Ona yeşil gözlerini nefretle kısmış, ve artık ayakta dikilmeye başlamış genç kıza baktı. O an geçmişinden kalan tek şeyler olan babasının bir cümlesini hatırladı.
'Sonucunu düşünmeden kötülük yapmayacağın gibi iyilikte yapmayacaksın evlat.'
°°
Belki de dünya başka bir gezegenin cehennemidir.
Sevdiğim bir eserde kullanılan bu cümlenin doğruluğunu hep görmüştüm hayatımda. Bu dünyada cehenneme layık insanlar çoktu. İyiden çok kötü vardı bana göre dünyada. Bu dünyayı kötüler cehenneme çevirmişti. İyiler sadece talihsiz rolünü oynuyordu. Cehenneme düşmüştü onlar. Bazıları cehenneme ait olan ateşin harına kapılmıştı. Yanmıştı. Yakmıştı.Bende yanmıştım. Küçük bir genç kız iken. Daha 13 yaşımda yanmıştım. Sonra cehennemin harına kapılmıştım. Zorla. Daha da yanmıştım. O bağımlılıkla kendimi de yakmıştım. Sonra ise beni yakanı yakmıştım. Daha da yakacaktım.
Ayakta dikilmiş iğrenç varlığa bakıyordum. Üzerinden asalet ve güven akıyordu. Hastalıklı bakışları olsa bile böyle pislik yapabilecek biri gibi gözükmüyordu. Hep böyle olmaz mıydı? Uzaktan güvenli yakından mayınlı. O mayını yakmıştı bir güzelliği.
Ayağa kalktı. "Düzgün konuş!" Benden farksız değildi. Sinirden ardına kadar açılmış mavi gözleri yerini alev topuyla değiştirmiş gibiydi. Elleri titriyordu.
Cevap vermedim. Çok bile konuşmuştum. Ellerini saçından geçirdi. Koparırcasına çekerken kafasını iki yana salladı. "Hayır." Baygın baygın baktım ona. Karaktersiz!
Yumruğumu sıkıp yüzüne geçirmek için kaldırdığımda bileğimden tuttu. "Sakın." diye tısladığında gözlerimi kıstım. Korkunç gözükebilirdi fakat beni korkuttuğunu düşünüyorsa kesinlikle yanılıyordu. Ondan korkmuyordum. Hızla sol elimi kaldırıp karnına yumruğumu geçirdim. Dikkatimi dağıttığı için atabildiğim en güçlü yumruğu atamamıştım. Beni biraz ittirip sinirle soludu. "Siktir git elimde kalıcaksın şimdi!"
Yutkunup sinirle karın boşluğuna tekmemi geçirdim. İki büklüm olurken kısa zamanda toparlanıp kaldırdığım yumruğumu tutup sırtımda birleştirdi. Kısa zamanda benden uzaklaştı.
Derin derin nefesler alıyorduk. Göğüslerimiz hızla inip kalkıyordu. Gözlerimiz kesiştiğinde kararmış irislerine dik dik bakmaya devam ettim. Hışımla sınıftan çıkınca sinirle duvara yumruğumu geçirdim. Kim bilir bu adi yüzünden kız nasıl acı çekmişti?
Gerçi neden soruyordum ki o acıyı çok iyi biliyordum. Lanet olsun! Ön sırayı ayağımla devirip sinirle sınıftan çıktım. Yanlız kalmam gerekse bile Ateş'i takip etmeliydim. Merdivenden ayak sesleri gelince zil çaldı. Sakin adımlarla bende merdivenlerden inerken dikkat çekmemek için ona bakmıyordum.
En alt kata geldiğinde kantine girdiğini gördüm. Merdivenden bakarken hala ellerinin titrediğini görmüştüm. Hala sinirli olmalıydı fakat bende en az onun kadar sinirliydim. Merdivenlerden uzun mesafe takip yaptığım için öksürememiştim ve boğazım fena kaşınıyordu. O kantine girerken ben yağmur nedeniyle boş olan bahçeye çıktım.
Düz zeminde yer yer su birikintileri vardı. Hala yağmur devam ederken buz gibi olan ellerim hala yumruk halindeydi. Ayrıca parmak boğumlarım zedelenmişti. Defalarca öksürerek arabanın oraya geldiğimde anahtarla kilidini açıp, arka koltuktan ceketimi aldım. Donuyordum. Yumruk halindeki ellerimi güçsüz bir şekilde iki yanıma serbest bıraktım. Kendimi kasmaya bile mecalim kalmamıştı.
Ceketimi üzerime geçirdiğimde sıcak olan dudaklarımı birbirine bastırdım. Saçlarım ensemin üşümemesinde büyük rol oynarken soğuk havaya boynuma karşı ceketimi siper ettim. Önümü kapattığımda ellerimi cebime koyup yavaş adımlarla okula geri yürüdüm.
![](https://img.wattpad.com/cover/153692056-288-k755399.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Renkler: Mavi Gri
Ficção AdolescenteSakın bana uzatılan eli tuttuğum için cehennemden çıktığımı sanma. Çünkü daha ruhum bedenimi terk etmedi. ••