"eğer..." dedi, omeganın mührüne dudaklarını bastıra bastıra konuşurken. "...alfana karşı saygısızlık edersen, bir daha ki sefere bu kadar nazik davranmam."
[ilk kaisoo omegaverse.]
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
iyi okumalar ahali~ *
**
Gözlerini kırpıştırarak açmadan önce, ağzından küçük bir inilti kaçmıştı. Kapalı perdelerin ardından odayı aydınlatmak için can atan güneşin sıcaklığını teninde hissedebiliyordu. Görüşü bulanıktı. Her şeyi görebiliyor ama ne olduklarını ayırt etmekte zorlanıyordu. Göz kapakları ağırlaşıp tekrar kapanıp açıldı. Uyku sersemliğini atmak adına, göğsünden aşağı doğru düşmüş olan ipek çarşafı el yordamıyla aramaya başladı.
Eline değen şeyle gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Bakışları korkarak aşağı doğru kaydığında, ansızın titremeye başlamıştı.
Karnı neden bu kadar büyüktü?
Hiçbir şey net değildi. Bu omeganın korkuyla yerinden sıçramasını sağlamıştı. Yan yattığı yatakta elleri endişe içinde karnına doğru kaydığında, biri ondan önce davranmıştı.
Omega delirmek üzereydi. Beline dolanan kollar, sırtına temas eden sıcak göğüsle delirmek üzereydi. İri bir gözyaşı, göz yuvalarından tepetaklak düştüğünde tekrardan şefkatle kucaklandığını farketti.
Hissettiği sıcaklık aynıydı.
Elleri kendinden bağımsızdı. Şu an bedenini kendisi yönetmiyordu.
Elleri engel olamadığı şekilde belindeki sıcak ellere dolandığında, arkasındaki bedene doğru yavaşça çekildiğini hissetmişti. Kocaman bir yumrunun gelip boğazına oturduğunu ve ne yaparsa yapsın onu yerinden def edemeyeceğini bilmeden çırpınmaya başladı.
O çırpındıkça arkasındaki beden daha fazla yakınlaşıyordu. Belirsiz bir hisle yabancının dudaklarını kulaklarında olduğunu farketti. İçindeki çığlıklar onu soluksuz bırakmaya yüz tutmuşken, git gide büyüyen karnına sımsıkı bastırılan elle ağzını bir balık gibi açıp kapamaya başlamıştı.
Canı acıyordu.
'Dur!' diye bağırdı. 'Canımı yakıyorsun, dur artık!'
Arkasındaki kişi omegayı daha sıkı kavrarken, dudaklarını oynatmaya başlamıştı.
Kyungsoo üşüyen bedeni, kulağına çarpıp duran sıcak nefes sayesinde ısınıyordu. Ellerini kullanmak istiyordu. Onun kaba ellerini itmek, onun bedeninden uzaklaşmak istiyordu.
Ama olmadı.
Başını geriye atışı, yabancının dudakları, kucaklanışı ve canının yanışı sahiciydi.
