"Sinirliyim Yoongi mekana gidelim anlatırım. Hem çocuğu bulmuşlar mı?"
"Evet "
"Tamam ara da mekana getirsinler. Bugün işini halletmek istiyorum hem kafam da dağılmış olur."
" Taehyung çok sinirliysen gitmeyelim. Geçen seferki gibi olmasın sonra zor toparlıyoruz arkanı."
"Yoongi sadece dediğimi yap yeter. " . .
Yoongi ve Taehyung hiç konuşmadan geçirdikleri kısa araba yolculuğundan sonra kendilerinin mekan diye adlandırdıkları depoya gelmişlerdi. Taehyung arabadan çıkmış hızla depoya ilerlerken Yoongi de onu arkasından takip ediyordu. Kapıda bekleyen iki adam Taehyung'u gördükleri an kapıyı hızla açmışlardı. Taehyung bakışlarını onlara çevirip sordu "İçerde mi"
"Evet efendim "
İçeri girdiklerinde sandalyeye oturtulmuş genç adama yürümeye başladılar.
İçerisi oldukça geniş, kenarda bir bilardo masası, diğer kenarda bir kaç tane koltuk ve küçük masa, tavanda asılı olan bir kum torbası ve büyükbir dolap vardı. Dolap ağzına kadar bira şişeleri ile doluydu. Diğer bir kenarda ise başka bir kapı vardı. O kapıya Taehyung hariç kimse yaklaşamazdı bile.
Taehyung sakince sandalyede oturan gence yöneldi. Tam karşısında durdu ve eline su dolu kovayı alarak uyuyan gencin başından boşalttı. Genç soğuk suyla irkilerek uyandı.
"Benimle uğraşabileceğinimi sandın gazeteci?"
Taehyung'un bunu söylerken yüzünde pis ve ukala bir sırıtış vardı.
