9.♡

365 35 7
                                    


Bölüm Şarkısı:

Emircan İğrek-Aç Bağrını



***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Zaman durdu deriz hep.

'O an durdu' deriz çok önemli bir şeyi anlatırken.Zamanın durmadığını biliriz.Mesele zamanın durmasını istemekten geçiyor belki de.

Tam o an dursun isteriz zamanın.Sonsuza kadar o anın içine hapsolmak isteriz belki de.

Dört saniye...

Tam dört saniye şaşkın bir şekilde baktım gözlerine.Bakmaya bir daha cesaret edemeyeceğimi biliyordum.Ya da bir daha onunla bir yerlerde denk gelme ihtimalimin olmadığını biliyordum.

Sadece o anın tadını çıkarıyordum.

Dudağının üstündeki küçük yara izini,alnındaki iki derin çizgiyi izledim.

Sahi bu yaşta alnındaki çizgilere kim sebep olmuştu böyle?

Ama ortada pek bir şey yoktu.

Benden uzundu,ondan kısaydım.Gözleri çok güzeldi.Gözlerime bakıyordu.Hepsi bu...

Sevinecek başka hiçbir şeyim yoktu.

-Buyrun ekmekleriniz.

Kasiyerin sesini duyunca bakışlarımı kaçırdım.

Poşeti elime alıp parayı uzattım.Süt ve yoğurtun soğukluğu sanki poşetten bileklerime tırmanıyor gibiydi.

Marketten koşar adım çıktım.
Yüzümde aptal bir sırıtış filizlendi.Başımı iki tarafa salladım.

Kendime gelmeliydim bir an önce.
Bana neydi elin adamından.Sadece bana yardımı olmuştu o kadar.

Aylarca izlediğim adam.

Gözlerimi yenilmiş biçimde kapatıp açtım.Sanki yeterince şey yokmuş gibi sapıkta olmuştum iyi mi?

***

Çantamı masanın üzerine atarken bir yandan da masadaki hediye paketine bakıyordum.

Kibirli kızlar gibi görünmekte istemiyordum ama bu hediye işleri falan gerçekten bana göre şeyler değildi.

İlgiye alışık değildim.

Ben köşede sessizce her şeyi izleyen herkesin acıdığı kızdım.

Kendime acımıyordum ben.İnsanın kendisine acıması hep saçma geliyordu bana.Her şey bir sınavdan ibaretti sonuçta.Sınavlardan düşük aldığımızda tembel olmuyorduk.Bi sonraki sınava çalışıyorduk o kadar.

Paketi usulca açmaya başladım.İçinde paket köpüğü vardı.Elimi daldırıp asıl hediyeyi bulmaya çalıştım.

Elime kadife bir kutu geçtiğinde onu vakit kaybetmeden çıkardım.İçindekini az çok tahmin ediyordum.Takı benzeri bir şeyler olmalıydı.

Ki ben asla böyle hediyeleri kabul etmezdim.Ki karşılıklı his beslemediğim birinden katiyyen almazdım.

Kadife kutuyu açıp içine kötü bir bakış attım.

Ancak içinde benim beklediğim gibi takı falan yoktu.Sadece bir kağıt parçası vardı.

Kağıdı elime alıp içinde yazanı merakla okumaya başladım.

"Güneşim bugün sende doğdu."

Kaşlarım hafif çatılırken notta yazana da sırıtmadan edemedim.

Ama bu çok kısa sürdü.Çünkü bir sürü köpük ben kutuya elimi soktuğum sırada masama dağılmıştı.

Derin bir nefes verdikten sonra köpükleri hızlıca kutuya doldurdum.Kadife kutuyu ve notu da elime aldığım sırada aniden duraksadım.

Yerime yeniden oturup elime bir kağıt alıp bir notta ben yazdım.Kadife kutunun içine yerleştirip bana geldiği anki gibi bir hale soktum.

Barın'ın kapısını çaldığımda son derece kararlıydım.

İçeriden gerekli komut geldiğinde kapıyı açtım.

Her zamanki gibi masasında oturuyordu.Gömleğinin kolları kıvrılmıştı yine.Sanırım öyle olunca daha fazla rahat ediyordu.

Masaya doğru ilerlerken bana bir şeyler demişti.Ancak onu dinleyemeyecek kadar zihnim doluydu.

Kutuyu masaya bıraktım.Elimle açmasını işaret ettim.Meraklı bir halde açtı.

Yavaşça notu kendine yaklaştırdı.Kaşları çatılmıştı.
Notu okudu usulca.

"Bir gün vazgeçeceksin.Ben, benden vazgeçmeni iple çekiyorum.Çünkü sen her vazgeçmediğinde ben korkuyorum."

Donuk bakışları yavaşça yüzüme döndü.

-Seni korkutan ne?Ben senin beni sevmeme ihtimalinden korkarken seni korkutan ne?!

Sesinden öfke ve hüzün eş zamanlı akıyordu.

Ayağa kalkıp bir çırpıda karşıma gelip gözlerime baktı.

-Söylesene,gözlerindeki bu yağmurları gizleyerek bunca sene nasıl yaşadın sen?Gizleme artık...Ben senin ağladığın her an yanında olmak istiyorum.Bak mesela...

Elini köpürcük kemiğimin üzerine koydu.

-Tam burda uyumak istiyorum.Tam burda tüm dünyanın derdinden kurtulmuş olmak istiyorum.Ama sen-elini göğsüne koydu- seni her şeyden koruyacak bu göğsümü reddediyorsun.Ama ben sana kolları açmış olacağım.Tam burda göğsüm seni bekliyor olacak.Bana vazgeç deme n'olur...En azından şimdi değil.

Titreyen sesine dolan gözleri eşlik etti.Duyduklarım benim de gözlerimin dolmasına neden oldu.Yanaklarıma doğru süzülen gözyaşları bana ağladığımı farkettirdi.

Sessiz sessiz önüme bakıp öylece ağlamaya başladım.Neye ağladığımı bilmiyordum.Ama ağlıyordum işte.

Her şeye...

Herkese...

Anneme...

Babama...

Birden güçlü bir kol beni bedenine yasladı.Başımı tam kalbinin üzerine koymuştu.

Kollarım iki yanımda,başım onun kalbinde dakikalarca ağladım.

Bu onunla birlikte ağladığım ilk andı...


Merhaba...

Kitabımı okuyup yorum yaptığınız için hepinize çok çok teşekkür ederim kuzular :)

Sevdiğiniz bir bölüm olmuştur umarım...

Sevgilerle...💕








Sözcüklerin Ötesi (İlk Aşk-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin