YASAK MEYVE

12 1 0
                                    

OĞUZ

Yıllar sonra..
Onu yıllar sonra görmek..
Eskisi gibi bakmıyordu. Daha çok nefretle... Tabii kırgınlık da vardı. Kırgın bakıyordu.

Ben umarsız bir katildim. Hiç acımadan kalbini paramparça yapmıştım. Gözleri ışık açan sevdiğimin gözlerindeki paramparça hali görmüştüm. Daha dün gibiydi. O haberi aldıktan 10 dakika sonra o girdi odaya. Baba oluyorsun, hamileyim dediği andan onu alıp sarılmak, karnına dokunmak istedim. Ama ittim onu. Dayanamadım bana böyle buğulu ve hüzünlü gözlerle bakmasına. Sırtımı dönüm ona. Çarçabuk kovdum onu odamdan.Orada biraz daha kalmaya devam ederse gitmesine izin vermeyecektim yoksa. Sonrası yıkımdı benim için.

Hiç bir suçu yokken ona böyle davranmam haksızlıktı. Ama bir dinlese beni. Gözlerime anlayışla baksa. 'Geçti sevgilim ben yanındayım' dese. Öpsem onu doya doya.

Aşkın en masum, en güzel halini yaşattı bana. Bir parça taşıyordu bizden. Ama ben o bebeğin de onunda günahına girmiştim. Vicadan azabı ile yandım tutuştum.

Alışmıştım sesine, varlığına. Onun bir anda kaybetmek zor oldu benim için. Hayatımın her anında olan kadın bir anda çıkmıştı. Üstelik hepsi benim yüzündendi. Çok aramıştım onu. Ama izini öyle bir kaybetmişti ki onu bulamamıştım.

Yusuf ve Gülbeste bizim için büyük şanstı. Onu ilk günkü gibi seviyordum. Ama o bana ilk günkü gibi bakmıyordu. Kalbimi parça parça ediyordu. Haketmiştim. Hem de fazlasıyla.

Bana ne yapsa haklıydı. Ben günahkardım. Ben bebeğimin, sevdiğim kadının günahına giren acımasız bir katildim.

Kapı sesi ile yattığım yerden kalktım. Bu saatte kim gelmişti ki? Uyku gözlerle kapıdaki kişiyi seçmem uzun sürmedi. Çünkü karşımda Yusuf duruyordu.

"Ağabey? Ne bu halin?" Endişeyle yüzüme baktı. Ne vardı ki halimde? Herzaman ki bendim işte. Pişman, öfkeli, darmadağın ben.

"Neyim varmış koçum?"

"Gözlerin kan çanağına dönmüş. İyi misin hasta falan değilsindir umarım?"

Keşke hasta olsaydım. Öyle daha kolaydı. Bu hallerim keşke hastalıkla sınırlı kalsaydı.

"Yok koçum iyiyim. Sadece biraz uykusuzum ondan kızardı gözlerim." Yusuf imayla yüzüme baktı.

"Ha toz falan kaçmadı yani?"

Ne demek istediği apaçık belliydi. Ama bunu bana yakıştırması çabası. Çünkü çok nadir beni ağlarken görürdü.

"Yok koçum iyiyim. Sen neden geldin bu saatte?"

"Sen yemeğe inmedin. Hasta gibi bir halin vardı. İyi misin diye bakmaya geldim."

"İyiyim koçum. Yarın önemli bir toplantı var. Sen de fazla ayakta kalma uyu."

Anlayışla başını salladı. "Tamam ağabey. İyi geceler."

Kapıyı kapatıp yatakta cenin pozisyonu aldım. Hiç de istemiyordum o lanet toplantıya girmek. Sadece onu görmek, bal kaynaklarını öpmek ve kendimi affettirmek istiyordum. Onsuz üşümüş bedenimi ısıtmak istiyorum. Yine bana aşkla baksın istiyordum.

Dayanamıyordum. Şu an kalkıp kapısına gitmemek için kendimi zor tutuyordum. Çok zorluyordu kalbim beni. Yatağımdan doğruldum ve üzerime çarçabuk bir hırka gecirdim.

Soluğu kapısının önünde aldım. Ne o? Vurucak mısın yoksa Oğuz? Affet beni. çok pişmanım, seni eskisi gibi çok seviyorum mu diyeceksin?

Tabii ki yapamazdım. Onun içeride öylece nefes alması bile yetiyordu bana. Zaman zaman onunla kaçamak yapardık. Geceleri hem onu izler hem de nefesini dinlerdim. Tatlı nefesi her defasında yüzüme çarptıkça kendimden gecirdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 13, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yapbozun Son Parçası / Eksik Parçalar Serisi-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin