Geçemediğim bölüm için elimle yere vururken daha dikkatli bir şekilde oyuna odaklanmaya başladım. Tam bölümü geçmek üzereyken lanet kaplumbağa en beklenmedik yerde gelmişti ve yaklaşık 1 saattir geçmeye çalıştığım bölümü tekrar geçememiştim.
"TANRIM NEDEN BU BÖLÜMÜ GEÇMEM İÇİN YARDIM ETMİYORSUN!" diye bağırırken kafede olduğumu unuttum. Daha doğrusu kafenin tuvaletinin önünde.
Çişim gelmişti ve tuvalete gelmiştim doğal olarak. Fakat içeride gerçekten fazla sıra vardı ve bende içeride beklemek yerine dışarıyı tercih etmiştim. Oyuna odaklanmaktan hem çişim kaçmış hem de yerde oturmaktan popom donmuştu ama yalan söylemeyeceğim gerçekten rahattı.
"Hanımefendi iyi misiniz?" diye bir ses duyduğumda bunun en sevdiğim kafede ki garson olduğunu sesinden tanımıştım.
Kulaklarım ve hafızamda diğer her şeyim gibi mükemmeldi doğrusu.
"Ah iyiyim sadece bölümü geçemedim." dedim elimde ki telefonu havaya kaldırıp ona gösterirken.
"Oh,peki." dedikten sonra tam arkasını dönüp gidecekti ki bir ses onu durdurdu.
"Patrick burada neler oluyor?"
"Hiçbir şey efendim sadece hanımefendi bağırınca bir şey olduğunu düşünüp buraya geldim." dedi mahcup bir şekilde gözlerini aşağıya indirerek.
"Tamam Patrick işine dönebilirsin."
Patrick kafasını sallayıp yoluna devam etti. Bense yerimde oturmaya devam ettim. Rahat olduğunu daha önce de söylemiştim.
"Hanımefendi yerinizden etmek istemem fakat sizce de içeride koltuklarımız varken burada oturmanız biraz garip değil mi?" dedi buranın müdürü olduğunu düşündüğüm tatlı çocuk. Çocuk diyordum çünkü benimle aynı yaşta duruyordu veya benden bir kaç yaş büyük bilemiyorum.
"Ah haklısınız fakat tuvaleti kullanmam gerekiyordu ve içeride sıra vardı bende dışarıda beklemenin daha iyi olacağını düşünüp burada beklemeye başladım fakat sonra canım çok sıkıldı ve yeni indirdiğim oyunu oynamaya başladım. Fakat bir türlü bölümünü geçemediğim oyun çok fazla sardı ve yere ne zaman oturduğumu anlamadım."
Bunların hepsini tek bir solukta söylerken hâlâ yerde oturduğumu fark ettim. Ayağa kalkmak için hareketlenirken bu çocuğu daha önce tanıdığıma dair bir kanıya vardım ve beynime hafızamı daha fazla zorlamaması için yardım ederek;
"Pardon ama bir yerden tanışıyor muyuz? Çünkü sizi daha önceden gördüğüme eminim. Aslında hafızamı zorlasam hatırlayacağıma eminim fakat bu eylemi gerçekleştirmesi için beynime sinyal göndermek istemiyorum."
Cümlemi sırıtarak bitirdiğimde gülerek cevaplamaya başladı.
"Aslında bende sana aynı soruyu sormak istiyordum fakat bu konuşma tarzından sonra seni unutmamın mümkün olmadığının kanısına varmış bulunmaktayım."
Ona gülerek baktığımda hâlâ cevap vermediği için biraz sıkkın bir bakış attım.
"Şimdi nerden tanıdığını söyleyecek misin peki?"
"Ah tabi benim hatam. Geçen hafta salı günü kapıda çarpışmıştık ve üstüme frozen dökülmediğinin ama dökülürse bile çözümünün kolay olduğu konusunda bir nutuk çekmiştin." dedi sırıtarak.
Hafızamda geçen hafta salı gününe giderken;
"Ah tabi ya siz o sunuz. Sizi bir yerden hatırladığım için sevinsem mi yoksa nutuk çektiğim başka biri olduğunuz için üzülsem mi bilemedim şimdi?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PHOTOGRAPH || H.S.
Fanfiction"Onların tanışmaları bile farklıyken aşklarının normal olmasını nasıl bekleyebilirsiniz ki?" 22.07.18 👑