8. BÖLÜM

35 5 4
                                    

Multi Medya; Meriç

Sessizlik...
Tüm bahçeye sessizlik hakimdi.
Halbuki konuşacak pek çok şey olması gerekmez miydi? Bağırıp çağırmak, isyan etmek, haykırmak...

Sessizliği bozan Cansu'nun ince, sinir bozucu sesiyle "ne diyorsun sen Sarp?" demesi kulağımda bir uğultudan farksızdı. Herkes bir ağızdan konuşmaya başlamıştı fakat benim tek odak noktam; Sarp'ın tükürülesi suratıydı. Çevremde duyduğum sesleri seçemiyor, ne dediklerini algılamakta güçlük çekiyordum.

"Sarp ve Açelya sevgililer mi?"
"Açelya benim neden bundan haberim yok?"
"Kesin işin içinde başka bir şey var."
"Ne demek sevgilim ya?"
"LAN BİR SUSUN!"

Meriç'in aniden bağırmasıyla ufak çaplı bir sıçrama yaşadım. Şimdi o sessizlik yine hepimizi sarmalamıştı. Meriç bağırdıktan sonra zorda olsa dönebilmiştim gerçek dünyaya.

"Yenge sen neymişsin be?" Cenk'in şaşkınlıkla söylediği cümle, Mert'i sinirlendirmiş olacak ki "Cenk, sırası değil koçum" diye uyardı.
Sarp yanımda yerini aldı ve pişkince sırıtarak, elini uzattı. "Hadi gidelim" dedikten sonra Meriç'in gözlerinin içine bakarak "sevgilim" diye devam etti. Bana beklentiyle bakarken, gözleriyle de elini göstererek tutmamı işaret ediyordu. Çıkmaza düşmüş gibiydim. Leyla'nın babamı aldattığını, daha babam bile bilmiyorken tüm dünyanın öğrenmesi ailemizi yıkıma sürükleyebilir, herkesin birbirine olan güveni sarsılabilirdi. En kötüsü de... Babam bunu kaldıramayabilirdi.

"Açelya bu saçmalığa bir son ver artık." Aras'ın cümlesiyle bakışlarımı herkesin üzerinde gezdirdim. Bana umutla bakan gözleri mecburiyetten es geçtim. Ne yazıkki son baktığım yer, yine onun beni mutsuzluğa davet ettiği elleri oldu. "Hadi gidelim dedim sevgilim." Sarp'ın sorusunu yenilemesiyle elimi bana doğru uzattığı eline doğru yavaşça uzattım. Elimi yavaş kaldırıyordum, belki bir umut ben bu elleri tutup mutsuzluğa ilk adımımı atmadan önce mucize olur da kurtulurum diye. Fakat mucize dediğin gerçek hayatta ne arar? "Açelya hiç bir yere gitmiyorsun!" Meriç'in sesiyle elim, Sarp'ın elini tutamadan havada kalmıştı. Belki de o mucize şimdi olacaktı, kim bilir? Gözlerimi yumdum ve derin bir nefes alarak kendimi mucizenin gerçekleşeceğine inandırmaya çalıştım. Ancak gözlerimi geri açtığımda, gördüğüm surat, gerçekleri bir kez daha suratıma tokat gibi çarptı. Dedim ya, mucize benim gerçek hayatımda ne arar?

Konuşmak için sesimi aradım. Dudaklarımı birbinden ayırdığımda, herkes beklentiyle bana, ve ağzımdan çıkacak kelimelere dikkat kesilmişti. "Hadi Açelya, gidelim artık." Sarp'ın ısrarla söylediği cümle ile öfkelenen Meriç "o hiçbir yere gelmiyor dedim!" diye bağırdı. Bakışlarımı Sarp'tan alıp bilerek Meriç'e çevirdim. "Hadi gidelim" derken, Sarp'la konuşuyordum ancak bakışlarım Meriç'teydi. Ardından utana sıkıla ve gözlerimi kaçırmama engel olamayarak "sevgilim" diye devam ettim. Sarp'ın hâlâ bana doğru uzatmış olduğu elini tuttum ve tüm sevenlerimi arkamda bırakarak, onun arabasına bindim. Geride bıraktığım, kardeş gibi gördüğüm dostlarımın, şaşkın bakışlarını buradan bile hissedebiliyordum, ancak ailem için değil özgürlüğümden, tüm benliğimden bile vazgeçmeyi göze alırdım.

Arabada ilerlerken halinden memnun görünen Sarp "sen doğru olanı yaptın" dedi. Başımı cama yaslarken "kes sesini" diye tısladım. Ardından kendimden emin bir şekilde "bunu sana ödeteceğim" dedim. Sırıtmasını sürdüren Sarp, benim dediğim cümleyi umursamayıp "nereye gitmek istersin?" diye sordu. Gözlerimi devirerek "evime" dedim. Aptalca sorduğu soruya verebilecek başka cevabım yoktu. Ne bekliyordu ki? Onunla gezeceğimi falan mı? Beni hâlâ eski Açelya sanıyordu sanırım. Ahmak!

Arabayı sürmeyi sürdüren Sarp'ın, evimin olduğu caddeyi geçmesi kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. "Yanlış gidiyorsun. Evimin olduğu caddeyi geçtin." O muzhip gülüşünü dudaklarına yerleştirirken "hadi ya? Ciddi misin?" diye sordu. Benimle resmen dalga geçiyordu! "Off!!" diye bağırdım sinirle. "Hemen beni eve bırak!" O sessizliğine devam ederken, ben ise iyice geriliyordum. Sarp dengesizin tekidir ve sağı solu belli olmaz. Beni nereye götürdüğüne dair hiç bir fikrim yoktu ancak kötü bir yer olmamasını umut ediyordum. Acaba camı açıp bağırsam mı? Ya da tefonla gizlice birini mi arasam? Sarp'a saldırırsam acaba beni bırakır mı?
Kafamdaki sorularla boğuşurken, arabanın durduğunu Sarp'ın kapımı açmasıyla anladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 28, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık GeçmişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin