Jungkook artık bedenini hissetmiyordu.
Artık yaşayan bir ölü gibiydi.
Ruhsuzlaşmıştı.
Hiçbir şeye tepki vermiyordu.
Dahası o olayın üstünden 6 ay geçmesine rağmen tek kelime etmemişti. Amcası onu sayısız doktora,psikoloğa götürmüş
ama hiç bir işe yaramamıştı.
Jungkook gün geçtikçe gözlerinin önünde ölüyordu.
Yemek yemiyor, dışarı çıkmıyor sürekli odasına kapanık yaşıyordu.
Tabi buna yaşamak denirse.Bir kaç kere intihar etmeyi denemişti.
Ama her seferinde ya amcası yada Namjoon onu durdurmuştu.
Bir keresinde az kalsın ölüyordu.
Bileklerini çok derin bir şekilde parçalamıştı.
Namjoon gelip onu hastahaneye götürmeseydi çoktan ölmüştü.Bunların hepsinin kendi hatası olduğunu ,
İlk önce anne babasını daha sonra da
Minjae'yi öldürdüğünü düşünüyordu.
kendisi yüzünden üç kişinin öldüğünü düşünüyordu.
Kendini bir katil olarak görüyordu.
Namjoon ve amcası her ne kadar bu olayların kendisinin suçu olmadığını söylese de bir işe yaramıyordu..
.
."Jungkook hadi uyan .Hazırlan hemen hadi..."
Jungkook duyduğu sesle beraber bedenini yataktan kaldırdı.
Amcası Jungkook 'un bu şehirde daha kötü olacağını düşünüp Seul'e taşınmaya karar vermişti.
Bugün tüm yaşananları arkada bırakmayı düşünüyordu.
Jungkook 'u iyileştirmek ,yeniden hayata döndürmek istiyordu.Daha kötüsü Minjae'nin ailesinden Jungkook'u korumak istiyordu.
Minjae'nin ailesi o olaydan sonra Jungkook'a saldırmaya ,bunların hepsinin onun suçu olduğunu söylemeye başlamışlardı.Jungkook 'un bavulu ile beraber kendisininkini de
arka bagaja koydu Namjoon.
Arabaya yerleştikten sonra
Bir daha bu şehire gelmemek,tüm
acılarını arkada bırakmak adına yorucu yolculuğa başladılar.Jungkook gerçekten her şeyi geride
bırakmak tüm yaşananları geride bırakmak istiyordu
ama ne kadar çabalarsa çabalasın
hiç bir şey aklından çıkmıyordu.Minjae'nin kanlar içinde yerdeki
hali
Anne babasının yanan arabadaki cansız bedenleri...
Her şey sanki dün yaşanmış gibi aklındaydı.Jungkook kafasını arabanın camına
yaslayıp yolu
izlemeye başladı.
Namjoon Jungkook'un ağladığını farkettiginde kolunu tutup bacağına uzanmasını sağladı.
Kardeşim dediği kişi her gün gözlerinin önünde acı çekip,ağlıyordu.Jungkook 'un gözleri yavaşça kapandı ve derin bir uykuya daldı.
Yol boyunca uyuyan Jungkook Namjoon'un kendisini dürtmesiyle
gözlerini açtı.
Arabadan indiklerinde artık Seul havasını içlerine çekiyorlardi.
Üçü de uzun uzun eve baktılar. Apartman çok ihtişamlıydı.
Yeni bir hayat başlıyordu.
Namjoon bavulları eve girdirmişti.
Yanında duran Jungkook'a baktı.
Saçlarını karıştırdı küçüğün.
"Güzel ve büyükmüş hı
Sevdin mi?"Jungkook kafasını sallayarak cevap verdi hyunguna.
"Hadi sen geç bende babama yardım ediyim. Sende istedin odayı seç.
Lanet olsun çok iyi kalpli bir hyungum.Bence bu dünyaya fazlayım!!"