Biliyormusunuz gerçekten bela mıknatısıyım.Son günlerde bedensel savunma derslerinde nedense Bay Blackburn sürekli benle Nick’i eşleştiriyor.Peki bilin bakalım kim dayak yiyor? BEN.
Şimdi sakın demeyin ah ne güzel ne romantik fazla temas.Tamam o gün - popomun sızlamasını saymazsak- ona o kadar yakın olmak çok güzeldi.Ama ben o defteri kapattım.Anlayacağınız başlamadan bitirdim.Zaten kıçınız tekmelenirken romantik şeyler de düşleyemiyorsunuz benden söylemesi.
Neyse ne diyordum?Bela mıknatısı değil mi?Göbek adımdır.Artık herşey kötüden de kötü gitmeye başladı bi şey hariç.Merak etmeyin onada gelicem.
Şimdi son günlerde Betty ve ben daha sık çalışır olduk çünkü üç haftam falan kalmıştı,üç hafta içinde güçler ortaya çıktı çıktı.Çıkmadı yallah akademiden.Bu yüzden bugünde boş bi sınıfta Betty’le çalışıyorduk.Evet Tracy’de vardı.Ve yine evet Betty’e katlanamıyordum.
“Hey neden yoga yapıyorum ki.”dedim yarım saattir bağdaş kurmuş ellerimi iki yana açmış gözlerim kapalı bi şekilde oturuyordum.
“Yoga değil,meditasyon.”dedi Tracy.
“Ve meditasyon güçleri ortaya çıkarmanın en bilinen yollarından biridir.Şimdi zihnini boşalt.”dedi Betty.Bu ikisi bana karşı ağız birliği etmişlerdi.
Gözlerimi kapattım ve zihnimi boşaltmaya çalıştım.Ama bu çok zordu.Aynı anda o kadar çok şey düşünüyordum ki;Annem ve babam nasıllardı?,Karanlık denen şeyden paçamı nasıl kurtarıcam,akşam yemeğinde ne var? Güçlerim, Walt ve Natalie ne alemde , bunun gibi bir sürü şey aklımdaydı ve ben zihnimi boşaltmaya, imkansızı başarmaya çalışıyordum.Ama pek de başarılacak bi yanı yoktu.
“Bakın gerçekten olmuyor.Zihnimi boşaltmam imkansız gibi bişey.”
“Yeniden dene Zoe.Meditasyona bırakılan işaretli kişilerin % 53 ‘ünün güçlerinin ortaya çıktığı açıklanmış.” bunu söyleyen Betty’di tahmin edersiniz.
“Bende ki bu şansla geri kalan 47’lik kısımda olurdum.Hadi başka bişey deneyelim.”dedim.Meditasyon iğrençti.
Betty elindeki kitaptan kafasını kafasını kaldırıp bana baktı “Bak gerçekten , sen şuna çalışmak istemiyorum desene.”
“Çalışmak istemiyorum değil sen sabrımı zorladığın için çalışmaya pek de gönüllü değilim diyelim.”
“Öyle mi? O zaman çıkar ortaya güçlerini de görelim Blake.”
“Yapabilseydim bu kadar zaman sana katlanmak zorunda kalmazdım. Sen ve işe yaramaz teorilerine.İnsan da ölme isteyi uyandırıyorsun.”
Biz birbirimize bağırırken içeri biri girdi kim olduğuna bakmadım.
“Boş versene benden bu kadar.Sen umutsuz vakasın.Durumun içler acısı.Üç hafta sonra Klugman seni akademiden yollayacak zaten.”dedi ve arkasına bakmadan bi hışım kapıdan çıktı.
Onun arkasından da Tracy çıktı “Onu ikna etmeye çalışırım.Ama gerçekten Zoe bu kadarı senin için bile fazlaydı.” Kızın üstüne fazlamı gitmiştim acaba?Ama hayır her kelimesini isteyerek söylemiştim ve doğruydu yani.
Herneyse akşam yemeğine falan inmedim.Zaten Betty’le ettiğimiz kavgadan sonra iştah miştah kalmamıştı bende.(düşünün bunu ben söylüyorum.)Akademinin bitimindeki ormana girdim.Nehrin önündeki ağacın altına oturdum her zamanki gibi. Kafam atınca ve ne zaman akademiden kaçmak , yalnız kalmak istesem buraya geliyordum artık.Şey bi de zaten tam bi ezik olduğum için odamdan başka gidecek tek yerimdi.Burası benim özel yerimdi yani.Orada ağacın altında bi kaç saat falan oturdum.Neden bilmiyorum ama çok rahatlatıcıydı.Şimdi demeyin bi kaç saat oturamazsın sıkılırsın.Ama ben artık ezik grubunda olduğumdan zaten arkadaş çevrem tek kişiden ibaretti ve sosyal hayatım,ya da kafeteryada oturduğum bi grubum yoktu bu yüzden sabah -akşam 7/24 burayı parsellemiş bulunmaktaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşaretliler Akademisi
FantasíaFantastik filmler,efsaneler,macera romanları duyunca nerden geldiğini merak ettiğimiz hayalet hikayeleri.... Aslında tümüne hayal gücü deriz...YA DEĞİLSE!Aslında hepsinde gerçeklik payı varsa. Zoe boynunda beliren o gizemli işaretle ne yapacak?Peki...