TRACIA #14 - Her Şeyin Bir Bedeli Vardır

674 47 22
                                    

Hikayenin atmosferine girmek için playlistteki müzik ile okumanız önerilir.

***

29/08/2001,

Taylor, amcasının ve babasının bağırışlarını duymak istemediği için oyunun sesini sonuna kadar açmıştı. Onların seslerini duymamaya başlayınca rahatlamıştı. Ta ki, Bramwell'in “Taylor!” diye bağırışına kadar. Taylor, hızla odasından çıktı ve merdivenin ucuna geldi koşturarak. Bramwell, kardeşinin odasından çıkıp kapıyı kapattı. Hızla merdivenlerden indi. Yeğeninin elini tuttu ve “Gidiyoruz.” dedi soluk soluğa. “Nereye?” dedi küçük kız ağlamak üzereyken. Bramwell, Taylor ile birlikte evden çıktı. “Raven'lara.” diye cevap verdi. Park ettiği arabasının anahtarını arka cebinden çıkararak arabanın kilidini açtı. “Peki babam?”

“Üzgünüm Taylor, baban bizimle gelmiyor.” Bramwell arka kapıyı açtı yeğeninin arabaya binmesi için. Taylor içeri geçti, Bramwell kapıyı kapattı ve kendisi şoför koltuğunun kapısını açarak koltuğa oturdu. Arabayı çalıştırdı. Taylor, nedenini sormak istese de korkuyordu. Babası gibi amcasının da ona kızacağından korkuyordu.

Yaklaşık 10 dakikalık bir geziden sonra Bramwell, bir evin önünde durdu. Arabadan çıktı, daha sonra Taylor'ı çıkarttı. Yeğeninin elini tekrar tuttu ve evin bahçesinin kapısını araladı. Aynı zamanda birkaç metrelik ilerdeki evin kapısı açıldı. 80'lerinin başında olan Veronica Raven, kapıdan destek alarak onları bekledi. Bramwell ne zaman bu kadını görse hep irkilirdi. Bahçeye girince üzerine bir ağırlık çöktü adamın. Bahçeyi yarıladılar, kadın gözlerini kıstı onları daha iyi görebilmek için. “Kötü hissediyorum Bramwell, bana bir şey yapmadığınızı söyle.” dedi Veronica Raven. Hislerinde genelde yanılmazdı, bunu Tanrı tarafından kendine verilen bir nimet olarak görürdü. “Bramley...” demesiyle kadın, her şeyi anlamıştı bile.

Veronica'nın arkasından kafasını uzattı Emma. Emma, Charles Raven'in annesiydi. Charles o zaman daha 12 yaşındaydı.

Bramwell yeğeni ile birlikte evin önünde durdu. Veronica onları süzdü. “Meraklı, kokuşmuş kardeşin yüzünden hepimizi öleceğiz.” dedi. “Anne,” diye araya girdi Emma. Annesinin omzundan tuttu ve Bramwell'e yol açtı eve girmesi için. Eve girdiler ve koltukta oturan Charles ile Taylor göz göze geldi. “Yardımınıza ihtiyacım var.” diye konuya girdi Bramwell. Taylor'ın elini bıraktı, küçük kız da Charles'ın yanına oturdu. “Burada konuşmayalım, arkaya gelin.” dedi Veronica.

Hepsi, büyülerin yapıldığı odaya geçti. “Taylor'ı koruma altına almanız gerekiyor.” Bramwell yeğeni için oldukça endişeliydi. Babası, kızını yeniden tehlikeye atmıştı. “Onu zaten koruma altına aldık, Bramwell. Sırf Taylor'a bir şey olmasın diye başka bir ailenin kızını tehlikeye attık. Hem de Taylor'dan daha küçük bir kız. Sizin lanetinizi başka birinin üstüne yüklemek bile büyük bir tehlikeydi zaten.” diye uzun bir açıklama yaptı Emma. Bramwell'in üzerindeki yük biraz daha artmıştı. “Taylor henüz 11 yaşında, bu lanetle yaşayamaz.”

“Tracy ise 9 yaşında!” diye aniden çıkıştı Veronica. Emma, Veronica'ya döndürdü bakışlarını. “Anne, sakin ol.”

“Charles'ı korumaya aldınız. Sırf sizin çocuğunuz diye. Taylor'ın başına bu olayın geldiğini anlamadan önce ne kadar kötüydü siz gördünüz. Lütfen, sırf kardeşim yüzünden ona zarar gelsin istemiyorum.” Emma, tekli koltuklardan birini gösterdi Bramwell'e. Bramwell koltuğa oturdu. Emma da bir koltuğa oturdu. “Summer ve Benjamin'in ne kadar üzgün olduğunu görmediniz ama. Siz bu laneti istemiyorsunuz, onlar çok mu istiyor sanıyorsun? Kızları 5 yaşındayken ölecek gibiydi. Annesi ve babası dayanamayıp bir çare aramak için neredeyse tüm şehri gezmişler. En sonunda bizi bulduklarında ise yalvardılar. Lanetinizi Tracy'ye yükledik, sonrasında Tracy'yi de koruma altına almak zorunda kaldık. Ama sırf o aptal kardeşin yüzünden, korumaların büyüsü kırıldı. Sadece çocuklarımız değil, artık hepimiz tehlikedeyiz.” Veronica yaşına göre oldukça dinçti. 82 yaşında gibi değil de, 60 yaşında gibi duruyordu. Tıpkı vücudu gibi, ses tonu da bir o kadar güçlüydü. Bramwell'in ondan korkmasının sebebi buydu belki de.

“Lanetin ortadan kalkması için beklemenizi söylemiştik. Gücümüzü ve tüm ailemizi toplamak için. Bramley yine sabırsızlığına yenik düştü. Cadı bile değilken, büyü yapmaya çalıştı. O'nun bundan hoşlandığını mı sanıyorsun? Peşimizden gelecek. Özellikle Taylor'ın.” diye Veronica'nın açıklamasını devam ettirdi Emma.

“Lütfen, ben de yalvarıyorum. Taylor'a bir şey olmasın, ben kurban olmaya hazırım. Bramley'nin yüzündeki ifadeyi ve gözlerini görünce onu çoktan kaybettiğimi anladım. En azından yeğenimi kurtarın.” Emma ile Veronica bakıştılar. Veronica gözlerinden ateş saçsa da Bramwell'in istediği koruma büyüsünü yapma taraftarıydı. Tüm öfkesi Bramley'eydi. “Bramwell,” dedi Veronica. “O, Bramley'i çoktan ele geçirmiş olabilir. Artık bir kişiyi değil, iki kişiyi korumaya almak zorundayız. Çünkü Charles'a da bulaşsın istemiyorum. O yüzden büyük bir güce ihtiyacım var. Daha fazla güce.” Emma tüm bunlar olduğu için bir kez daha pişmanken Bramwell artık dayanacak gibi değildi. Titreyen sesiyle “Beni kullan,” dedi. “Ben hazırım, her şeye.”

“Taylor ve Charles'ı buraya getirin.” dedi Veronica. Bramwell, Emma'ya baktı. Emma ayağa kalkınca kendisi de kalktı. Birlikte salona gittiler. Önce Emma başladı konuşmaya. “Çocuklar, güvende olmamız için küçük bir şey yapacağız.” dedi hiçbir şey olmuyor gibi ses tonunu alçaltarak. “Size hiçbir şey olmayacak, sadece bizimle gelmeniz gerekiyor.” diye devam ettirdi Bramwell. İkisi de çocuklarının yanına gitti, ellerinden tuttular. Çocuklar mecburen onlarla beraber Veronica'nın bulunduğu odaya gitti. Taylor ve Charles yere oturdu. Bramwell, Veronica'nın yanına oturdu, Emma da Charles'ın yanına. Veronica son bir kez Bramwell'e baktı. Kimse tepki vermiyorken Veronica Bramwell'in elini tuttu. “Senin gücünü böyle alacağım.” dedi. Adam kafasını onaylarcasına salladı.

Veronica arkasında bulunan kitaplıktan bir kitap aldı, önüne koydu. Birkaç sayfa gezdi ve bir sayfada durdu. Kitaptaki yazılar İngilizce değildi. Bramwell bakışlarını kitaptan çekip Veronica'ya doğrulttu. “Hangi dil bu?” Veronica önünde bir şeyler hazırlarken bir yandan da Bramwell'e laf yetiştirmek istemiyordu fakat bazı cevaplara ihtiyacı olduğunu da biliyordu. “Latince.” dedi kısa ve net olarak. Charles ve Taylor'ın korkuları gözlerinden okunuyordu. Ne olduğunu bilmiyorlardı fakat ortamın gerginliğini hiçbir şey gizleyemezdi. “Pekala,” dedi Veronica birkaç dakika sonra. “Yalan söylemek istemiyorum, bu acıtabilir.” Bramwell kararından vaz geçme niyetinde değildi. Zaten kendisinin kurtulamayacağını biliyordu, en azından yeğeni için son bir kez şansını denemiş olacaktı. “Yap şunu gitsin.” diye cevap verdi Bramwell. Veronica, Bramwell'in elini hafifçe sıktı. Önündeki kitapta yazan Latince cümleleri okumaya başladı.

Est enim virtus maxima est nigrum in montibus.”
(Kara dağlar arasında büyük bir güç var.)

Haec regula usus est sine permission.”
(Bunu kullandı, hükmetmeye izni olmayan.)

“Remotionem sumptus est parvum.”
(Bunun bedelini küçüklerden çıkarma.)

“Non mehercules sua culpa.”
(Seni temin ederim ki, onların bir suçu yoktur.)

Una dies vestrum adprehendet vos estis corpus pertinent.”
(Bir gün ait olduğun bedeni bulacaksın.)

“Sed hoc parum transmittendi.”
(Ama küçükleri buna bulaştırma.)

***

NOT: Latince cümleleri Google Çeviri'den çevirdiğim için oldukça yanlışlar, o yüzden onları görmezden gelin. Umarım iyi bir bölüm olmuştur, uzun zamandır yazmıyordum. Sonuna kadar geldiğiniz için teşekkürler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TRACIA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin