3.0

803 61 8
                                    

Yarın dedim şimdi attım. Ayıpçıl sahneleri temizledim ehe, sonradan okuyanlar üzülüyor olabilir:(

(Hoseok)

Jimin'in sahilde beni aradığını görünce , ayağa kalkıp el salladım. Kimse yoktu, beni görmesi zor olmadı. Elindeki çantayla koşarken , bir sağa bir sola giden ayaklarını ısırmak istiyordum.

Nefes nefese yanıma geldiğinde saçlarını karıştırıp öpücük bıraktım. Buna çok sinir oluyordu.

Bir iki homurdanıp elindekileri , ellerime tutuşturdu. Kayalıklar doğru yürümeye başladı, ben de peşinden ilerlemeye.

Hemen yere serdiğim örtüye uzanıp gökyüzünü izlemeye başlamıştı. Eşyaları kenara bırakıp kendimi üzerine attım. Ağırlığım yüzünden bağırıp vursa da, sarılmaktan kaçınmadı.

Ona mimnettardım. İlk aşkımı sonsuz yaptığı için öyle mutluydum ki. Bugün burada olma nedenim de buydu. Kayaların arasına sakladığım yüzükler. Ben onunla bir ömür hayal etmiştim.

Üzerinden kalkıp, hazırladığım piknik sepetinden yiyecekleri çıkartmaya başladım. Bunu görünce o da yardım etmeye çalıştı ama eline vurduğumda geri çekip, mızırdanmaya başladı. Elimdeki yemek kabını bırakıp , az önce vurduğum eline öpücükler kondurmaya başladım. Bunun üzerine gülmeye başladı.

Yediklerimizi toplarken , yanağına öpücük kondurup denize doğru koştum.

Son paketi de sepete fırlatıp peşimden koşmaya başladı. Kollarımı açtığımda da hızını arttırıp üzerime atladı. Dengemi kaybedip soğuk suya düştük. Aklımda bu yoktu , üzüldüğümü belirtmeliyim. Kızacak diye çok korkmuştum ama o tam tersi gülüp dudaklarıma öpücükler kondurdu.

İnanılmaz bir insandı.

Suda biraz daha ilerledik. Kollarını boynuma sarıp , kucağıma çıktı. Üşümüyordum ancak onun üşüyüp üşümediğini bilmem gerekiyordu. Boynuna öpücük kondurup , burnunu sıktım. "Üşüyor musun?"

Bunun üzerine sadece boynuma daha sıkı sarıldı. "Sen varsın ya, üşümem."

Ellerim belime sardığı bacaklarına gitti. Sıkıca tutup zıplattım. Kahkaha atmaya başlamıştı. Dişlerini öpüp kıyıya doğru yüzmeye başlamıştım ki beni durdurdu.

"Biraz daha duralım."

"Ama üşürsün. Hasta olursan annen kızar."

Dudaklarını büzüp omuz silkti. Umursamayıp ona uydum. Bacaklarını tekrar sıkıca tutup suda ilerlemeye devam ettim. Ayaklarımız suya hâlâ değerken boynuma sardığı kollarını çekip , bacaklarındaki ellerimi tuttu.

Yavaş yavaş kıyıya yaklaştım. Jimin kendisini kayaların arasındaki örtünün üzerine serdiğimi bile fark edememişti.

Gözlerim yüzük kutusunu aradı, tam bıraktığım yerde duruyordu. Jimin'i biraz daha oyalayıp uzanabilirdim. Hızla bedenini kucağıma aldım. Islaktık ve bu hareketimizi zorlaştırıyordu.

Biraz daha ileriye gittiğimde, yüzük yanı başımdaydı. Jimin ıslak  kazağımı çıkartıp kuru  kıyafetlere uzandığında yüzük kutusunu aldım, belindeki ellerimi çekip kutunun kapağını açtım. Kafasından , söylene söylene , üzerine yapışan badisini çıkardığında durakladı. Yüzüklere bakıyordu. Öyle utanıyordum ki şu an. 

"Bunlar?"

"Yüzüklerimiz."

İkimiz de sessizdik. Önüme serdiği beyaz vücuduna dahi bakamıyordum. Gözlerine odaklanmıştım.

"Hoseok..."

Sesi titriyordu. Önce üşüdüğünü düşünsem de , heyecandan olduğunu anlamıştım. Uzatmadan teklifimi yapmak için derin bir nefes aldım. Ancak nefesi vermeme kalmadan tekrar dudaklarıma yapışmıştı. Ellerimdeki yüzüğü aldı. Bunu görmeden nasıl yapabiliyordu bilmiyordum ama, yüzüğü sol elimin orta parmağına geçirmişti bile.

Yüzüklü elimi de alarak saçlarına tutundum. Kafasını geriye doğru çektiği sırada , parmağında parlayan yüzükle gülümsedim. Onu çok ama çok seviyordum.

Susmam için dudaklarımı hapsetti tekrar. Aşkımızı paylaştığımız kesindi, hem de sahilde. Bu günü asla unutmayacaktım.

Onunla evleneceğim gün de , evlendikten sonra da , ölürken de. Benimle yaşadığı her anı, itaatkâr bir şekilde zihnimde tutacaktım.

Ehe👉🏻👈🏻 Bitti. Jihope sevin.  Yeter ki sevin.

I can't  ☆ Jihope ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin