1.4

819 70 7
                                    

 "Jiminnie..." Yanına oturduğu sevgilisinin boynuna burnunu sürttü. İstediği biraz ilgiydi , çok az.

"Ne var Hoseok?" Kafasını beyaz tahtadaki yazılardan ayırmadan söylendi. Ders arasına girdiklerinden beri , tahtadakileri defterine geçirmekle meşguldü. Hoseok, onun kalemi sıkıca tutan parmaklarına öpücük kondurdu. "Bir şey olması mı gerek miniğim." 

Jimin'in küçük parmakları heyecanla titremişti. Kalemi bırakıp derin bir nefes verdi. Şimdi Hoseok'un gözlerine bakıyordu. "Tüm dikkatim gitti!"  Sahte bir sinirle kaşlarını çatıp kollarını göğsünde kilitledi. Hoseok ona kesinlikle dayanamıyordu. O kadar tatlıydı ki...

"Jimin , bak senin ağzını  , burnunu acımam ısırır ve yerim." Hemen işaret ve baş parmağıyla küçük burnunu sıkıştırmıştı. Jimin bu sırada onun ince uzun parmaklarından kurtulmak için kafasını sağa sola sallamaya başladı. 

"Hoseok ya!" 

"Efendim?"

Sonunda burnunu onun kıskaçlarından kurtarabilmişti. Beklemeden yüzünün önündeki parmağı ısırdı. Hoseok acıyla bağırıyor , tüm sınıf bu sırada kahkahalarla onları izliyordu.

Jimin inatla onun parmaklarını bırakmıyordu. "Jimin dur, kopacak!" Hoseok sesinin ağlar gibi çıkmasına engel olamamıştı. Acıdan ölüyordu o an.

Jimin ise korkuyla dişlerini onun parmaklarından ayırıp , ellerinin arasına aldı ve okşamaya başladı. Sanki az önce kızgın kurt gibi saldıran o değildi, öyle bir seviyordu avuç içindeki iki parmağı. Arada bir bebekle konuşur gibi parmaklarla konuşuyordu. 

Hoseok gülmemek  ve ayrıca onun küçük burnunu ısırmamak için dudaklarını ısırıyordu. Boğazını temizleyip dudaklarını büzdü. "Öpersen belki geçer." Jimin anında kafasını kaldırmış büyüğünü izliyordu. Kaşları anında çatılmıştı, saniyeler önceki halinden eser yoktu. "Sus sen! Kimi kandırıyorsun?"

Hoseok gözlerini devirip sınıfın diğer ucuna döndürdü bakışlarını. O tarafa doğru gülümseyince Jimin'in keçileri onu ziyarete gelmişti. Hemen avucundaki parmakları bırakıp , Hoseok'un yüzünü sıcak avuçlarıyla kendisine çevirdi. .Yumuşak ve pürüzsüz yanaklarından etkilenmemeye çalışarak kaşlarını çattı. "Bak seni döverim herif! Ben sana git desem de gitmeyeceksin, kurtlara yem ederim yoksa seni. Nereye bakıyorsun sen? Ben de bakayım , hani ben de güleyim , komik olan ne?" 

Hoseok, küçüğünün yüzündeki avuçlarına öpücük bırakıp güldü. "Sana gülüyordum."

"İnanmadım."

Hoseok'un yanaklarındaki ellerini çekecekken , Hoseok kendi ellerini dayadı üstüne. "Ama ben senin burnunu ısırırım Jimin."

İkisi de aynı anda kahkaha atmaya başladı. "Ben de o zaman parmaklarını ısırırım, hatta koparırım."

"Aşkınız bittiyse gençler, güzel bir konuyla dersime başlayacağım."

I can't  ☆ Jihope ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin