sonunda dediğinizi duyar gibiyim~
•••
Bazı şeyler eksik, bazı şeyler kayıptı. Omega hastane odasında dümdüz beyaz tavana bakarken, bunları düşünüyordu. Göğsü yavaşça yükselip alçalırken kollarını kendine sardı. Evet, bir şeyleri bulmuştu. Birine sarılması gerekiyordu. Evet, şu an istediği buydu ama bu isteğini gereçkleştirek kişi, ne eşyalarını toplayan Baekhyun ne de ona yemek yedirmeye çalışan Sehundu.
O, biri kimdi?
İşte bundan sonrası kalakaldığı yerdi. Sarmalanmak, sıcaklığa gözlerini yummak, sakinleşmek istiyordu.
"Minik serçem eşyalarını topladım." Baekhyun elindeki çantayı yerine bıraktıktan sonra, öylece ellerini izleyen ve Sehun'un uzattığı kaşığa tepki göstermeyen omegaya baktı. Derin bir nefes almıştı. Arkadaşının bu hali onu korkutmaya başlamıştı ama yine de gülümseyerek, endişe içinde ona bakan Sehun'un elinden kaşığı aldı. "Bu yemekler berbat biliyorum. Evde sana lezzetli yemekler sipariş edeceğimden emin olabilirsin. Üstelik Sehun ısmarlayacak!"
"Evet-Ne?!" Sehun gülümsemesini yarıda kesip bağırdığında, Kyungsoo düşünce kazanından nefes almak için yüzeye çıkmıştı.
"Maaşını beta olarak bizden fazla alıyorsun, pintilik yapma!"
Omega, arkadaşlarının sitemlerini dinlerken aklında binlerce görüntü, ses, koku belirip yok oluyordu. Sanki ilk kez kulakları duyuyor, ilk kez gözleri görüyor, ilk kez burnu koku alıyordu.
Sanki ilk kez yaşıyordu.
"Ah, bu arada şu yakışıklı alfa doktor sana bunu vermemi istedi." Baekhyun dar kotunun cebinden güç bela çıkarttığı katlanmış kağıdı omegaya uzattı. "İçinde ne yazdığını deli gibi merak ediyorum ama asla açıp okumadım."
"Tam okuyacakken elinden aldım." Sehun son noktayı koyduğunda, Baekhyun dişlerini uzun betanın kollarına geçirmişti.
Omega avuç içlerinde sıkıştırdığı nota bakakaldı. Her şey gerçekten geçecek miydi? Bu karmaşa, bu içinde bitmek bilmeyen kaos son bulabilecek miydi?
'Endişelerini anlayabiliyorum, bebeğim. Senin için buradayım. Eve gidip güzelce dinlen ve her şeyi bir kenara bırakıp bana güven. Seni seviyorum.'
Bu kadardı. Hiçbir şey olmamışcasına yazılmış, rahatlayacağı düşünülerek bırakılmış küçük bir not kağıdıydı. Omeganın yumruk yaptığı ellerinde heba olan boktan bir not kağıdı. Baekhyun elini uzatıp onu kaldırdığında, derin bir nefes almıştı. Eğer biraz daha bu odada kalırsa, öfke nöbeti geçirmesi an meselesiydi. Diğer kolunada Sehun girdiğinde odadan çıkmak üzereydiler. Ta ki, Kim Kazuya'nın açılan kapı ardından beliren yüzüne kadar. Elindeki çiçekler de cabasıydı. Baekhyun'un elleri bir şeyler anlatmak istermişcesine kalçasına ilerlediğinde, kendine gelmişti. İfadesiz yüzü küçük bir gülümsemeye ev sahipliği yapıyor, ona uzatılan çiçeği kabul ediyordu. Sonra kafasına pat diye bir şey düştü. Bu beyniydi. Mesela Kim Kazuya, artık onun patronu olmakla birlikte kendisiyle evlenmek istediği bir alfaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gone with the sin
Fanfiction"eğer..." dedi, omeganın mührüne dudaklarını bastıra bastıra konuşurken. "...alfana karşı saygısızlık edersen, bir daha ki sefere bu kadar nazik davranmam." [ilk kaisoo omegaverse.]