Annemin çalan telefonunun sesiyle uyandım. Yazlığa gelmeden önceki oturduğumuz dairemizin yan komşusu arıyordu. Benimle aynı yaşta bir kızı vardı. Kızla samimiydik.
Arayan annesiydi. Telefonda ağlama seslerini duyuyordum. Acaba n'olmuştu?
5 dakika sonra annem telefon görüşmesini bitirdi ve bana doğru döndü:
-Komşumuzun kızı ölmüş!
-Ne? Anne ne diyorsun sen? Nasıl ölmüş peki?
-Nasıl öldüğünü bilmiyorlar ama apartmanın önünde ölü bulmuşlar. Üzerinde birçok çizik varmış.
-Saat kaçta öldüğünü biliyorlar mı?
-Dün gece saat bir gibi.
Bu saat benim terler içinde uyandığım saatti. Yoksa düşündüğüm şey miydi? Gördüğüm yaratık o kızın hayaleti miydi?
Yaratığın yüzünü hatırlamaya çalıştım. Hatırladım! Annemin dediği gibi birçok çizik vardı. Evet, yaratık kızın hayaletiydi.
Peki neden ben? Neden bana göründü ki hayaleti? Anlamadım.
Zaman çok çabuk geçiyordu. Aklım karmakarışıktı. Hava kararıyordu. Dışarıyı kontrol etmek için pencereye yöneldim. Aman Tanrım! Yine orda. Yüzüne dikkatlice baktım. Tam dediğim gibi bu o kızdı. Pencereyi açtım ve onunla konuşmaya çalıştım.
-Benden ne istiyorsun?
Bana sadece "ÖLÜM" dedi. Bu kelime kulaklarımı çınlattı ve tüylerimi ürpertti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Kabusu
HorrorBiri ama yüzünü goremediğim biri bana yazlıkta işkencelerle öleceğimizi söylüyordu.