13 - durup dururken ölüyor bebek.

8K 596 616
                                    


keyifli okumalar gençler♧

keyifli okumalar gençler♧

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

°°°

Sessiz bir gece.

Ormanı aydınlatan yıldızların arasında bir beşik, beşiğin içinden gelen minik kıkırdamalar. Ağaçların arasına gerilen ipte sallanan beşik, beşiğin içinden gelen acı dolu ağlamalar.

Kyungsoo bu sefer, öldüğünü düşünüyordu. Rüyada veya herhangi bir kabusun içinde miydi? Bilmiyordu. Fakat şimdi kendini uyandırmayı düşünmüyordu. Her yer karanlıktı. Sanki... Sanki baktığı yerler de, küçük ateş böcekleri ışıklarını saçıyormuşcasına etrafında uçuşuyordu.

Olduğu yerden ilk adımını attı. Soğuk adımları beşiğe her yaklaşımında, gövdesinden bir şeyleri koparıp gidiyordu. Canı yanıyordu. Bebeği kucağına alıp sarmalamak, ağlamasını dindirmek istiyordu. Kavak ağaçları esen rüzgarda ahenkle dans edip ses çıkarmaya başladığında, beşiğin kendiliğinden sallandığını görmüştü.

Birden bire yanından biri geçti.

Uzun saçları omuzlarına doğru düşüyordu. Sırtından izlediği kişiyi daha önce gördüğünü biliyordu. Bu oydu.

Geçen kabuslarının karakterlerinden biriydi. Omega sıcak sevginin yeniden bedenini ele geçirdiğini hissedebiliyordu. Yere çivilenmiş ayaklarını harekete geçirip beşiğin başında dikilen adama doğru ilerlemeyi denedi... Olduğu yerde dikilirken derin nefesler almaya başlamıştı. Sonra hayret verici bir şey hissetti.

Kyungsoo hareket edemiyordu. Görünmez bir güç tarafından her yönden tutuluyordu, bu sanki birden bire kuruyan yaş betonun içinde yürümek gibiydi.

Adam beşiğin içinde kar gibi parlayan ve ışık saçan ağlayan bebeği kolları arasına alıyordu. Kyungsoo tekrar hareketlenmeyi denediğinde, bebeğin ağlamayı bırakıp neşe saçan kıkırdamalarını adamın kollarındayken etrafa yaydı.

"Kimsin?!" Omega sesinin ekolanarak tekrar kulağına vurduğunu farketse de, bağırmaya devam etti. "Bana doğru dön! Bana yüzünü göster, lütfen!"

Adam ne hareket etti ne de sesini çıkarttı. Ormanın içinden siyah giyinen, kırmızlar içinde karartıdan ibaret suratlarıyla etrafında çember oluşturmuşlardı. Birden bire her yer insanlarla dolmuştu. Yürümeleri hızlandı. Baktığı her yerde insanlar, uzun pelerini andıran kıyafetleriyle koşup hareket ediyordu.

"NİJİ İRO GA NOROWA RE TE İRU!" Hep bir ağızdan söyledikleri tüyler ürpeten kalın seslere karışan ince çığlıklarla donakaldı. "AKACHAN WA SHİNU BEKİ DESU!"

Sanki adımları yere değmeyerekten kucağında ağlayan bebekle dikilen adama doğru ilerlemeye başlamışlardı. Anlamadığı dilde bağırmaya çığlık atmaya devam ediyorlardı. Kyungsoo bebekle birlikte adamın da ağladığını onun titreyerek sarsılan omuzlarından anlamıştı. Vücudunun ısısı git gide yükselirken, boğazından yükselen hırlamalarla bağırdı.

gone with the sinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin