sevinçle . Yine utangaç bir şekilde baktı . Yavaşça omzuna vurup "Küçük Alby büyümüş de gönlünü mü kaptırmış ?" dedim sesimi çocuklaştırarak . Albus'la böyle uğraşmak çok hoşuma giderdi . "Eğer böyle yapacağını bilseydim sana söylemezdim ." Dedi kızarak . Sesimi yumuşatarak "Tamam , tamam . Bence bir denemelisin belki de kabul eder . En kötü ne olabilir ki!" dedim . Kaşlarını kaldırdı "Ondan hoşlandığımı öğrenince , o da beni sevmiyorsa arkadaşlığımız bozulabilir !" dedi . Ben daha cevap veremeden Jackie aşağı indi "Pantolonun yatağın altındaymış ! -sırıttı- Neyse hadi gidelim ." dedi .
Arkadaşlar sizin de fikirlerinizi almak istiyorum . Scorose'u biraz sonraya atmak istiyorum ne de olsa şu an birbirlerinden nefret ediyolar . Ayrıca yeni bir hikayeye başladım çapulcular , Lily ve Severus hakkında . Onu da okursanız çokkkk sevinirim :D