PERİ

21 4 0
                                    

Yusuf

Kızın evinden çıktığım gibi sokakta avare avare arabamı aramaya başladım. Ben bu sokağa nasıl gelmiştim? Bu evde ne işim vardı? Hiç tanımadığım, belki de sarhoş halime rağmen ona zarar verebileceğime rağmen beni evine alan kız.

Gülbeste.

En son aldığım haberle kendimi bir barın kapısında bulmuştum. Annem babamı aldatıyordu. Tiksindim yine ondan. Aklıma geldikçe kan beynime sıçrıyordu. Akılma o pis görüntüler geliyordu. Benim annem bunu nasıl yapabilmişdi?

Sonrasını hatırlamıyorum. O mahalleye nasıl gittim, neden o mahalleye gittim hiç bir fikrim dahi yoktu. O pembe duvarlı, kırmızı panjurlu evi seçmiştim ben. Kızı incelenmiştim sabah biraz. Meraktandı. Güzel, bakımlı, dolgun kırmızı dudaklı, güneş gibi ışıl ışıl saçları vardı. Güzeldi. Kehribar rengi gözleri vardı.

Acilen ağabeyim Oğuz'u aradım. Beni burdan almalıydı. Olanlardan haberi dahi yoktu. Olmayacaktı da. İkinci çalış da açtı.

"Alo! Oğlum nerelerdesin? Bir bara gittin kafayı dağıtacağım diye daha haber vermedin."

"Ağabey bi sakin ol. Sarjım çok az beni çabuk konum atacağım yerden aldır. Bir araba gönder. Gelince konuşuruz. Şimdi kafam kazan gibi."

"Oğlum araban nerede?"

"Bilmiyorum. Ne yaptım? Nerdeyim? Çok sarhoştum. Hatırlamıyorum hiçbir şey." deyip tekrar başımı ovdum.

"Tamam koçum sen konumu at ben hemen bir araba gönderiyorum."

"Bekliyorum ağabey." deyip kapadım telefonu. Şu an kızın evinin karşısındaki apatmanın kaldırımın da arabayı bekliyordum. O sırada omzuma bir el dokundu.

"Çocuğum günaydın."

"Günaydın teyzecim."

"Sen dün gece sokağı birbirine katan oğlan çocuğusun."

"Birbirine katan?"

"Evet. Hatırlamıyor musun? Gülbeste kızım söyledi akrabalarıymışsın. Pervin Hanımın ölümü herkesi sarstı. Tabii sen hala sindirememişsin çocuğum. Olsun ölenle ölümez. Bu arada ben Cemile."

"Iı ben de Yusuf da ben anlamadım. Hatırlamıyorum. Pervin Hanım? Ölüm?"

"Tabii içkiden hep bunlar. Pervin Hanım Gülbeste kızımın annesi. Sen çok severmişsin. Öyle dedi Gülbeste."

Cemile Teyze konuşurken Gülbeste'nin evinin kilidi açıldı. Bu kız bir gecede nasıl bir senorya yazmıştı? Hemde tanımadığı bir adam için. Bizi görünce endişeyle yanımıza geldi.

"Günaydın Cemile Teyzem. Yusuf sen hala gitmedin mi?"

"Yok gitmedim. Cemile Teyze ile laflıyorduk biraz. Sen de bize katılmak ister misin?" derken iğneleyici bir bakış attım. Sanırım anlamıştı.

"Ha katılırım. Sen neden hala eve gitmedin? Annen merak eder." deyince sinirlenmiştim.

"Annemden sanane." derken sesim tok ve öfkeli çıkmıştı. Üzgün bir şekilde başını eğdi. Ne yapıyordum ben? Kız bana yardım etmişti ve ben kalkıp kızı azalıyordum. Üstelik hiç bir şeyden haberi bile yokken. Toparlamaya çalıştım.

"E yani özür dilerim. Annem beni aradı da ben konuştum yani onunla. Sananeden kastım buydu."  Mahçup bir şekilde kafasını tekrar kaldırdı.

"Önemli değil. Boşver. Neyse hadi biz gidelim artık da sizinkiler meraklanmasınlar."

"Meraklanmazlar. Arkadaşım beni almaya geliyordu zaten. Bekle seni de gideceğin yere bırakalım." Olayı yavaş yavaş kavrayan Gülbeste tam itiraz edecekken kaş göz işaretiyle Cemile Teyzeyi gösterdim.

Yapbozun Son Parçası / Eksik Parçalar Serisi-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin