Multi Medya; Leyla
Her zaman ki gibi, odama dolan gün ışığıyla gözlerimi araladım. Güne mutlu başlamak isterdim lakin, dün doğum günümde olanlardan sonra, bu pek mümkün değil. Bu gün Serenay'larda pijama partisi yapacaktık. Bu yüzden Serenay akşam 5'de bize gelecek. Şu an saat 12'ye geliyordu. Tabii o kadar geç uyuduğumdan dolayı, bu saatte uyanmam gayet doğal.
Dün eve döndüğümüzde saat geç olduğu için herkes uyumuştu. Babamın o saatlere kadar dışarıda kalmama izin vermesi beni şaşırttı doğrusu. Şu Batuhan olayını da babama bu gün söyleyeceğim. Sonradan başıma bela almak istemiyorum.
Lavaboda rutin işlerimi hallettikten sonra, üzerimi değiştirip aşağı indim. Babam evde yoktu. Büyük ihtimalle şirkettedir zaten. Defne televizyonun önünde ödev yapıyordu. İlk haftadan ödev vermişler sanırım, acımasızlar. Annem ortalarda yoktu, ki bu benim için iyi bir şey.
"İlk haftadan ödev mi verdi vicdansızlar?"
"Sorma abla ya, ders işlemedik ama ödev var. Nasıl oluyor ben de anlamadım."
"Bu günler de geçer minik" deyip gülerek yanına oturdum ve "neden burada yapıyorsun ki ödevini?" diye sordum.
"Sıkıldım odamda, değişiklik olsun dedim."
"Biricik(!) annem nerede?" Sorum üzerine sırıtıp "biricik annen bir arkadaşına gitti" dedi. Ben de gülüp bir şey demedim ve televizyondan açtığım bir programı izlemeye başladım.
Yaklaşık bir 15 dakikanın ardından, Defne ödevini bitirip, bahçeye çıkmıştı. Ben de sıkıldığımdan kızları aramak için odama yöneldim. Zekiliğimden(!) dolayı telefonu odamda bırakmıştım. Şimdi bir de bu merdivenleri çıkacaktım. Kapının çalmasıyla, geri dönüp Sevim ablaya "ben bakarım!" diye seslenip kapıyı açtım. Gelen annemdi.
"Bakıyorum da uyanmışsın. O saatlere kadar kimlerle sürtüyordun merak ediyorum doğrusu."
Gözlerimi devirip "uğraşma benimle uyuz kadın" deyip önüme döndüm ve odama yürümeye başladım. Arkamdan "terbiyesiz" diye söylendiğini duydum ama pek takmadım. Evet, terbiyesizlik olabilir ama umurumda mı?
Odama çıkıp, telefonu elime aldım ve Melis'i aradım. Telefon ikinci çalışta açılmıştı.
-Efendim canım?
-Kanka neredesin? Canımı sıkıldı, belki bir şeyler yaparız dedim.
-Ben de evde oturuyordum. Kafeye gidebiliriz.
-Tamam, Deniz'i de arayayım o zaman.
-Deniz evde değil. Bir akrabasına gitmiş. Ama pijama partisi için geri dönecekmiş.
-Tamam okulun oradaki kafede buluşalım. Görüşürüz.
-Görüşürüz.
Telefonu kapatıp, hazırlanmaya başladım. Siyah uzun bir deri tayt, üzerine beyaz ve siyah yazıları olan salaş bir üst geçirdim. Ayakkabılarımı giyip, hırkamın cebine; telefonumu, kulaklığımı ve bir miktar parami koydum.
Odamdan çıkarken, Leyla annemi de odadan çıkarken gördüm. Onu takmadan ilerliyordum ki, o ince sesi buna engel oldu.
"Hayırdır yine bir yerlere mi gidiyorsun. Evde oturduğun yok ki zaten." Leyla eskiden beni hep döverdi. Tabii o zamanlar sesimi çıkartamıyordum, ama artık karşı gelip, babama söylemekle tehdit ettiğimden bir şey yapamıyordu. Sırtımda da olan yara izleri, önceden kalan izler. Ama muhtemelen bir kaç seneye geçer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Geçmiş
Teen FictionGeçmişler... Uyanmakta zorluk çektiğimiz, kâbuslar gibidir. Çoğu zamansa bir virüs... Kurtulmaya çalışsanızda, peşinizi bırakmayacak gerçeklerle dolan geçmişiniz, iliklerinize kadar işleyecek korkularla yaşamanıza neden olan bir çıkmazdır. Ondan kur...