nasılsınız?
***
Masallar, rivayetler ve efsaneler...
Küçük omega, tırmandığı çınar ağacında elmasından bir ısırık alarak boşluğa doğru bacaklarını sallandırdı. Güneş batmak üzereydi ve gökyüzünü turuncuya boyayan o güneşin sıcaklığını vücudunda hissedebiliyordu. Bu, onun minik bedenin huzurla dolmasına neden olmuştu.
"Alfa, beta ve omega. Ben omegayım, güçsüz, korunmaya muhtaç aptal bir yaratık!" Kyungsoo sinirle kaşlarını çattı, gerçekten sinirlenmişe benziyordu. "Çırılçıplak kalmış vadi yamaçları, av aramak, büyük bir sabır işiydi alfalar için!"
Şimdi elindeki elmayı güneşe tutuyor, şirin sesini kalınlaştırmaya çalışıyordu. "Betalar yanlarında yoldaş, omegalar ise yeni neslin yavrularına gebeydi!"
Çınar ağacının dallarında dikkatsizce sağa sola sallanarak oturuyor, gökyüzüne doğru bağırarak masalları anlatıyordu. Aslında saat epeyce gecikmişti ve ah... Beyaz alfası, burnundan soluyarak onu ağaçlarının arasında izliyordu. Pekâlâ. Tamam. İzlediği tablo oldukça şirindi.
"Toprak ana, kana; gökyüzü, ulumalara boyandı. Dağ taş kudretli alfanın sürüsüne eziyet çektirdiği o günleri, büyüyen neslin ihtişamlı eşleşmelerine şahit kaldı- Burası böyle değildi." Omega hatırlamak için inci gözlerini sıkıca yumdu.
Gözlerini daha açamadan, kulağında yankılanan kalın sesle yutkundu. "Toprak ana, avlanan hayvanların kanına; gökyüzü, zafer ulumalarına boyandı. Dağ taş kudretli alfanın sürüsüne ziyafet çektirdiği o günleri, büyüyen neslin ihtişamlı eşleşmelerine şahit kaldı." diye düzeltmişti, beyaz alfa.
Kyungsoo hâlâ gözünü açmamıştı. Karşısındaki beyaz alfa, ağaç dalına öyle büyük bir asaletle oturuyordu. Beyaz kürkü kar kadar beyaz, gözleri sarı; o nergise benziyor... Yanında küçücük kalan omegaya göz ucuyla baktı, küçük poposunu kaydıra kaydıra alfadan uzaklaşmaya çalışıyordu. Alfa, uzun kuyruğunu onu sarmalamak için kullandı ve narin omegayı yavaşça kendine yakınlaştırdı.
"Öncelikle tek başına burada ne yaptığını soruyorum, ardından atalarımızın efsanelerini neden ciddiye almadığını soruyorum. Hangisinden başlamak istersen, süren 20 saniye."
Omega gözlerini hızla açarak başını yukarı kaldırdı. Alfanın beyaz tüylerine vuran rüzgarla nasıl da asil durduğuna baktı. Bu kurt pamuk gibi duruyordu fakat KORKUTUCUYDU.
"Seni duyabiliyorum, Kyungsoo."
"Nasıl?"
"O büyük gözlerinden her şey belli oluyor, velet. 20 saniyen çoktan geçti. Şimdi seni burada bırakıyorum ve eve kendi başına gidiyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gone with the sin
Fanfiction"eğer..." dedi, omeganın mührüne dudaklarını bastıra bastıra konuşurken. "...alfana karşı saygısızlık edersen, bir daha ki sefere bu kadar nazik davranmam." [ilk kaisoo omegaverse.]