Şu anda benim için tek önemli olan annemdi. Hiçbir şey olmamış gibi davranan kahrolası babamı ve John'u bırakıp annemin yanına koştum. Hala kanlar içinde yerinde sallanıp anlayamadığım şeyler sayıklıyordu. Onun o halini bir daha görünce gözlerimden oluk oluk akan yaşı durduramadım. Ama şu an annemi izleyip ağlamak yerine onun yaralarını iyileştirmeliydim. İlk yardım çantasında sargı bezi, pamuk ve tentürdiyot vardı. İlk yardım çantası birinci katta yani depodaydı. Bu olanlardan sonra birinci kata bile inmeye cesaretim yoktu. Ama zamanım da yoktu. Çünkü kanı durmuyordu. Annemin benim için ne kadar değerli olduğunu düşünerek cesaretimi topladım vee Aşağıdaydım!! Çantayı görür görmez kaptım ve yukarı çıktım. Pamuğa tentürdiyot koyup annemin yaralarına sürdüm. Sıra yaralarını sarmaya gelmişti. Bunun için fazlasıyla sargı bezi kullanmalıydım. Yeterince vardı. Sarmaya başladım. Annem o sırada hiçbir şey yapmadan zavallıca bakan gözleriyle beni izliyordu.
Sonunda bitti. Yaralarını sardım. Şimdi ise bilincinin yerinde olup olmadığını kontrol etmeliydim. Annemle konuşmaya çalıştım.
-Anne!
Başta sadece bunu dedim. Çünkü o kadar kötü bir durumdaydı ki yalnızca "Anne" dememe bile tepki verip vermeyeceğini kontrol etmeliydim.
HAYIRR! TEPKİ VERMEDİ!
Belki de hata yapıyordum. Olayın şoku hala üstündeydi çünkü. Bu şoku atlattıktan sonra belki kendine gelebilirdi. Onu rahat bırakmaya karar verdim.
Bu olaydan sonra hiçbir şey yapmayan nefret ettiğim babamın ve John'un yanına gittim. Karşı koltuğa oturdum. Kızgın gözlerimle onlara baktım. İkisi de aynı anda duvardaki saate baktılar. Saatin kaç olduğunu merak ettiğimden ben de baktım. 14:25 ti. Yüzümü babama çevirdim ve o an babam ağzını açtı. Biraz duraksadı. O an ne diyeceğini merak ettim vee:
-(Kısık bir sesle) SON 3 SAAT!
NEEE?! SON 3 SAAT Mİ? Ne anlama geliyordu bu şimdi? HAYIRRR! Artık gücüm kalmamıştı, yeni bir şey olmasını istemiyordum! Dayanamam! Ön yargılı davranmayayım diye kendimi avutmaya çalışıyordum ama bu olaylara sessiz kalmalarından dolayı onların da bu işin içinde olduklarını biliyordum. O yüzden dedikleri her şey kötü bir şey olacağının ifadesiydi.
Öylece oturup beklememeliydim. Bir şeyler yapmalıydım. Ama ne yapmalıydım bilmiyordum. Babama ve John'a sinirlice baktım ve ayağa kalkıp son sesimle bağırarak:
-NE YAPAYIM SÖYLESENİZEEE NE YAPMALIYIM!!!
Bana tekrar acımasız gözlerle baktılar. Aynı ses tonumla devam ettim:
-SİZDEN NEFRET EDİYORUMMM!
Bunu dedikten sonra odanın kapısını sertçe kapatıp kendi odama gittim. Sinirden ağlıyordum.
Bu olanlara karşın sonuna kadar mücadele etmeye karar verdim ve annemi kurtaracaktımm!!
![](https://img.wattpad.com/cover/18340493-288-k255621.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Kabusu
HorrorBiri ama yüzünü goremediğim biri bana yazlıkta işkencelerle öleceğimizi söylüyordu.