Geçmişler... Uyanmakta zorluk çektiğimiz, kâbuslar gibidir. Çoğu zamansa bir virüs... Kurtulmaya çalışsanızda, peşinizi bırakmayacak gerçeklerle dolan geçmişiniz, iliklerinize kadar işleyecek korkularla yaşamanıza neden olan bir çıkmazdır. Ondan kurtulmak için yeniden doğmak gerekir bazen... Yeni bir sayfa açmak... Yeni bir hayata başlamak... Peki ya ne yaparsak yapalım, ondan kurtulamıyorsak? O zaman ne yapmalıyız? HİÇ BİR ŞEY... KOCA BİR HİÇ... Elimizden gelen tek şey; buna katlanmak ve bedelini ödemeye devam etmek, Yaşananlara en iyi şekilde seyirci kalmak... Hani bir de; o karanlık geçmişlerin bir fırtına misali gündeminize çöktüğü zamanlar vardır ya? İşte sonuç hüsran. Geriye kalan; koca bir enkaz. Öz annesi ile ilgili hiç bir şey bilmeyen Açelya, ailesinin geçmişini ögrenmek ister. Belkide bazen gerçeklerin ortaya çıkmaması gerekiyordur. Bu düzenli kurulmuş hayatınızın, aslında bir yalan üzerine kurulduğunu açıklaya bilecek derecede bile olabilir bazen gerçekler. İntikam ile başlayan ilişkinin, planlanmamış gerçeklerle değişmesi... Ya Meriç hakkında ne demeli? Gerçekten de o tanıdığınız Meriç mi? Yoksa o'da bir oyunun piyonu mu? Asıl kara gölge kim o halde? Meriç mi? Yoksa bir başkası mı? Belki de her zaman kötüler, asıl kötü olan değildir. Belki de oyun kurmaktan, aslında başka bir oyunun baş rolünü oynadıklarının farkında olamayacak kadar acizdirler... PEKİ YA; AĞLAMAK ZAYIFLIK MIDIR? Yoksa resmiyetsiz bir samimiyet mi?