Eddie, bisikletle okula doğru sürüyordu.
"Günaydın!"
Anlamadığı bir şekilde yanından ses gelmişti ve yanına bakınca richie olduğunu anlamıştı.
" Günaydın"
"Harika..."
"Aynen"
"Evet. Acele etmesek de olur, ilk dersi kaçırabiliriz!"
"Tanrım, richie!"
"Ne?!"
Yol boyunca richie gevezelik ede ede okula varmışlardı, eddie de içinden şükür ediyordu.
Sınıfa girdikleri anda hoca'dan özür dilediler ve yerlerine geçtiler.
Eddie bir anda tırsıp arkasına baktıktan sonra yere baktı, yerdeki kağıdı görünce eline alıp önüne döndü.
Kim kafasına bir kağıt atmıştı ki?Kağıdı açınca bir an için kaşlarını çattı.
Okulun bodrumuna gel...
Garipseyerek arkasına baktı fakat şüpheli kimse yoktu.
Zilin çaldığını duyunca kitaplarını çantasına koydu o zamana kadar sınıfın yarısı çıkmıştı.
Eddie de bodruma inmek için merdivenlerden tedirginlenerek indi.Kimse yoktu, sadece 4 köşeli duvarların arasında boş duvara bakıyordu. Arkasından ayak sesi duyduğunda hızla arkasına döndü ve gözleri, koca gözlüklerle buluştu. Anlamadığı bir şekilde duvara sıkıştırdı.
Nefesi içini gıcıklıyordu."Artık elimden kurtulamazsın"
"Neden?"
"Dün benden sıyrılarak kurtuldun ama şimdi göstericeğim"
"Okulda olmaz! Yakalanabiliriz"
"Endişelenme, buraya kimse gelmez. Yani rahat ol"
"Senin yanında rahat olamıyorum"
"Yakışıklılığımdan mı?"
"Hayır. Kalbim senin yanında patlayacakmış gibi oluyor, nefesim hızlanıyor, bunun yüzünden astımım başlıyor ve nefes alamadığım için sorun çıkıyor. Bir gün senin yüzünden ölücem"
"Ben senin hep yanında olucağım, sana hiç bir şey olmaz"
"Tek sorun o değil"
"Peki ne?"
"Şey... Boşver. Şimdi zil çalıcak hadi yukarıya çıkalım"
"Ne?! Ama daha zevkini çıkaramadım"
"Bu bana yetti. Ben çıkıyorum" dedi ve richie'nin ellerinden kurtularak yukarıya doğru çıktı.
Richie ise arkasından kaşlarını çatarak bakmaya başladı ve cebinden çıkardığı kağıdı yere fırlatıp yukarıya koştu.