Ben Nina. 17 yasimdan beri aliem ile buradayız. Bu gün Los Angles Lisesinden bizi geziye Hollywood'a götürüyorlar. Normalde benim ilgi alanim icat yapmaktir ama zorunlu gidiyordum.
Yanimda tur Rehberi, önümde ögretmen sınıfı gözetliyordu.
Yola çıktıktan bir kaç saat sonra gelmistik sonunda. O kadar heycan verici bir şey değildi baba göre ama olsun ne yapalim.
Rehber bize dizi ve film setlerini gezdirdi.Arkadaşlarım, daha doğrusu gezide olan diğer kişiler çok eğleniyordu. Durum keşke benim için de bmyle olsaydı.
Dizi ve filim setlerini gezdikten sonra öğretmenimiz olan Bayan Doncon bizi yemek yemek için yemek haneye götürdü. Burda bir çok sayıda ünlü var ve bizim çocuklar onlarin peşlerinden imza için gidiyordu.
Ben de yemeğimi alip boş bir masaya geçtim. Tek başıma yemek yemeği severdim. Daima aklima yeni tasarimlar gelirdi. Ve ben bir yandan düşünmeye bir yandan da yemeğimi yemeye başladım.
"Oturabilir miyim?"
Birisi galiba birinin yanına oturmak için izin istemişti. Derken aklıma bir fikir geldi ve yanimda bulunan çantamdan aklıma gelen fikirleri not aldığım küçük defteri çıkardım ve not almaya başladım.
Üzerimde bir gölge hissettim ve az önce duyduğum sesi bu sefer biraz daha yakından duydum.Kafamı hafifçe kaldırıp yüzüne baktım. Bana soruyordu.
"Oturabilir miyim?"
Benim için oturmasında bir sakınca yoktu.
"Evet.Oturabilirsin."
Yeniden önüme dönüp defterime aldığım notlara eklemeler yapmata fevam ettim.
Aradan fazla zaman geçmeden yanima otutan kişinin sesini duydum yine.
"Merhaba, nasilsin? "
Ben bir şeylerle uğraşırken yanımda birisinin olmasına sinir olurum ki zaten kim sinir olmaz ki? Olmayanlar varsa da ben bunlar arasında kesinlikle değilim. Sadece kısa ve net bir cevap verdim. Ve cevabımı verirken başka bir şey söylememesini diledim.
"İyiyim."
Verdiğim kısa ve net cevaptan vermek istediğim mesajı anlamamamış olacak ki yeniden ağzını açtı ve yeniden sesini duydum.
"Anlaşılan konusmayı sevmiyorsun."
Yine kıs ave net bir cevapla yanıtladım sorusunu.
"Hayır, severim. Bir işle meşgul değilken."
"Adın ne? "
Anlaşılan susmayacak. Defterimi kapattım ve ona bakmaya başladım.
"Nina"
Aynu zamanda onu incelemeye başladım. Beyaz tenli sarışın bir çocuktu.
"Ben de Ross. Tanıştığıma memnun oldum."
Demek adı Ross'tu. Neyse.
Susmaya karar verdiğini düşünerek defterimi yeniden açtım ve not atmaya devam ettim.
"Neyle uğraşıyorsun?"
"İcatlar, fikirler,buluşlar..."
"Anlaşılan bilimi seviyorsun."
"Evet."
"Ben de sarki yazmayi severim"
"Çok iyi "
Hala bir şeyler yazmaya devam ediyordum. Bunları yazmazsam unutabilirdim ve yeniden aklıma gelmesi için düşünmekten kafayı yiyebilirdim.
Aynı zamanda onun sorylarına cevap vererekte kabalık etmemeye çakışıuordum ki deftere de aynı xamanda bir şeyler yazarak ona zaten kabalık ediyordum.
"Kacinci sinifta oluyorsun?""Lise 3."
"İyi ders notların yüksek mi?"
"Evt yüksektir."
İstemsizce yüzüm düşmüştü. Çünkü sınıf ortamında devilmezdim. Sırf notların yüksek olduğu için.
O da bunu farj etmiş olacak ki bedenini sordu. Ben de nedenini ona kısaca söyledim."Hiç benimle çok dalga geçerler sırf bu yüzden notlarım yüksek olduğu için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şansın Dönüşü
FanfictionNina adında kendini hayattan soyutlamış bir genç kızın bir kaza üzeri Ross Shor Lynch ile tanışıp sonra da R5'i tanıyıp onlarla arkadaş oluşunun hikayesi. Bakalım Nina nasıl bir arkadaşlık serüveni yaşayacak ve Ross ile arkadaş kalabilecek mi?